Galatasaray'ın Beşiktaş'ı 3-2 yendiği maçı spor yazarları nasıl değerlendirdi?
Abone olGalatasaray zirvede yalnız kaldı. Beşiktaş'ı 3-2 yenen sarı kırmızılı takım Elmander ile sonuca gitti. Almeida'nın kaçırdığı golden bir dakika sonra Elmander, Arena'yı bayram yerine çeviren golü attı. Peki spor yazarları 5 golün atıldığı derbiyi nasıl yorumladı?
Ahmet Çakar (Sabah): Kaleci Cenk Gönen!
Bu iki dramatik kırılma noktasında bir baş rol oyuncusu daha var. Aslında belki de, Beşiktaş'a maçı kaybettiren isim: Kaleci Cenk. Geride bıraktığımız haftaları da düşününce "Bu kaçıncı hatan be Cenk" demeden edemiyoruz. Bir kaleci bacak arasından gol yiyebilir. Bir defans oyuncusu tıpkı dün gece Semih'in yaptığı gibi kendi kalesine gol atabilir ama bir kaleci Cenk'in yaptığı gibi asla o hatayı yapamaz. Yapmamalı. Bu seviyeye gelmiş Cenk, çaprazdan Selçuk'a çıkamaz. Madem çıktın, topu alacaksın. Alamazsan orada 'şaşkın ördek" gibi kalırsın.
İlk yarı daha çok isteyen Galatasaray'dı. Eboue'nin inatçılığı Galatasaray'a golü getiriverdi. Aslında bu pozisyonda biraz da Eboue'nin şansı demek lazım. Top bilardo topu gibi, Eboue ve Beşiktaş defans oyuncuları arasında gitti, geldi. Ve en son Eboue'nin önünde kaldı; o da Elmander'e çıkarttı ve Galatasaray golü buldu.
Uğur Meleke (Milliyet): Melo+10
İşte bir hoca, Hakan’ı kazanıyorsa, Emre’yi kazanıyorsa, Melo gibi kodlanması bitmiş bir adamı bile geliştiriyorsa takım da gelişiyor; ortaya büyük maçlarda hep vasat üstü oyunlar çıkıyor. Dün oyunun merkezindeki Melo-Selçuk, nerdeyse sıfır hata ile oynadılar. Melo ilk bir saatte sahanın her yerinde bitiverdi, üstelik hemen her pasında da takımına metre kazandırdı. 43’üncü dakikada araya koşu yapan Elmander’i göremeyip geriye pas attığı için üzülen bir adam oldu Melo! Sizin orta sahanızın göbeğinde de Melo gibi bir adam olunca etrafındaki 10 adamı oynatabiliyor; gününde bir Melo+10 (veya Selçuk+10), Beşiktaş’a (ya da 11 eksi Fernandes’e) karşı orta sahada üstünlüğü kazanabiliyor. Bu da maç kazandırıyor çoğunlukla...
[PAGE]
Erman Toroğlu (Hürriyet): Heyecan vardı
Hakem Fırat Aydınus, fizik olarak iyi değil. Nitekim bazı pozisyonlarda topun oynama alanında ve oynama alanının içinde kalıyor. Futbolcular onun yüzünden istedikleri yere pas atamıyorlar. Oyuna müdahale ediyor.
İkincisi futbolcuyla inanılmaz uzun konuşuyor. Hesap veriyor. Futbolcu neden hata yaptığını veya adam kaçırdığını anlatıyor mu? Sen anlatıyorsun.
Bir cümle kurarsın, geçersin.
Bir sözüm de 4. hakemlere. Yedek kulübelerinden devamlı fırça yiyorsunuz. Maçın hakemi sakatlansa, maçı siz yöneteceksiniz. Nerede kaldı sizin otoriteniz?
Osman Tamburacı (Yeni Şafak): Şampiyonluk avuçta
Terim ne düşündü bilinmez ama Necati'yi aldı Riera'yı sokarak topu ileride tutmayı hedefledi ama iyi bir düşünce değildi. Pektemek de Köybaşı'nın yerine girdi. Beşiktaş hala kanatları kullanmamakta ısrarlı. Quaresma da alan savunmasında çok adamla iyi marke edilince Beşiktaş atakları etkili olamadı. Kontrolsuz Semih'in ters vuruşuyle Beşiktaş havadan beraberliği yakaladı. Quaresma'nın kale alanına ortası kolay gol oldu.
