BIST 9.603
DOLAR 34,65
EURO 36,44
ALTIN 2.933,27
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Sosyal medyada AK Parti'ye Boynukalın eleştirisi

Hürriyet'e yapılan saldırı sonrası yaptığı 'Seni başkan yaptıracağız' açıklamasıyla gündeme gelen Abdurrahim Boynukalın, AK Parti Kongresi'nde Divan Üyesi seçildi, sosyal medya bu kararı topa tuttu!

Abone ol

Geçtiğimiz günlerde Hürriyet Gazetesi'ne yapılan saldırı sonrası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için 'Seçim sonucu ne olursa olsun seni Başkan yaptıracağız' mesajı veren AK Parti Gençlik Kolları Başkanı ve İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın, bugün Ankara'da gerçekleştirilen AK Parti Kongresi'nde Divan üyesi seçildi. Bu karar sonrası sosyal medya Boynukalın'ı Divan üyesi seçen AK Parti'ye eleştiri yağdırdı.

Divan Başkanlığı'na seçilen eski Başbakan Yardımcısı ve eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti Kongresi'nde divan üyeleri, delegeler tarafından oy birliği ile seçilen Divan üyelerinin ismini okudu. 

BOYNUKALIN'IN DİVAN ÜYELİĞİ SOSYAL MEDYANIN HOŞUNA GİTMEDİ!

Hürriyet binasına , Dağlıca saldırısı sonrası "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 400 milletvekili" açıklamasını çarpıtarak verdiği gerekçesiyle saldırı düzenleyen grubun içinde olan ve saldırıda Erdoğan'a hitaben 1 Kasım’daki seçimden sonra ne çıkarsa çıksın seni başkan yaptıracağız” diye seslenen AK Parti Gençlik Kolları Başkanı ve İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın, kongrede divan üyesi seçildi.

HÜRRİYET DE ELEŞTİRDİ

Boynukalın'ın Divan üyeliği, sosyal medyanın yanısıra Hürriyet Gazetesi tarafından da eleştirdi. Hürriyet, ilgili haberinde, "Geçen pazar akşamı Hürriyet'e taşlı sopalı saldırının baş aktörlerinden AK Parti Gençlik Kolları Başkanı ve İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın, saldırının ardından tehditler yağdırarak yaptığı konuşmasında ''1 Kasım’da sonra defolup gidecekler” demişti. Saldırıdan bir gün sonra devletin resmi ajansı AA'ya konuşan Boynukalın, ''Eylem yapmaya devam edeceğiz. Buna alışmaya başlasınlar artık'' demişti. Boynukalın'ın tehdit dolu açıklamasından sadece 9 saat sonra Hürriyet Gazetesi ikinci bir saldırıya daha uğramıştı." dedi.

"BUNDAN SONRA DA OLACAĞIM" DEMİŞTİ

Boynukalın, Yeni Şafak’a yaptığı açıklamada, Hürriyet’in daha önce yaptığı haberlerle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı  idamla tehdit ettiğini vurgulayarak, “İstiyorlar ki kimse Recep Tayyip Erdoğan’ı, davasını, misyonunu savunmasın. Kim savunuyorsa da hedef gösteriyorlar, yok etmek istiyorlar. Evet ben dün oradaydım. Gerekirse bundan sonra da olacağım” demişti..

ibrahim-boynukalin.jpg

"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ARKASINA SIĞINMANIN VERDİĞİ RAHATLIKLA..."

Boynukalın, Doğan grubuna ait medya kuruluşlarının terör örgütlerini koruyan yayınlar yaptığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misyonunu savunanları hedefe aldığını ifade ederek "Bu zamana kadar karakter suikasti yaptılar, savcımızı şehit eden teröristlerin reklamını yaptılar, Cumhurbaşkanımızı idamla tehdit ettiler, şehitlerimiz üzerinden provokasyon yaptılar, fakat hiçbir toplumsal tepki görmeyip, basın özgürlüğünün arkasına sığınmanın verdiği rahatlıkla hareket ettiler. Artık böyle olmamalı." diye konuşmuştu.

Boynukalın, AA'ya yaptığı açıklamada ise tepkilerinin organize olmadığını ve doğal şekilde geliştiğini ifade ederek, şunları kaydetmişti:

"DİK DURUŞTUR, CESARETTİR, FERASETTİR"

"Cumhurbaşkanımızın sözleri tamamen çarpıtıldı ve bir kısım medya tarafından açık açık 'Eğer 400 vekil olsaydı Dağlıca olmazdı' olarak başka bir noktaya çekildi ve manipüle edildi. Bu duyulur duyulmaz İstanbul'da Hürriyet gazetesinin önünde bir eylem yapıldığı ve insanların orada toplandığına dair bir haber aldık ve oraya gittik. Gittiğimizde bazı şeyler olmuştu, bir kapı zannedersem kırılmış ve biz hemen kitleyi parti teşkilatımızdaki arkadaşlarla beraber teskin etmeye çalıştık. Zaten konuşma yaptığımız videoda kendilerinin bile kesmeyi unuttukları yerler var. Orada insanlara, 'Bize düşen tevazudur, dik duruştur, cesarettir, ferasettir. Buraya geldiniz. Herkes toplanmış. Daha fazla ciddi bir mesele olmadan, buradaki polis arkadaşlarımızı da sıkıntıya sokmadan eylemimizi tamamlayalım' denildi ve eylem düzgün bir şekilde demokratik hak olarak yapıldı ve bitti."

