Futbol Federasyonu topu taca attı, lig kaldığı yerden devam ediyor. Peki yazarlar kararları nasıl değerlendirdi?
Abone olİNTERNETHABER.COM- Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) iddianamenin beklenmesi kararı tarşılıyor. Kamuoyu ikiye bölündü. "Top taca atıldı, lig şaibe altında kaldı" diyenler federasyonu eleştirdi. Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var. İddianame ortada yok ve sanıkların savunması alınmadı. İşte bu ikilem altında federasyonun aldığı karar yazarların gündeminde. İşte o yazarların görüşleri:
Turgay Demir (Fotomaç): Çürük yumurta deneyi
Federasyon diyor ki, şike ya da teşvik varsa bile biz görmedik. Eğer adalet görmüşse bize de göstersin ki gereğini yapalım… Bu federasyonun kirli bir zihniyete teslim olması, kendi kendini inkar etmesi ve özerk futbol topunu dinamitle patlatması demektir.
Evet top patlamıştır.
Bu ne demektir biliyor musunuz; ey transfer yapanlar siz enayisiniz!..
Kardeşim o parayı rakiplere teşvik diye dağıtın, yakalansanız da biz bir şey yapmayız, siz de kupaları toplarsınız.
Bu ne demektir biliyor musunuz; cebindeki üç kuruşu bilet parasına veren futbolsever, sen orada boğaz patlatınca maçın kaderini etkilediğini mi sanıyorsun...
Biz maçların kaderini başka yerlerde belirliyoruz, sen kendini kandırıyorsun kardeşim… Ne on ikinci adamı ya!...
Bu ne demektir biliyor musunuz; kim, ne kadar kirlenirse kirlensin biz eyyamcı bir federasyon olarak bir şekilde üç maymunu oynar ve kolumuzu dahi kıpırdatmayız.
Bu 'Ey şikeciler, teşvikçiler, eşkiyalar rahat olun' demektir özetle.
Savunma alma imkanı yokmuş!..
Mazerete bakın Allah aşkına.
Onlar Türk futbolunu kirletirken, bu ülke futbolunun, onlarca futbolcunun, milyonlarca futbolcunun savunma hakkını düşündüler mi peki?
Hıncal Uluç (Sabah): Aydınlar ligi karanlıkta bıraktı
Şimdi hukuk bu boyuttayken, herhangi bir kurum ve kişi hakkında savunma hakkı kullanılmaksızın alınar karar, ileride büyük tazminata sebep olabilir.
Ki bu belgeler gizli olduğu için kimseye gösterip, savunmayı da alamıyorsun. "Ben hukuken savunma alınmadan bir karar vermem" diyorsun. Bu hukuksal bir durumdur. Ama yürekli bir karar değil. Yürekli olsa şöyle olurdu: "Çıkabilecek bütün sonuçları göze alıyorum. 9 Eylül'de başlayacak ligin selameti uğruna, bu kararları bugün bu koşullarda olmama rağmen alıyorum" derdi ve 9 Eylül'de insanların güvendikleri, inandıkları, rahat izleyecekleri bir lig başlardı.
Bu hukuksal karar, 9 Eylül'de başlayacak ligi karanlıkta bıraktı.
Ben, bırak gazeteciyi, bir seyirci olarak, kaderi belli olmayan bir ligi seyretmek istemem. Bana heyecan vermez. Sayın Başkan bir tarih koydu. "İddiamanenin kabulü ile gizlilik kalkar. O zaman ben bütün bu iddiaları sanıklara ve şüphelilere açıklarım, savunmalarını alırım ve kararımı veririm" dedi. Şimdi ligin ikinci, dördüncü ya da dokuzuncu haftasında iddianame kabul edildi. Ne olacak? Başlamış olan lige, "Durun bakalım, arkadaş durum değişti. Ben şu takımlara küme düşme cezası verdim. Bunun yerine Bank Asya'dan takım alıp Banka Asya'yı da alt üst ettim!" Yani bütün Türkiye ligleri bir kaosa girecek.
AHMET ALTAN'DAN SERT SÖZLER SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
Ahmet Altan (Taraf): Derin kirlilik
Ne oldu “temiz toplum” sloganlarına?
Bu mu temizlik?
Dert, sadece askerin “kirliliğini” temizlemek ve geri kalan her şeyi pis bırakmak mıydı?
