BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,98
ALTIN 2.994,54
HABER /  GÜNCEL

Soykırım iddiasıyla ilgili dev eser

Türk Tarih Kurumu "Tarihte Türkler ve Ermeniler" adlı dev bir eser hazırladı. <br/>Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Metin Hülagü...

Abone ol

Türk Tarih Kurumu "Tarihte Türkler ve Ermeniler" adlı dev bir eser hazırladı.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Metin Hülagü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, Devlet Arşivleri Genel Müdürü Uğur Ünal, Türk Tarih Kurumu’nun hazırlamış olduğu 10 ciltlik ‘Tarihte Türkler ve Ermeniler’ adlı kitapların, makaleler topluluğunun tanıtım programına katıldı. Tanıtım programında konuşma yapan Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Hülagü, 35 ciltlik serinin ilk kısmının hazırlandığını vurgulayarak şunları kaydetti:
“Türk Tarih Kurumu olarak 10 ciltlik bir ‘Tarihte Türkler ve Ermeniler’ başlığıyla kitap çıkarmış bulunmaktayız. Bu kitap aslında 10 cilt ile bitmemektedir. Bu bir başlangıçtır. Uzun soluklu bir çalışmadır. Bu külliyatın, nihayetinde 35 cilt kadar bir yekun tutması hedeflenmektedir. İlk partisini 10 cilt halinde geçen hafta matbaadan teslim aldık. 2 ve 4 aylık aralıklarla da 10’ar cilt halinde bu kitabın devamını sizlerle paylaşmak istiyoruz.”
Kitapların, 350 yerli ve yabancı akademisyenin bir araya gelerek oluşturduğunu ifade eden Hülagü, şunları aktardı:
“350 kadar akademisyen Türkiye üniversitelerinin değişik bölümlerinden, değişik şehirlerimizden, değişik akademisyenler, değişik unvanlarla katkıda bulundular. Sadece Türk akademisyenler değil, yurt dışından da bu kitaba bu külliyata, makale katkısı söz konusu oldu. Bunlar Bilim Kurulumuz tarafından bu makaleler gözden geçirildiler. Tek tek okundular. Redakte edildiler. Neticede ilk etapta bu 10 cildin basılmasına ve arkasından da diğer ciltlerin gelmesine karar verilmiş durumdadır.”

“NASIL GEÇMİŞSE O ŞEKLİYLE BU KİTAP DA ANLATILMAYA ÇALIŞILMAKTADIR”
Kitabın içeriği hakkında bilgi veren Hülagü, şöyle devam etti:
“Tarihte Türkler ve Ermeniler adında da belli, tarihin ilk dönemlerinden başlayarak bugüne kadar Türk ve Ermeni milletlerinin birlikteliğinden bahsetmektedir. İlişkilerinden bahsetmektedir. Ermeniler tarihte ne zamandan belli vardırlar ve bugün ne durumdadırlar veya Türkler, Ermeniler ile ne zamandır ilişki içerisindedirler. Bu münasebetler olumlu, olumsuz, güzel, kötü her halükarda nasıl geçmişse o şekliyle bu kitapta anlatılmaya çalışılmaktadır. 2015 Nisan’ında kalan kısmını tamamlamak istiyoruz. Ayrıca bu 35 cilt kadar olan külliyatın içerisinden bir de İngilizce versiyonunu oluşturmak istiyoruz.”

