Kanadoğlu "Sorun türban sorunu değil, dinin siyasete alet edilme sorunudur" dedi.
Abone olYargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, "Sorun, türban sorunu değil Türkiye'de dinin siyasete alet edilip edilmemesi sorunudur" dedi.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası tarafından Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde "Tam Bağımsızlık Bilinci" konulu bir açık oturum düzenlendi.
Açık oturumda konuşan Kanadoğlu, tam bağımsızlığın sadece tarımda, ekonomide, kültürde sağlanabilecek bir kavram olmadığını, "tam bağımsızlığın azının, çoğunun olmayacağını" söyledi. "Eğer yargı bağımsızlığı ortadan kaldırılırsa, ortaya çıkan rejimin adına demokrasi denmez" diyen Kanadoğlu, bir ülkenin yargısının ele geçirilmesi durumunda bağımsızlığının tüm temellerinin çökeceğini belirtti.
Kanadoğlu, Anayasa'nın 6. maddesinde "egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir' denildiğini, ancak "sipariş üzerine hazırlanan Anayasa taslağında buna istisna getirilmeye çalışıldığını" savundu.
1982 Anayasasını sonuna kadar savunmak durumunda olmadıklarını, bu Anayasa'da yer alan Cumhuriyetin temel niteliklerini, devletin kuruluş felsefesini koruma çabası içinde olduklarını belirten Kanadoğlu, türban tartışmalarına da değindi.
Sorun türban sorunu değil!
"Sorun, türban sorunu değil Türkiye'de dinin siyasete alet edilip edilmemesi sorunudur" diyen Kanadoğlu, şunları kaydetti:
"Eğer bir ülkede başörtüsü istismar ediliyor bundan siyasi çıkar sağlanıyorsa o ülkede ne demokrasiden ne de bağımsız yargıdan söz edilebilir. Çünkü dinin siyasete alet edilmesi anlayışına karşı çıkan, bağımsız yargıdır. Türbanla ilgili Anayasa değişikliğini, Anayasa Mahkemesi'nin şekil yönünden incelenemeyeceği düşünülüyor. Kesin olarak aldanılıyor. Cumhuriyetin, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek temel ilkeleri üzerinde yapılacak her hareket, gayri meşrudur. Uzun, sıkıntılı, zor bir süreç olacak ama şuna eminim ki zafer, Cumhuriyet felsefesini özümsemişlerin olacaktır."