Gazeteci Soner Yalçın, katıldığı bir etkinlikte kendisine sorulan "Erdoğancı mı oldunuz" sorusuna bu kez Habertürk'te cevap verdi. Hayatında kimseyi yarı yolda bırakmadığını söyleyen Yalçın, Sözcü'deki köşe yazısına açıklık getirdi.
Abone olSoner Yalçın, köşesinde dile getirdiği Erdoğancı mısınız sorusuna verdiği cevabı bu kez de televizyonda tekrarladı. Hayatı boyunca amigoluk yapmadığını ifade eden Yalçın, kendisine yönelik eleştirileri doğal karşıladığını, kimsenin karşı mahallenin bir doğrusunu desteklemediğini alkış tutmak istemediğini söyledi.
Soner Yalçın, Habertürk'te yeni kitabıyla ilgili soruları cevapladı. Beşiktaş'ta Kara Kutu‑Yüzleşme Vakti kitabının imza gününde siz Erdoğancı mısınız sorusuyla başlayan tartışmaları Fatih Altaylı'ya değerlendiren Yalçın, karşı mahallede yapılan bir doğru hareketi diğer tarafın alkışlamaktan çekindiğini söyledi.
İşte Yalçın'ın "Erdoğancı mısınız" sorusuna verdiği o cevap;
"Ben 33 yıllık gazeteciyim. Ben hep başkaları tarafından ocu ya da bucu oldum. Okuyucunun böyle değerlendirmesini gayet doğal karşılıyorum çünkü insanlar çok kutuplaşmış Türkiye'de. Çok sert bir siyaset yürütülüyor. Bu sert iklimde herkes kendi mahallesinde gördüğü birinin karşı mahallede yapılan bir doğru hareketi desteklemesini onu alkışlamasını bile istemiyor. Bu nedenle tepki gösteriyor.
"İnsanlar yarı yolda bırakılmış"
Bir de inanmış zamanında bir çok kişiye ve onlar insanları yarı yolda bırakmışlar. Acaba Soner Yalçın da bizi yarı yolda mı bırakacak? Ben kimseyi hayatım boyunca yarı yolda bırakmam ama ben hiç bir zaman da amigoluk yapmam. Sevmiyorum amigo olmayı.
"İnsanların kalbine değil beynine hitap etmek istiyorum"
İnsanların duygularını okşamayı. Hayatım boyunca insanların bilincine hitap etmek istedim. O nedenle çalışmalar yaptım, o nedenle yazılar yazdım, kitaplar yazdım, konuşmalar yaptım. Evet ben insanların kalbine değil beynine hitap etmek istiyorum. Zor ama mecburuz.
Köşe yazısında ne söylemişti?
Siyaset “toptancılık” değildir. Siyaset hakikat zemininde yapılmalıdır. “Muhalifim” diye iktidarın illa her adımını eleştirmek yanlıştır.
Doğru'ya doğru… Yanlış'a yanlış diyeceksiniz. Bunu iktidara bakarak değil; kendi inandıklarınız‑politik çizginiz gereği söyleyip yazacaksınız! Bu sizi güvenilir yapar. Bu sizin eleştirilerinizin değerini artırır.
"Trump'ın mektubuna mı takılıp kalacağız?"
Dünyadaki İsrail lobisi “Kürdistan” kurulmasının önüne geçen Mehmetçik'e ateş püskürüyor. Hal böyleyken biz hâlâ Trump'ın mektubuna mı takılıp kalacağız? Bu dış politikamızın belkemiği olabilir mi? Siyaseti biçime indirgemenin sebebi, politik birikim ve tecrübe eksikliğidir.
"Kimi insanımız kendini bu girdaptan çıkaramıyor"
Maalesef kimi insanımız kendini bu girdaptan çıkaramıyor; elindeki “Kara Kutu‑Yüzleşme Vakti” kitabında Erdoğan'ın küresel ilaç şirketlerine nasıl boyun eğdiğini yazıyorum; ama okuyucu hâlâ “siz Erdoğan'ı mı destekliyorsunuz” diye soruyor! Bazen söz bitiyor…
Kimi okuyucu amigo olmanızı istiyor! 34 yıllık gazetecilik hayatımda hiç “tribün taraftarı” olmadım; sadece gerçekleri savundum, yazdım. Kaybetme ihtimalim olsa da haklı tarafta durmakta ısrar ettim. Ne duygularıma yenildim ne de okuyucunun duygularını okşadım…
"Politik duyguların sizi kontrol etmesine izin vermeyin"
Yani arkadaş! Politik duyguların sizi kontrol etmesine izin vermeyin. Size yakışan akılcı düşüncedir. Halkı, hakikat ile kazanırsınız; gözü kara hırsla değil… Dürüstlük ise en iyi siyaset; ve elbet kazanır."