BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  POLİTİKA

Sözcü yazarı Soner Yalçın, Meral Akşener'in projesini yerden yere vurdu: Her adımımız takip edilecek

Soner Yalçın Meral Akşener'in Artagan projesini "Meral Hanım nereye koşuyor" başlıklı yazısıyla yerden yere vurdu ve mahremiyeti ihlal eden haksız kazanç sağlayacak bir proje olduğunu söyledi.

Abone ol

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener geçtiğimiz hafta grup toplantısında Artagan projesini açıklamıştı. Sözcü yazarı Soner Yalçın, Artagan projesinin Türk toplumunun yapısıyla uyuşmayan aslında dijital dönüşümü sağlamak isteyen küresel sistemin isimlerinin projesine hizmet etmek olduğunu yazdı.

İşte Soner Yalçın'ın yazısındaki önemli detaylar:

Thodex/ kripto para skandalının gündemde olduğu bugünlerde İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener “Artagan” projesini açıkladı. Neydi bu? Ticarette nakit ödemeyi azaltıp dijital dönüşümü sağlamaktı.

Akşener'e göre Artagan, “nakitsiz topluma dayalı yeni bir ekosistem, adil ve kayıpsız bir ekosistem” idi. Sistem yeni değil; cashless society “nakitsiz toplum” olarak isimlendirildi.

Finansal işlemler parayla yapılmayacaktı artık… Banknot yerini dijital transfere bırakacaktı artık… Hoş geldin; “Satoshi Nakamoto” adını kullanan bilinmeyen bir kişi veya grup tarafından -kimine göre arkasında Rothschild'in bulunduğu- 2008'de icat edilen bitcoin/ kripto para!

Neoliberalizmin finans krizine çare olarak ortaya atılan “elektronik para” sistemini İYİ Parti'nin “yeni proje” diye bize sunmasını nasıl değerlendirmeliyiz? Krizden çıkışın reçetesi “tıklama bankacılığı” öyle mi? “Adil ve kayıpsız” sistem öyle mi? Yapmayınız.

Meral Hanım, cashless society/ artagan projesi açıklıyor! Yoksul halka değil, küresel neoliberalizme “teknolojisi aldatmacasıyla” can simidi atmaktır bu proje… 

Mahremiyet kalmayacak

Diyorlar ki;  kripto para, COV 19 gibi bulaşıcı virüsleri engelliyor! Bu kapitalizm çok harika dostum; hep bizi düşünüyor! Bankaların alacağı komisyon parasından bahseden yok ama…

Denmiyor ki; “Özel hayat mahreminiz kalmayacak, her adımınız takip edilecek!” Bütün verileriniz küresel şirketlerin veri madeninde yer alacak…

Denmiyor ki; belirli para türleri, belirli şekillerde veya belirli zamanlarda harcanmadıkları takdirde “sona erecek” ve değersiz olacak şekilde ayarlanabilecek…

Kitlesel gözetim yapılacak

Denmiyor ki; totaliter rejimler daha etkili kitlesel gözetim yapabilecek; belirli bireylerin herhangi bir şey satın almasını veya para kazanmasını hızla engelleyebileyecek...

Meral Hanım İsveç'i örnek gösterdi. Sahiden İsveç, dolaşımdaki nakit miktarının önemli ölçüde azalması bakımından istisnai ülke… Buna karşılık, İsveç bankalarının “swish” olarak bilinen cep telefonu ödeme sistemi birçok sorunu beraberinde getirdi. Örneğin… Artan sayıda dolandırıcılık ortaya çıktı.
Sisteme karşı 2016 baharında “Kontantupproret” (Nakit Dilekçe) denen ve hızla büyüyen hareket başlatıldı. Birçok kişi bankaların nakde karşı giderek artan düşmanca tavırlarından kaynaklanan sorunları dile getirdi: Örneğin…

TV3'ün tanınmış isimlerinden Robert Aschberg'in, cep telefonu aracılığıyla/ swish sistemiyle bir kimyagere ödeme yaptıktan sonra aynı eczaneden bir reklam alması gizlilik endişelerini artırdı.