Terim yaptığı değişikliklerle göbeği boşalttı. Melo ve Emre çıktı; Aydın ve üvey evlat Baroş girdi. Bu düşünce maçın başında olabilirdi ama sonunda ciddi bir riskti. Terim yüklenen Beşiktaş'a adeta prim tanıdı. Beşiktaş bastırdı, üç puan gitti geldi, golü bulan Galatasaray oldu. Şampiyonluk artık avuç içinde.
[PAGE]
Gökmen Gözmedir (Vatan): Büyük takım refleksi
G.SARAY’IN skora da net şekilde yansıdığı gibi rakip kaleyi düşünen iki futbolcusu vardı. Bol bol pas yapmak, belki yorgun Beşiktaş’ı üstüne çekerek avantaj sağlamak için bir taktikti ama bu pasların sonuna getiremiyorsanız taktik de bir işe yaramıyor demektir. O zaman da ya rakip takımın defansının hatasını bekliyorsunuz, ilk golde olduğu gibi ya da bireysel beceriye kalıyorsunuz, Selçuk’un yaptığı 2 asist gibi. G.Saray her ne kadar çok beğendiğim bir futbol oynamasa da şu da bir gerçek 2.’nin 9, 3.’nün 14, 4.’nün de 17 puan önünde. Belki iyi oynamamışlar ama sonucu almışlar. Bu da bir büyük takım refleksi. Fatih Terim’in de G.Saray’a kazandırdığı bu. Son 3 sezonda G.Saray duruşunu, gücünü, formasının etkisini kaybetmişti. Bu sezon geri kazandı. Beşiktaş, Fernandes’in yokluğunu çok aramakla beraber bence son derece efektif, sert, güçlü bir şekilde çıktı Arena’dan. Mağlubiyeti hak ettiklerini düşünmüyorum.
Güntekin Onay (Vatan): Almeida ve Cenk havlu attırdı
SEMİH’İN kendi ağlarına gönderdiği top hücumda çok zenginlik yaşayamayan Beşiktaş’ı tekrar kazanma noktasına getirirken aynı zamanda az posiyonlu maçı da hakettiğinden fazlasıyla ödüllendiriyordu. Zira toplam 4 gol olacak bir maç değildi asla.
SELÇUK-Melo-Engin-Elmander G.Saray’da; Sivok, Toraman ve Ernst de Beşiktaş’ta öne çıkan oyuncular oldular. Quaresma iyi oynamadığı maçta 2 asist yaparak görevini yaptı. Almeida biraz daha etkili oynasa Beşiktaş maçı kazanabilirdi de. Hele hele 90’da kaçırdığı gol Beşiktaş’ı 3 puandan etti. Geçen sene F.Bahçe maçında, dün de G.Saray derbisinde kaçırdıklarıyla Beşiktaş’a havlu attırdı. Ve bir başka önemli not da kalesine gelen 3 top var, 3’ü de gol oldu. Cenk’in mutlaka çok çalışması şart.
[PAGE]
Ümit Aktan (Türkiye): İbraname
Eboue‘nin saldırısı Beşiktaş’ın solunu dağıttı ve Elmander “mukadder” golü buldu.
İlk yarıda arıza “çetede” gibi görünüyordu. Hem kendilerine oynuyorlar, hem de takım savunmasını reddediyorlardı. Topla hiç yararı olmayan ekstra hareketleri zorlayarak, Galatasaray’ın işini de kolaylaştırdılar. Onlar yanlarından geçeni yürüyerek izledikçe, bütün yük de bizim genç Türklere ve artık Türkleşmiş Ernst‘in omuzlarına bindi.
İkinci yarının şok presi Beşiktaş’ı birden maça ortak ediverdi. Ama golü üreten Q7‘nin kaptırdığı ve yürüyerek bile olsa kovalamadığı bir topu Melo rakibin kalbine sapladı.
Hüner ve cambazlıkla gelen umut, vurdumduymazlıkla helak oldu gitti...
Çok iyi oynayan bir takımı iyi oynayan birkaç kişiyle yenmek, üstelik rakip sahada pek kolay bir şey değildir. Sonucu ancak rakibin hatası veya kendi kalesine atacağı bir golle alabilirsiniz.
