Türkiye, 17 Aralık'tan sonra bir yol ayrımına giriyor. AB karşıtı veya yanlısı saflar her geçen gün biraz daha netleşiyor. SP, MHP ile aynı safta yer almak için çağrıda bulu
Abone olSaadet'ten ortak muhalefet çağrısı
SAADET Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan ile konuştuk. AB sürecindeki muhalefet stratejilerini anlattı. Eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın mahkumiyet kararında iktidarın pasif tutumuna yönelik dünkü tespitimize katıldı. Buna karşılık Saadet Partisi’nin AB mitinglerinin yansıtılmasıyla ilgili üstü kapalı bir de sitem aldık. AB karşıtı mitinglerin İstanbul’da 28 Kasım’da Saadet Partisi tarafından başlatıldığını belirten Şevket Kazan, “MHP bizim arkamızdan igeldi” dedi. MHP’nin medya desteği ile bu mitingleri ilk başlatan parti olarak takdim edilmesini yadırgadığını söyledi. MHP konjektürel ve siyasi duruş açısından AB karşıtı bir fotoğraf veriyor. Bu, misyonunun gereği. Onu da yapıyor. Ama Saadet Partisi için, AB ve ABD karşıtı siyasetini net tutan ve meydanları hareketlendiren ilk parti oldu diyebiliriz.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan İstanbul’da binlerce kişinin katılımıyla yapılan mitingin aynı canlılıkla Trabzon, Bursa ve Adana’da devam ettiğini belirtti. Saadet’in miting takvimini, “18 Aralık Cumartesi Elazığ, 19 Aralık Pazar Şanlıurfa, 26 Aralık İzmir, 2 Ocak Kocaeli” diye sıraladı. Şevket Kazan, deneyimli bir politikacı. RP Genel Başkan Yardımcılığı, TBMM Grup Başkanvekilliği ve Adalet Bakanlığı görevlerinde bulundu. Hep gençlerin önünü açtı. Siyaseti inanarak ve dokunarak yapıyor. Yâni, sürekli sahada, halkın arasında.
Türkiye’de iktidar boşluğu olduğu kadar muhalefet boşluğunun da yaşandığını savunan Şevket Kazan muhalefeti, TBMM içinde ve dışında diye ikiye ayırıyor. CHP ve DYP’nin yeterli muhalefet yapmadığını savunuyor: - Muhalefet yok. Milleti uyutuyorlar. Gerçek muhalefet Parlamento dışında. CHP aslında onlarla (iktidar ile) beraber. CHP, AB için ‘iyi olur’ diyor. Hareket yok. Açık değil. AB’nin kararını yâni 17 Aralık’ı görmeyi bekliyor.
İktidarı sallarız
BİR anlamda halef selef olduğu Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in yeniden tartışmaya açtığı Başkanlık Sistemi ile ilgili düşüncelerini açıklamak için hazırladığı rakamları, asıl muhalefet TBMM dışında teorisiyle birlikte, “TBMM’de halkın ancak yüzde 39’u temsil ediliyor. Yüzde 61’i TBMM’de temsil edilmiyor. Sıkıntı burada” sözleriyle siyasal zemine oturttu. Çare olarak seçim kanununda demokratik değişiklikler yapılmasını önerdi. Seçim sisteminden, baraja kadar görüşlerini uzun uzun anlattı. TBMM dışındaki partilerin, muhalefetteki işbirliğinden söz etti. Halkın yüzde 61’inin TBMM’de temsil edilmediği görüşünü yeniledi ve “Biz Parlamento dışı muhalefetin işbirliğini savunuyoruz” dedi. DEHAP’ı, “bu işbirliğine katılamaz” diye hemen devre dışı bıraktı. İkinci olarak “DYP de katılamaz” sözlerinden sonra, “Geriye MHP ve BBP kalıyor” diye hedefini açıkladı.
Saadet, CHP ve DYP’yi iktidarla aynı potaya koyan bir politika izliyor. Kendileri açısından doğru da bir politika. Şevket Kazan’a MHP ve BBP ile ortak muhalefet önerisinin olabilirliği bir yana böyle bir öneri götürmeyi düşünüp düşünmediklerini sordum. Cevap ilginçti: - İktidarın AB ve ABD karşıtı siyasetine Saadet, MHP ve BBP karşı duruyor. Ama bizim arkamızdalar. Yeteri kadar aktif değiller. Biz ortak muhalefet önerisini ısrarla teklif ettik. Kurban ve Ramazan Bayramı’nda da yaptığımız heyet ziyaretlerinde bu partilere ortak muhalefeti önerdik. Bu muhalefetin iyi olacağını söylüyorlar. Ama hareket yok. Yoksa bu iktidarı sallamamak mümkün değil. İktidar gemisi Irak ve AB okyanusunda daha çok dalgalanacak.
Yazı: Metin IŞIK
Kaynak: www.tercuman.com