Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, öszde soykırım ve PKK konusunda Türkiye'nin düşüncelerini anlattı. Şimdi sıra ABD'de..
Abone olABD'den dönüşünde Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenleyen Gül, ABD'yi ziyaretinde, öncelikle önlerindeki önemli konuları ele aldıklarını ve ayrıca ilişkilerine tehdit olarak gördükleri bir gelişmeyle ilgili şimdiden ABD yönetimi, kongre üyelerini ve ilişkilere önem veren herkesi uyarma fırsatı bulduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Bu mesele maalesef bildiğiniz gibi haksız bir şekilde Kongreye getirilen Ermeni tasarısıdır. Herhangi bir şekilde bağlayıcı tarafı olmayacak bile olsa bunun ilişkilerimize nasıl büyük darbe vuracağını ve stratejik ilişki içinde olan iki ülkenin ilişkilerini tamamen esir alacağını ve çıkmaza sokacağını gayet açık şekilde anlattım ve yönetimin şimdiden harekete geçmesini istedim.
YÖNETİMDE CİDDİ GAYRET VAR
Şunu söyleyebilirim ki; yönetimde bu yönde bir gayret var, askerlerin gayretleri var, güvenlikle ilgili tüm birimlerin gayreti var. Ama biz daha vakit varken, erkenden, herkes kendisini tamamen bağlamadan ya da geç kalmadan uyarma görevimizi yaptık ve bu konuda gayet açık, net şekilde bunun gelip geçici bir etki olmayacağını, bunun derin izler bırakacak bir netice bırakacağını açıkça anlattım."
IRAK KONUSU DA ELE ALINDI
Gül, ABD temaslarında Irak konusunun da gündeme geldiğine işaret ederek, Irak'ın sadece Amerikalılar için değil, onlardan çok Türkiye için daha önemli olduğunu belirtti. Gül, bu konuyla ilgili şöyle konuştu:
"ABD yönetiminden edindiğim izlenim şu oldu: Herkesin aklında Irak vardır, 'buradan nasıl çıkacağız, bu iş nasıl bitecek, nasıl bir yol bulacağız'... Bu konular görüşülürken onlara inandıklarımızı, gördüklerimizi, bu bölgeyi kendilerinden daha iyi bildiğimizi, dolayısıyla Irak'ın bütünlüğünü korumak, Irak'ın parçalanmasını önlemek için nelerin yapılması gerektiğini gayet detaylı şekilde anlatma fırsatı buldum."
TÜRKİYE'NİN SABRI TAŞMIŞTIR
Gül, terör örgütü PKK ile mücadele konusunda da, çifte standardın hiçbir zaman kabul edilemeyeceğini, Türk halkının beklentisinin artık en üst noktaya geldiğini, herkesin sabrının taştığını, böyle bir gerçekle kendileri karşı karşıya kalsa buna tolerans gösteremeyeceklerini, dolayısıyla Türkiye'nin yerine kendilerini koymaları gerektiğini, bu konuda artık söz değil, elle tutulur, gözle görülür aksiyonun yapılması gerektiğini yine herkesle konuştuğunu anlattı.