Saadet Partisi'nin etkin isimleri kongre fikrini rafa kaldırdı.
Abone olErbakan'ın vefatıyla, seçimlere yeni bir genel başkanla girmek zorunda kalan Saadet Partisi'nde kongre gündemdeydi. Partinin etkin isimleri kongre fikrini rafa kaldırdı. Oğuzhan Asiltürk izlenecek yolu açıkladı.
Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Oğuzhan Asiltürk, 12 Haziran seçimlerine kısa bir süre kaldığı için yeni başkanı kongreyle değil istişareyle seçeceklerini açıkladı.
Erbakan'ın kurmaylarından Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Oğuzhan Asiltürk, Saadet Partisi'nin yol haritasını Yeni Şafak'a açıkladı. Fazlı Şahan'ın haberine göre Asiltürk, Erbakan'ın vefatıyla boşalan genel başkanlık koltuğu için genel kurula gidilmeyeceğini, istişareyle genel başkan seçeceklerini açıkladı. Asiltürk kongre ile ilgili şu bilgileri verdi:
SEÇİMDEN SONRA
"Genel başkanlık için bir kongre yapmayacağız. Böyle bir zorunluluk yok. Siyasi Partiler Yasası'na göre 45 gün içerisinde kongre yapılması gerekiyor. Fakat Yargıtay Başsavcısı 45 gün sonra yazı yazıyor. Siz cevap veriyorsunuz. 2-3 ay sonra seçim var. Bu seçim hazırlıkları içerisinde kongre yapmamız mümkün değil. Yargıtay Başsavcılığı da uygun gördü. Şimdi bir genel başkan seçeceğiz, seçime kadar o yürütecek. Seçimden sonra da kongreyi yapacağız."
FATİH TECRÜBESİZ
Asiltürk, genel başkanlık için Fatih Erbakan'ın isminin de gündemde olmadığını söyledi: "Fatih kardeşimizin ismi bizim aramızda geçmiyor, dışarıda geçiyor. Fatih Erbakan evladımız, çocuğumuz sayılır. Çok kıymetli bir genç. Güzel çalışmaları var. Birikim sahibi. Fakat yeterli tecrübeye sahip değil. Bunu Erbakan Hoca'ya söyledik. Arkadaşlarımız teklif etti. Hoca, Fatih'in genel başkanlık için biraz daha tecrübe kazanmasını arzu etti. Biz de Erbakan Hoca'nın arzusunu yerine getireceğiz. Fatih'in de böyle bir teklifi yok. Başka bir genel başkan seçeceğiz."
YILMAZ VE DEMİREL'İN KONUŞMAMASI LAZIM
Erbakan Hoca ile 1954'ten beri arkadaş olan Oğuzhan Asiltürk, Hoca'yı 28 Şubat kararlarını imzaladığı gerekçesiyle eleştiren isimlere tepki gösterdi: "O zamanki MGK, kanuna göre 5 asker 4 tane hükümet kanadı olmak üzere 9 kişi, Cumhurbaşkanı ile 10 kişi oluyor. 'Hoca dik duramadı' iddiaları tamamen gerçek dışı. Hoca MGK'da onlara 4-5 saat ders verdi. Yaverden Anayasa'yı istedi. Cumhuriyetin niteliklerini okudu. Efendim MGK kararlarını imzaladı. İmzalamak ne demek, bu kararları 4'e karşı 5'le aldılar. Ama bu kararların Bakanlar Kurulu'na gönderilmesi anayasal zorunluluktu. Bunu herkes bilir. Demirel de bilir, Mesut Yılmaz da bilir. Hoca o kararları imzalamayıp Bakan Kurulu'na gönderilmesinin önünü tıkasaydı anayasal suç işlerdi. Kime gitti, hocaya gitti. Hoca ne yaptı kararların fotokopisini bütün bakanlıklara gönderdi. Bunları inceleyin dedi. Hiç birini uygulatmadı. Zaten devrilmesine sebep de bu oldu. İki kişinin bu sözü söylememesi lazım. Biri Mesut Yılmaz, sen işin içindesin. Biri de Süleyman Demirel."