“ERMENİ TARİHÇİLERDEN ÇOK FAZLA KATKI ALMADIK”
Yabancı tarihçilerin bir kısmının İngilizce makaleleriyle kitaba katkıda bulunduğunu ama Ermeni tarihçilerden fazla destek gelmediğini ifade eden Hülagü, şunları dedi:
“Biz bu kitabı hazırlarken Türk Tarih Kurumu’nun web sayfasından, böyle bir külliyatın hazırlanmak istendiğini, hazırlamak için niyetlendiğimizi ve bu çerçevede makaleler gönderilebileceğini biz bütün Türkiye’ye, bütün dünyaya duyurduk. Dolayısıyla kitabın hazırlanmasında yerli, yabancı her akademisyenin katkısına hazırdık ve arzu etmekteydik. Baktığımız zaman dışarıdan katkının fazla olmadığını söyleyebilirim. Yabancı tarihçilerin bir kısmı İngilizce makaleleriyle bu kitaba katkıda bulundular. Ama Ermeni tarihçilerden çok fazla katkı almadık. Agos gazetesinden aradıkları zaman bu külliyat ile duyurumuz üzerine içeriğinin ne olduğunu ve neyi hedeflediğimizi sordukları zaman, kendilerinden rica etmiştim. Biz duyurmaya çalışıyoruz Ermeni tarihçilere, sizin çevreniz daha geniştir, onları da bilgilendirirseniz seviniriz dedim. Mutlaka bu tarihçi arkadaşları bilgilendirmişlerini düşünüyorum. Ama her halde bir zaman darlığı belki konuların yetersizliği, çalışma alanlarının farklılığından dolayı çok katkıda bize bulunamadılar.”

“BEN ŞAHSEN TASVİP EDİYORUM VE DESTEKLİYORUM”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 1915 olaylarının yıl dönümü dolayısıyla yayınlamış olduğunu taziye mesajını desteklediğini söyleyen Hülagü, şöyle devam etti:
“Sayın Başbakanımızın açıklama yaptığı noktasında, şunu öncelikle belirtmek isterim. Bizim tarihimizde, kültürümüzde savaş çok hoş karşılanmaz. Savaşı çok sevmeyiz çünkü savaş bizim kültürümüzde en son tercih edilecek, olmazsa olmaz durumunda başvurulacak bir tercih olarak gösterilmiştir, tavsiye edilmiştir. Biz savaşı çok arzu etmeyiz. Mecbur kalmadığımız sürece de savaşa girmeyiz. Savaşın yıkım olduğunu, kazansak da, kaybetsek de felaket olduğunu biliyoruz. Savaşta ölenleri de açıkçası rahmetle anmak gerekiyor. Minnetle anmak gerekiyor. Duygu dolu bir gözle bakmak, yürekle onların acılarını hissetmek gerekiyor diye düşünüyorum. Neticede ölen insandır. İnsan ise bu dünyanın en kutsal, en kutsi varlığıdır. İster inansın, ister inanmasın, ister bizim gibi aynı milletten olsun, ister olmasın, ister bizim gibi düşünsün, ister düşünmesin neticede insan olması önemlidir. Milliyetine bakılarak, dinine bakarak, diline, kültürüne bakarak ayrım yapmamak, ayrımcılık yapmamak, dolayısıyla da insanı, insan olduğu için sevmek ona şefkat ile davranmak gerekir. Sayın Başbakan’ın açıklamış olduğu beyanat insani duygulardan öne çıkmış, insani duygular içeren beyanattır. Bizim de tasvip etmememiz mümkün değildir. Ben şahsen tasvip ediyorum ve destekliyorum. İnsani duyguları ön plana çıkaran, merhameti, acımayı, şefkati öne çıkaran vurgulayan açıklamadır. O anlamda katılmamak tasvip etmemek mümkün değildir.”
Ermenilerin Türk vatandaşlığına kabul edilip edilmemesinin siyasilerin takdirinde olduğunu ifade eden Hülagü, “Ermeni vatandaşlığı konusu benim çok cevap verebileceğim bir konu değil. Siyasilerin takdirinde olan bir şeydir. Takdir edilirse olabilir. Benim o konuda bir beyanatta bulunmam, yabancı ülkelerin vatandaşı olan Ermenilerin, Türk vatandaşlığına kabulü siyasi bir takdirdir” şeklinde konuştu.

