BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,15
ALTIN 2.964,95
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Şövalyeler yargılanırken

Tapınak Şövalyeleri'nin ağza alınmayacak derecede iğrenç suçları

Abone ol

Tapınak Şövalyeleri’nin tarihi, 1095 tarihli Clermont Konsili’nde Papa II. Urbanus’un neredeyse tüm Avrupa’yı yollara döken efsanevi vaazıyla başlar ve Fransa Kralı IV Philippe’nin girişimleriyle başlayan tartışmalı duruşmalarla sona erer. Papa V. Clemens’in Vienne Konseyi’nde Tarikatı, “bir daha aklanamayacak düzeyde kirlendiği” gerekçesiyle imzaladığı “bozulması imkansız emrine” paralel olarak ortadan kaldırmasına kadar geçen süre, belki de tüm insanlık tarihinin en çok ilgi gösterilen ‘hukuki’ davasına tanık olur.

14. yüzyıldan günümüze dek farklı perspektiflerden davaya yaklaşan sayısız araştırmacı, Haçlı Seferleri Tarihi’ne damgasını vuran bu örgütün “adı geçen sapkınlık suçlarını gerçekten işleyip işlemediğine” ya da Fransa Kralı’nın komplosuna kurban gidip gitmediğine karar vermeye çalışmıştır. Bu ilgi son yıllarda öylesine büyümüştür ki, Vatikan 2007 yılı içerisinde söz konusu “dağınıklığı toparlamak ve tarihçilere yardımcı olmak amacıyla” Tapınak Şövalyeleri’nin yargılanma tutanaklarını kitap haline getirmeye karar verir.

Ancak tüm dünyayı kaplayan dizginsiz kurgusal eğilim bu noktadan sonra da devam eder ve “Vatikan’ın” Tapınak Şövalyeleri’ni aklamaya çalıştığı iddia edilir. Vatikan’dan yapılan açıklama ise, bu yargıyı çürütür niteliktedir, zira amaç “belgelerin” kamuoyuna sunulmasından öte bir şey değildir.

Düşüş ve infaz hikâyesi
İlk kitabı Tapınakçılar: Tarih ve Spekülasyon ile, Tapınak Şövalyeleri’ne yönelik çarpıtılmış tarih anlayışı ürünlerini eleştiren Göktuğ Halis, ikinci kitabı Tapınak Şövalyeleri’nin Düşüşü: Yargılanma Süreci ve İnfazlar’da Tapınak Şövalyeleri’nin bu en tartışmalı dönemini inceliyor. Haçlı Seferleri, din adına savaşım ve dinler tarihine ilişkin makaleleriyle gizemci yaklaşımlarla pozitif tarih anlayışı arasındaki sınırları net olarak çizmeye gayret eden yazar, Tapınak Şövalyeleri’ne ilişkin gizemci eğilimlerin beslendiği ana kaynak olarak yargılanma sürecine yakından bakıyor.

Kitap, Tapınak Şövalyeleri’nin hazineleri, yeraltına geçerek Masonluk kurumunu oluşturdukları ya da İsa’nın soyunun bekçiliğini yaptıkları şeklindeki okült vurguları geçersizleştiren savlar geliştiriyor ve tarikatın son üyelerinin ‘acınası’ yaşamlarına dikkat çekiyor. ‘Tarikatın Engizisyon ve Papalık Komisyon Mahkemeleri’nce’ yargılanış dönemine yakından bakmadan, şövalyelere ilişkin yapılacak herhangi bir yorumu ‘ciddiyetten’ uzak olarak tanımlayan yazar, kitap içinde geliştirdiği tezlerle tarikat, Fransa Krallığı ve Papalık üçgeninde yaşanan çatışmalara objektif bir bakış açısı sunmaya çalışıyor.

Tapınak Şövalyelerinin Düşüşü, tarikatı yıkıma götürecek sosyo-ekonomik koşulların analiziyle başlıyor. Tarikatın, Ortadoğu’daki Haçlı varlığının yitiriliş sürecindeki politikalarının analizini içeren kitap, Tarikatın hiyerarşik yapısına, tüzüğüne ve dış ilişkilerine ‘bir tarih kitabı’ ciddiyetiyle yaklaşmaya çalışıyor. Başta, Hıristiyanlık içi çatışmalar, örgütün insan alımındaki hataları, eşcinsellik ve Müslüman dünya ile sıcak ilişkiler kurmaları gibi tarihsel suçlamaların analizinin yapıldığı kitap, önüne geçilemez güç kaybının Kral IV. Philippe’nin eline “Tarikatın mal varlığını ele geçirme” amacı doğrultusunda büyük bir güç verdiği tezini destekliyor.

İğrenç suçlar
Halis, dönemin üç önemli karakteri Tapınak Tarikatı’nın son Büyük Üstadı Jacques de Molay, Fransa Kralı IV. Philippe ve Papa V. Clemens’in kişilikleri, hayat hikâyeleri ve psikolojik analizlerinden hareketle eksiksiz bir tablo sunmaya çalışıyor ve dönem Avrupası’nın liderler ekseninde yaşanan çatışmalarının ve Hıristiyanlık içi mücadelelerinin de nabzını tutuyor.

Fransa Kralı IV. Philippe’nin, içine düştüğü ekonomik darboğazdan kurtulma yolundaki girişimlerinin son halkası olarak Tapınak Şövalyeleri’nin “ağza alınmayacak derecede iğrenç suçlar” işledikleri gerekçesiyle tutuklama eylemine imza atışı ve bu dönemde Papa Clemens ile arasında yaşanan çatışmanın çerçevesini çizen kitap, tutuklanmalara Avrupa’nın diğer Hıristiyan Krallarının gösterdiği tepkiyi de analiz etmeye çalışıyor. (Sedef Göklü)