Eğer bu futbol federasyonu “askerlerden” kurulmuş olsaydı başta hükümet olmak üzere herkes kükrer, bu kararı lanetler, bu kararın “adaletsizliğine” karşı çıkardı.
Ama benim anladığım, sivillere “kirlilik” serbest.
Federasyon’un kararından sonra televizyonda konuşan genç Spor Bakanı’nın konuşmasına bakıyorum, “Sabırla beklemeliyiz” diyor.
Neyi bekleyeceğiz sabırla?
Mahkemenin kararını mı?
Öyleyse Futbol Federasyonu neden toplanıp bir karar verdi, kararı mahkeme verecekse Federasyon niye devreye girdi?
Federasyon yöneticileri, kendi kişisel kariyerlerini düşünerek futbolu katlettiler, büyük bir belaya davetiye çıkardılar.
Toplum vicdanını yaraladılar.
“Bu ülkede hiçbir şey değişmez, kim gelirse gelsin kirlilik devam eder” kuşkusunu bir inanca dönüştürmeye yardım ettiler.
Bu federasyonu ve bu federasyonun başkanını seçenleri kutluyorum.
Şikeyi de “futboldan” alıp, merkeze taşıdınız.
Bütün toplumu koskocaman bir şikenin parçası yaptınız.
Bravo size.
Mehmet Tezkan (Milliyet): Lig başlar da biter mi?
Çok sıkışırlarsa..
İddianameyi gördük, oldu olacak mahkemenin sonucunu bekleyelim derler mi?
Yok artık daha neler..
*
Gelelim sadede..
2011-2012 sezonu şimdiden sizlere ömürdür..
Futbol severlerden bir Fatiha beklemektedir..
*
(Aklımın basmadığı bir husus var.. Federasyon Başkanı aydınlatırsa çok sevineceğim.. Etik kurul 21 gün belgeleri inceledi, 100 sayfalık raporunu yazdı.. Başkan ve yönetim kurulu raporu inceledi, dün 15.30’da toplandılar, konuştular, tartıştılar, olasılıkları değerlendirdiler, ‘iddianameyi bekleyelim başka çare yok’ kararını aldılar.
Aldılar da, iki gündür bütün spor sayfaları federasyonun kararının bu yönde olacağını manşetten yazıyor..
Merakımı hoş görün; bu nasıl oluyor!
Federasyon toplanmadan Federasyon’un ne karar vereceği nasıl biliniyor..)
FEDERASYONU İSTİFAYA ÇAĞIRAN YAZAR KİM? ÇAKAR NEDEN "FİYASKO" DEDİ? CEVABI SONRAKİ SAYFADA
Ahmat Çakar (Sabah): Kozmik fiyasko
Diyelim ki iddianame Ekim ayında mahkemece kabul edildi. Yani tüm deliller aleniyet kazandı. Ve Etik Kurulu, tüm belgelere ve tüm ifadelere sınırsız şekilde ulaşabilecek konuma geldi. Üstelik gizlilik de ortadan kalktığına göre, kozmik odada toplantılar tekrar başladı. Hadi diyelim ki bir ay ya da iki ay, kozmik oda toplantıları devam etti. Ve Ocak ayında Etik Kurul bir karar verdi. Aslında karar da veremez ya. Federasyona iletmiş olduğu görüşünde, A takımının B takımının ve C takımının şike yaptıklarını tespit ettiklerini belirttiler.
Diyelim ki, bu takımlar da Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor olsun. Aslında bu üç takımın da olması ihtimal dahilinde zira, başkan ve idarecileri yargılanıyorlar. Devre arası gelmiş, Fenerbahçe lider ve Şampiyonlar Ligi'nde de doludizgin gidiyor. Beşiktaş ikinci, Trabzonspor da üçüncü sırada olsun.
Her ikisi de UEFA Avrupa Ligi'nde gruplarından çıkmışlar. Peki ne olacak? Ligin yarısı geride kalmış, bu üç takımı küme mi düşüreceksiniz? UEFA'ya ne diyeceksiniz? 'Bu üç takım şike yapmış, biz ligden düşürdük, siz de UEFA'dan atın' mı diyeceksiniz?
Aziz Üstel (Fotomaç): İstifa etsinler
Yaptığı açıklama topu taca atmak bile değil; topu stadın dışına atmaktır.