“BİZ DEĞİL İNSANI ÖLDÜRMEK, HAYVANLARA BİLE ACIMIŞ BİR MİLLETİZ”
Taziye mesajına gelen tepkileri değerlendiren Hülagü, şunları söyledi:
“Farklı yorumlar olacaktır, farklı yaklaşımlar olacaktır. Herkes yorumunda, yaklaşımında özgürdür. Ona bir şey diyemeyiz ama ben bir tarihçi olarak, tarihe baktığımız zaman kendi kültürümüzün savaşı öngörmediğini, savaşı tasvip etmediğini söylüyorum. Neticede savaşta ölen insanlardır. Ölen insan ise o insana acımak gerekiyor diye düşünüyorum. Öte yandan bizim medeniyetimizde vakıflar var. Biz değil insanı öldürmek, biz hayvanlara bile acımış bir milletiz. Hayvan vakıflarımız var. Hayvanları korumak için. Hayvanlara bile merhamet eden, şefkat eden, şefkat edilmesini öngören bir kültürün temsilcisi olarak herhalde bir insanın savaş veya başka bir gerekçeyle öldürülmesini tasvip edecek durumda değiliz.”
Devlet Arşivleri Genel Müdürü Ünal ise, Osmanlı Arşiv Daire Başkanlığı’nın dünyanın en büyük arşivlerinden biri olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de arşivler çok yoğun bir çalışma içerisindedir. Bu kapsamda yerli ve yabancı birçok araştırmacının gelerek araştırma yaptığı mekanlardandır. Özellikle 1915 olayları ile ilgili arşivimizde araştırma yapanların mutlaka uğraması gereken mekan İstanbul’da yeni Kağıthane binasındaki arşiv kompleksidir. İstanbul’daki Osmanlı Arşiv Daire Başkanlığımız, dünyanın en büyük arşivlerinden birisidir. Burada 95 milyon belge, 400 bin defter bulunmaktadır. Emsaline az rastlanır bir arşiv malzemesine sahiptir” diye konuştu.

“ERMENİ KELİMESİ YAZDIĞINIZDA KARŞINIZA ÇIKAN BELGE SAYISI 200 BİN ÜZERİNDEDİR”
1915 olaylarıyla ilgili olarak Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü web sitesinde belgelerin yer aldığını söyleyen Ünal, “1915 yılı olayları ile ilgili web sitemize girdiğinizde katalog taramada bütün vatandaşlarımız bakabilir. Ermeni kelimesi yazdığınızda karşınıza çıkan belge sayısı 200 bin üzerindedir. Bu olayların daha iyi aydınlatılabilmesi adına diğer indeks unsurları ile arama yaptığınızda sayı 500 bini geçmektedir. Arşivlerimizi sonuna kadar açtık. Yerli, yabancı ayrımı yapmaksızın bütün araştırmacılar arşivimize geldiğinde aynı gün araştırmaya başlayabilirler” dedi.

“BÜTÜN BELGELERİN TASNİFİ TAMAMEN YAPILMIŞTIR VE ARAŞTIRMAYA AÇMIŞ BULUNMAKTAYIZ”
Arşivlerin yerli ve yabancı araştırmacılara açıldığını belirten Ünal, şunları kaydetti:
“Tehcir ile ilgili devlet arşivlerinde çok fazla belge vardır. Bunlar araştırmaya açılmıştır. Burada sayılar, diğer hususlar olsun bunlarla ilgili akademisyenlerin araştırmasını beklemektedir. Bu araştırmalar yapılırken akademisyenlerimiz tabii ki farklı rakamlar ortaya koyuyor. Biz bunlara ait bütün belgeleri tasnifi tamamen yapılmıştır ve araştırmaya açmış bulunmaktayız. Dolayısıyla bu belgelerin incelemesini biz tarihçilere gerekli ortamı sağlamış durumdayız. Sadece bunlarla ilgili değil olayın bütün boyutuyla ilgili etraflıca ortaya koyacak birçok belgeye de burada sahip durumdayız.”
(İHA)