Malmö'deki bilardo kulübü, bankalarının onları müşteri olarak kabul etmeyi reddetmesi üzerine kapanmak zorunda kaldı. Ülkedeki birçok geleneksel pazar kapandı. Matematik profesörü Svante Linusson, “nakit tasfiyesinin demokrasiyi yavaş yavaş yok ettiğini” belirtti. İsveç'te böyleyken Türkiye'de neler olacaktır?

Aldatmacaya kanmak

Dünya Bankası verilerine göre:

-Türkiye'de ilköğretim veya daha az eğitime sahip kişilerin banka hesabına sahip olma oranı yüzde 58. Yani, yüzde 42'sinin banka hesabı yok…

-Türkiye'de kırsalda yaşayan bireylerin banka hesabı eğitim durumuna benzer eğilimler gösteriyor; oran yüzde 65. Yani, yüzde 35'inin banka hesabı yok…

-Türkiye'de genç nüfusun (15-24 yaş) banka hesabına sahip olma oranı yüzde 56. Toparlarsam; Türkiye'de 15 yaş üstü nüfusun 20 milyonu aşkın kişinin herhangi bir bankada hesabı bulunmuyor… Bu tablo gösteriyor ki; daha kapitalist bile olamamış Türkiye'de cashless society nasıl hayata geçirilecek?   

Meral Hanım, cashless society/ artagan projesi açıklıyor! Yoksul halka değil, küresel neoliberalizme “teknolojisi aldatmacasıyla” can simidi atmaktır bu proje… 

Akşener Artagan'ı böyle tanıtmıştı

"Artagan, nakitsiz topluma dayalı yeni bir ekosistemdir" Meral Akşener, ekonomide ve ticari ilişkilerde dijital dönüşümü hedef alan "Artagan Projesi"nin ayrıntılarını anlattı.

Artagan'ın öz Türkçede "bolluk ve bereket" anlamına geldiğini belirten Akşener, bankacılık sisteminin mevduat fazlası veren ve büyümenin fitilini ateşleyecek kurumlara dönüşeceğini, kredi faizlerinin yakın tarihin en düşük seviyelerine gerileyeceğini, üretimin artacağını, gerçekleştirilemeyen tüm atılımlar için gerekli finansmana sahip olunacağını anlattı.

Akşener, şöyle devam etti: "Türkiye’nin zenginleşme reçetesi Artagan, nakitsiz topluma dayalı yeni bir ekosistemdir, adil ve kayıpsız bir ekosistemdir. Artagan, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 21. yüzyıldaki adıdır. Artagan, tüm mali kayıt ve denetimin yapay zeka aracılığıyla yapılmasını sağlayan özerk bir mali denetim ağıdır. Artagan, içinde binlerce yazılım ve vergi uzmanının bulunduğu korunaklı bir kampüste yer alır. Kampüsün altındaysa ülkemizdeki tüm para trafiğini derleyen bir sunucu tarlası bulunur."

Artagan'ın gelire dayalı ve adil bir vergi sistemine geçiş fırsatı sunacağını anlatan Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü: "Artagan hayata geçtikten sonra ise herkes geliri üzerinden adil bir şekilde vergi ödeyecek. Ne var ki Artagan'ın bunları sağlayabilmesi için tüm para hareketlerinin dijital ortamda gerçekleşmesi gerekiyor. Bu sebeple, Artagan'ın ilk aşaması, Türkiye'deki tüm para akışını dijital sistemlere taşıyarak nakitsiz toplum sürecine hazırlanmak olacak. Milletimizden yetkiyi aldığımızda bu hazırlıkları, eş zamanlı adımlarla süratle hayata geçireceğiz."

Pek çok ülkenin nakitsiz topluma geçişte yol aldığını, Türkiye'nin ise sadece bunu izlediğini ileri süren Akşener, İsveç ve Norveç gibi İskandinav ülkelerinin 5 yıl içinde nakitsiz topluma geçeceklerini, Hindistan'ın ise yüksek değerli banknotları piyasadan çekerek nakit kullanımını sınırlandırdığını kaydetti.