Hadi hiçbir kulübü düşürmedin, ya da puanını silmedin; bari Türk sporunu kirleten kişilerin cezasını kes!.. Savcılıkça tutuklanma talebiyle mahkemeye verilmiş, tutuklanmış, tutukluluğa itirazları reddedilmiş, kişilerin hangi savunmasını alacaksın!
Bu federasyonla oynanacak lig maçlarının sonuçlarına her kulüp itiraz etmelidir.
Madem şikeye ve teşvik primine ceza vermek bu kadar zor; o zaman Sporda Şiddet Yasası niye çıkarıldı?
Eski tas eski hamam, devam eder giderdik!.. "Kararsızlık, en kötü karardan daha kötüdür" demiştik; Türkiye Futbol Federasyonu en kötüyü yaptı. Madem böyle bir ucube açıklama yapacaktınız, neden ligleri ertelediniz? Madem 'Kararsız Kasım' gibi dolaşacaktınız, etrafta neden belge beklediniz, istediniz?
Madem futbolu içine düştüğü bunalımdan çıkaramıyorsunuz; başınızı da kumdan çıkarmayın, bırakın dileyen istediğini yapsın!..
FOTOMAÇ YAZARI KULAÇOĞLU AYDINLAR'IN HANGİ SÖZLERİNİ TRAJİKOMİK BULDU? SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
Hakan Kulaçoğlu (Fotomaç): Müjde! Şike bitti mi?
Kabul etmek gerekir ki, bu güzel ülkede artık herkesin hak ettiğini alması, bulması hayali de epeyce bir hasar aldı. Eldeki belgeleri göremedik elbette, ancak medyaya sızanlarla yeterli bir kanaat oluşabileceği kamuoyundaki genel vicdani kanıydı. Lakin federasyon ve onun başkanı, her ne kadar yasalara uyduğunu anlatsa da bir spor adamından ziyade bir patron edasıyla yaklaştı olaya. Parasal kaygılar, ticari baskılar ağır bastı zahir. Burada bir olasılık da, medyada delil diye gördüğümüz kayıtların uyduruk haber olduğudur!
Her halükarda, TFF'nin bir karar vermeden ligleri başlatması büyük sıkıntı getirecek.
Benim gördüğüm kadarıyla, Aydınlar gerek kararı açıklarkenki ses tonu ve beden dili, gerekse salondan gelen sorulara verdiği yanıtlarla Türk futbolunun lideri olamayacağı izlenimi bıraktı. Avrupa kupalarına katılım konusunda "Kendinden şüphesi olan kulüp isterse katılmayabilir" şeklindeki ifadesi ise tarihi traji-komedi örneğiydi.
Haklarında delil olmayan ve serbest bırakılan bazı kulüp yöneticilerini disiplin kuruluna sevk etmesi ise aba altından sopa hamlesiydi.
Ama şike ve teşvik suçlamasıyla tutuklanan kişiler hakkında "Mahkemece tutuklanmaları için yeterli kanıt olabilir, bize göre yeterli kanıt yok" demesi ise hadisenin zirve yaptığı yerdi.
Meriç Müldür (HaberTürkSpor): en akla yaktın senaryo
Bence karar sürpriz değil. En akla yatkın senaryo gerçekleşti. Bugüne kadar yazdıklarımız doğrultusunda karar çıktı. Aynısını federasyon başkanı dile getirdi. Biz delil yok dedik. TFF'de bu yönde karar verdi. Etik Kurul da haklı. Adli makamlar ellerindeki bilgi ve belgeleri delil olarak adlandırabilir. Ancak bu işin adli kısmı. Karar verecek olan TFF, işin futbol yönüne bakacak. Adli makamlar şike için telefon kayıtlarını kanıt olarak adlandırabilir, ancak bu futbol dünyasında anlam taşımayabilir. Eldeki bilgi ve belgeler geçersiz. En azından ortada futbolcu yok. 19 maçta şike varsa 19 futbolcu tutuklanması gerek. Ama ortada tutuklanan futbolcu yok. TFF bundan sonra ligi oynatacak. Lig de sezon sonuna oynanır. Ondan sonraki süreçte sahalarda olaylar çıkabilir. Tansiyon artabilir. Ama onlar da olacaktır. Tüm bunlara karşın TFF verilebilecek en doğru kararı vermiştir.