BIST 9.949
DOLAR 35,23
EURO 36,72
ALTIN 2.991,00
HABER /  GÜNCEL

Soysal Kırbıs gerçeğini anlattı

Soysal, mütabakat üzerinde yapılan anlaşmanın gerçeği yansıtmadığnı söyleyerek medyayı suçladı.

Abone ol

Kıbrıs Vakfı Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mümtaz Soysal, İsviçre'de tamamlanan Kıbrıs müzakerelerine ilişkin olarak, "Gerek Türkiye hükümeti yetkililerince yapılan açıklamalar, gerekse Türk medyasının büyük bölümünce yayılan hava gerçeği yansıtmamaktadır" dedi. Kıbrıs Vakfı'nda bir basın toplantısı düzenleyen Mümtaz Soysal, yapılan son görüşmelerde Türk tarafının görüşmelerin sonucuna ilişkin belirttiği 'zafer kazanıldığı' söylentilerinin doğru olmadığını ortada iki ya da dört tarafça üzerine mutabakata varılmış bir 'anlaşma' olmadığını söyledi. Önümüzdeki hafta TBMM'de ve yarın dış politikaları görüşmek üzere özellikle Kıbrıs sorununa ilişkin toplanacak olan Milli Güvenlik Kurulu'nda konunun masaya yatırılacağını kaydeden Soysal, BM'nin ortaya koyduğu metinle ilgili olarak, "Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'nce yazılıp tebliğ edilmiş ve iki ayrı halkoylamasına sunulması istenmiş yaklaşık 9 bin sayfalık bir metnin ortada. Halkalar bu metnin kabul etmekle üzerinde anlaştıkları bir metni değil, anlaşmazlıkları ve çatışma tohumlarıyla dolu bir sözde çözüm taslağını kabul etmiş olacaklardır" diye konuştu. Çözümün iddia edilenin aksine 'iki eşit egemen devlet' arasında ve onların birbirlerini tanıyarak, ortak rızasıyla bulunmuş bir çözüm olmadığını kaydeden Soysal, KKTC'nin egemen devlet olarak 'tanınmamışlığı'nın devam ettiğini ileri sürdü. Referenduma sunulucak olan formların ne Türkçe, ne Rumca ve Yunanca olmadığını belirten Soysal, halkın İngilizce metinle, içerisinde ne yazdığı belli olmayan bir metinle karşı karşıya olduğunu belirterek, "Bulunan çözüm, özetle, Avrupa Birliği'yle 'Kıbrıs Cumhuriyeti' adıyla 'katılım andlaşması' imzalayarak tam üye durumuna gelmekte olan şimdiye kadarki Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti'ne kuzeydeki yönetimin yamanması niteliğindedir. Halkoylamasına sunulan metin, KKTC ile AB arasında imzalanan ve AB ülkeleri parlementolarından geçirilmesi gereken yeni bir protokol ile 'AB Müktesebatanın parçası' olarak birincil hukuk kaynağı durumuna getiriyor. Bu kouda sadece AB'nin karar ve yürütme organı olan komisyonun bir uyarlama senedi çıkarma vaadi var. Dolayısı ile metne nüfus, yerleşim, mülkiyet ve başka bakımlardan Türk tarafının haklarını saklı tutmak üzere konmuş olan ve 'derogation' denen geçici istisnalar bu durumda bile ikincil hukuk olarak kalacak ve uzman hukukçuların belirttiği gibi her zaman AB Adalet Divanı'nca iptal kararlarına konu olabilecektir" diye konuştu. Soysal, ortaya çıkan haritanın daha önceki Annan Planları'yla sunulan haritalardan birinin Karpaz'sız olanının aynısı olduğunu söyledi. Soysal, "Daha önce Türk tarafınca istendiği gibi 'düz çizgi' olmaktan çok uzak, Batı'da en verimli Güzelyurt arazisini terkeden, girintili çıkıntılı bir harita kabul edilmektedir. Kıbrıs Türk Devleti, KKTC'nin ada yüzölçümünün yüzde 36'sından yüzde 28'e inmakte, toprağın yaklaşık 5/1 ni vermektedir. Terkidelen 64 köy yanında, son derece verimli toprağı olan Yeşilırmak gibi Türk köyüde terkediliyor. Bırakılan topraklardaki yaklaşık 60 bin kişilik nüfus aşamalı olarak oralardan ayrılıp kuzeye ve doğuya göç etmek zorunda kalıp yeniden yerleştirilecektir" dedi. BM'nin taraflara sunduğu 9 bin sayfalık metni özetleyerek, kamuoyunu ve yetkilileri uyaran Soysal, bir zafer olarak iyileştirildiği söylenen Annan Planı'nın karşılığında Rum tarafına da sağlanan iyileştirmeler yanında çeşitli yönleriyle özde adadaki türk varlığının iyimser tahminlere göre 10-15 yıl, kötümser tahminlere göre çok daha kısa bir süre sonunda eritmek olduğunu olduğunu ve ada ile Türkiye arasındaki bağları önce zayıflatmak sonra da büsbütün koparmak amacını güden bir metin olduğunu vurguladı. Soysal, basın toplantısında ayrıca Kıbrıs Türk halkının yapılaacak olan oylamada 'evet' demesi halinde kendi devletini kendi eliyle yıkarak bir başka tarihsel rekorun sahipleri olacaklarını iddia etti.