Soyadı kanunu çıktığında herkesi bir isim telaşı sardı. İşte o günler komik bir hikaye...
Abone olSoyadı Kanunu çıktığı dönemde, çoğu vatandaş lakaplarının sözlükteki eş ya da zıt anlamlarını aldı ya da nüfus memurları bu tür yönlendirmelerde bulundu.
Şanlıurfa Barosu Başkanı araştırmacı yazar Müslüm Akalın, eski nüfus
kütükleri ve tapu kayıtları ile Şer'i Mahkeme sicillerinden derlediği bilgileri
''Lakaptan Soyadına'' başlıklı makalede yayınladı.
''Soyadı Kanunu''ndan önce bireylerin ya da ailelerin lakaplarıyla
tanındığına işaret eden Akalın, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yurdun her tarafında soyadı almak için yoğun bir çalışma başladığını vurguladı.
Soyadı Kanunu'ndan önce, vatandaşların ''Şaşo Mehmet, Şor Mahmut, Tahta Mehi, Üçkağıt Mustafa, Arapkesen Halaf, Belangaz Hüseyin, Burunsuz Muhammed, Cennetkuşu Abiş, Palabıyık Casım'' gibi lakaplarla anıldığını kaydeden Akalın, kanunla birlikte nüfus memurlarının, vatandaşlara yaptıkları iş ya da lakaplarına uygun olarak, ''Kahkeci, Katırcıoğlu, Tamburacı, Yağlıkçı, Leblebici, Şerbetçi, Madarcı, Harmancı, Kınacı, Sakacı, Sarraç'' gibi soyadları verdiklerini anlattı.
''NE GÜNE KALDIK''
Akalın, Soyadı Kanunu'nun uygulanışı esnasında ''Negünekaldık'' soyadının
verilmesiyle ilgili Hafız Halil Efendi ile dönemin nüfus memuru arasında geçen
olayı şöyle anlattı:
''-Halilürrahman (Balıklıgöl) civarında oturan Hafız Halil Efendi'ye
yakınları, belediyenin tellallarının 'soyadı' alınması için çağrı yaptığını ve
bunun için verilen sürenin az kaldığını söylerler. Belediyeye giden Halil Efendi, sıra kendisine geldiğinde nüfus memuru ile arasında şu diyalog geçer;
-Hafız Efendi buyur.
-Şimdi ne yapacağız, begim.
-Bir soyadı seçeceksin, sen ve ailen bu soyadını taşıyacak.
-Peki, 'Dağ' olsun o zaman.
-Onu aldılar, başka.
-'Bilgin' olsun.
-Onu da aldılar, başka.
-'Bilgiç' olsun,
-Onu da aldılar, başka.
-Birşey almazsak olmaz mı?
-Olmaz başka bir şey söyle.
-Ne güne kaldık yahu!
-Nüfus memuru; (hah bu olur işte) diyerek Hafız Halil Efendi'ye
''Negünekaldık'' soyadını verdi."