İnsanların "bir medya organına karşı niçin bu denli patlama noktasına geldiğinin" tartışılması gerektiğini savunan Boynukalın, sözlerine şöyle devam etmişti:

"SÜREKLİ BİZE BİR SALDIRI VAR"

"7 Haziran'dan itibaren sürekli olarak bahsettiğimiz medya grubu, sürekli yalan atarak, yalan haberlerle, şiddeti aklayan tavrıyla, insanların artık sabırlarını ciddi anlamda zorlamaya başladı. 7 Haziran'da direkt kendilerine bağlı haber ajansından 'Diktatöre hesabı sorun ve HDP'ye oyunuzu verin' diye açık bir yönlendirme yaptılar ve ondan sonra hemen sildiler bunu. Aynı şekilde dün yaptıkları bu rezilce haberde de hemen tweeti attıktan sonra silme girişiminde bulundular. Sürekli olarak HDP'yi ve terör örgütünü destekleyen, en son 'Fırat meselesinde' hepimiz şahidiz; '12-13 yaşındaki çocukcağızın bombayla öldürülmesi meselesini bile, 'Mayın erken patladı' diyerek meşru bir şekilde eylemi savunan ki bunu seçim öncesinde Mehmet Selim Kiraz savcımızın şehadetinde görmüştük, aynı şekilde orada da DHKP-C'nin yaptığı bu eylemi meşru gösteren, Mirgün Cabas'la bunu yapan, üzerine kendi televizyonlarında olan insanların açık, net şekilde 'Biz de sizi seviyoruz' 'hastag'ine destek verdikleri bir süreci yaşadık. Bu süreçlerin tamamı toplandığında, insanlar çıktı ve şunu söyledi; 'Artık yeter. Sürekli bize bir saldırı var, olanı olmuyor gibi veya olmayanı oluyor gibi bir tavır içindesiniz. Sürekli karşınızdakini suçlayan, maniple eden haberler yapıyorsunuz' dedi insanlar ve sokağa çıktı."

"TAM BİR OKSİMORON"

Hürriyet Gazetesi tarafından kendisi ve protesto gösterisine katılanlar hakkındaki suç duyurusunu "tam bir oksimoron (Birbiriyle çelişen, zıt anlamlı ifadenin bir arada kullanılması)" olarak nitelendiren Boynukalın, "CNN Turk'te yayımlanan videoda ben hiçbir eylemcinin şiddete bulaşmaması gerektiğini ve hemen dağılmamız gerektiğini söylüyorum. Onlar da şiddete teşvikten dolayı suç duyurusunda bulunacaklarını söylüyorlar. Ortada çok komik bir ikilem var. Biz orada eylemcileri teskin eden tarafız, eylemcileri dağıtan tarafız. Orada haklı bir tepki var, haklı tepkinin haksız hale gelmemesi için çalışan tarafız. Bunun üzerine bizim hakkımızda suç duyurusunda bulunuyorlar. Hiç problem değil. Bizim için bir şereftir bu anlamda" diye konuştu.

"CEVABI 'PARALEL'DEN GELİYOR"

Kendisinin geçmişteki Twitter paylaşımlarının ortaya atılmasına ilişkin ise Boynukalın, şunları söyledi:

"Geçmiş tweetler üzerinden, o günün konjonktürüyle alakalı atılmış siyasi tweetleri bugüne çevirerek bugünkü zemin üzerinden değerlendirilmesi genellikle paralel yapının çok fazla başvurduğu bir metottur. Biz Hürriyet'e bu anlamda bir tepki gösteriyoruz, cevabı paralel yapıdan geliyor. Paralel yapı da o tweetleri alıp Hürriyet'e servis ediyor. Böyle komik bir denklemin içindeler. Paralel yapıya dokunduğunuzda Hürriyet ayaklanıyor, Hürriyet'e dokunduğunuzda paralel yapı. İkisine birden dokunduğunuzda PKK'ya destek veren medya organları ayağa kalkıyor. Bu üçlü yapının içinde biz sürekli olarak barışı, çözümü ve meşru siyasetin zeminini devam ettirmek için çabamızı göstermeye çalışıyoruz. Bundan sonra da açık söyleyeyim, bu tarz manipülasyonlarla yalan haberlerle şiddeti aklayan bir tavır ortaya koymaya devam ederlerse biz AK Parti Gençlik Kolları olarak da kendi içimizdeki bütün insanlarla beraber yine bu medya organlarının önünde eylem yapmaya devam edeceğiz. Buna alışmaya da başlasınlar artık." 

boynukalin-2.jpg

HÜRRİYET BOYNUKALIN'A DAVA AÇTI

Hürriyet Gazetesi, Dağlıca saldırısının yaşandığı gece gazete binasına gerçekleştirilen taşlı sopalı saldırıyla ilgili, AK Parti Gençlik Kolları Başkanı ve aynı zamanda AK Parti İstanbul Milletvekili Abdurrahim Boynukalın ile üyeleri hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunmuştu.

Hürriyet avukatlarından yapılan suç duyusunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na Hürriyet Gazetesi olarak; 06.09.2015 tarihinde gerçekleşen olaylara istinaden “Mala zarar verme, halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal, suç işlemeye tahrik ve hürriyeti tahdit” suçlarının işlendiği gerekçesiyle şikayette bulunulmuştu.