Gökmen Özdenak (Bugün): Rehavete dikkat!
Hızlı, rakip kaleye gidebilecek, pozisyon üretebilecek çıkışların rakibini gafil avlayarak zorlanmadan pozisyn üretebilirsiniz. Zaman zaman bu kalabalıktan gol çıkmayacağı anlaşılınca kanat akınların denenmeye başlandı. Bu akıllıcaydı ama bu sefer başka bir sorun çıktı ortaya.
Ceza alanında bir veya iki oyuncu gol darbesi yapmaya yetmiyor. Galatasaray ilk golü attıktan sonra gol için en ufak bir çaba bile sarfetmedi. Pozisyonları dahi yok. Hele yedikleri gollerde, ailece hata yaptılar. Zaman zaman Beşiktaş'ın da gol girişimleri oldu ve defans hatasından dolayı yenen goller var.
Atılan 2 golün ilki Ebue'nin, ikincisi de Selçuk'un mükemmel pasları neticesinde oldu. Tamam derbi oynuyorsunuz ama "topa sahip olalım" derken gereksiz yerlerde çok pas ne işe yarar... Puan farkı açıldıkça rehavete dikkat et Fatih hoca...
[PAGE]
Mert Aydın (Fotomaç): Cimbom 3'te 3 yaptı
Beşiktaş, Simao'nun sahada oyuna katkı sağlayamadığı bir maçta Quaresma'nın yaratıcılığına kalmıştı.
Portekizli kimi zaman arkadaşlarını delirtse de kazanılan iki golün de mimarıydı. Beşiktaş'ın yediği ilk golün gelişiminin Braga'dan yenen golü andırması bir uyarı. Bu kez sol bekin asıl sahibi İsmail Köybaşı sahadaydı halbuki.
Ama o kanatta Simao'nun varlığının da bununla bir ilgisi var herhalde.
Galatasaray önemli bir fırsat yakaladı. Fenerbahçe ve Trabzonspor yenilmişti. Beşiktaş'ı yenince çift haneli puan farklarıyla play-off öncesi avantaj yakaladılar.
Galatasaray, maç içi zaaflarını isteğiyle kapatıp kazandı.
Beşiktaş için hayat bundan sonra daha da zor.
Artık kredileri kalmadı...
Metin Tekin (Sabah): Oyun coşkusu 3 puanı getirdi
Galatasaray'ın bu seneki en önemli özelliği olan oyun coşkusu bu maçı son dakikada da olsa Galatasaray'a kazandırdı. Kalite ve beceriden çok son dakikada galibiyeti bu coşku getirdi.
Bazı takımlarda teknik direktör dokunuşlarını hissedersiniz. Ama bazı hocalar vardır, onlar takımı her yönüyle ele alırlar. Galatasaray'daki bu hızlı değişimin en önemli etkeni bu. Ligde son 6 haftaya girilirken puan durumu ve oynanan oyun bu sezonun Galatasaray'ın ligi olduğunu gösteriyor. Tek acabamız ilk defa uygulayacağımız play off'ta neler olabileceği.
Beşiktaş açısından ise play off'a kalınsa bile zirveden kopuş ve aradaki puan farkı bu sene Beşiktaş'ın önüne koyabileceği hedefin Avrupa'da olduğunu gösteriyor. Ve en az bunun kadar önemli olan 8 yıl sonra Beşiktaş'ın yeni yönetimini ve hedeflerini nasıl oluşturacağı.
[PAGE]
Adnan Aybaba (Fotomaç) : Ah o 90+1 yok mu?
Avrupa'da yola devam ediyorsun. Çok stresli bir maçtan çıkıp derbide oynamak gerçekten kolay değil.
Ardından başkanın veda etmesi, duygusal bir ortamın içine sürükledi takımı. Tüm bunlar yaşanırken Arena'da gelip maça çıkmak tabii ki zor. İsmail Köybaşı uzun bir aradan sonra görev aldı.
Simao ve Quaresma iki kanatta, Almeida tek forvet oynadı. Orta sahadaki organizasyonlarda da çok kalabalık futbolcuları var. Tabii ki Egemen'in sakatlığı önemli.
Defanstaki kurgu birden bire değişti. Sidnei de uzun bir aradan sonra forma giydi.
Cenk ile birlikte defansın önemli hataları oldu.