Ahmet Hakan, önceleri kıyasıya yerdiği Hürriyet'in en popüler yazarı oldu. Tabi Hakan'ı tutan Ertuğrul Özkök sayesinde. Fakat ikilinin geçmişleriyle bugünleri çekişkilerle
Abone ol Oray Eğin, yine gündem oluşturacak bir yazı yazdı. Önceleri solcu olan ve Hürriyet'i kıyasıya yeren Ertuğrul Özkök ve İslamcı olup da Hürriyet'e demediğini bırakmayan Ahmet Hakan'ı eleştirdi. Eğin,isimli yazıda. İkilinin bir birlerine olan yaklaşımını ele aldı. Unutmadan Fatih Altaylı'ya da söyleyeceğini söyledi...Yazı: Oray Eğin
Kaynak:
Ertuğrul Özkök'ün verin eline bir zamanların en alternatif, en entelektüel, en sert, en objektif ana haber sunucusunu size İslam'la beraber bu taraflarından da arındırılmış bir Ahmet Hakan yaratsın...
Ertuğrul Özkök, her yazdığıyla gündem yaratabilen, doğal olarak çok tartışılan, son zamanlarda yazdıkları kadar yaptıklarıyla da (Başbakan'ın uçağında giydiği ayakkabılar) konuşulan bir gazeteci. Türkiye'nin en güçlü gazetecisi. Onunla stratejik nedenlerden dolayı sevgi ilişkisi kuranlar kadar, onu kıyasıya eleştiren ve nefret eden isimler de var. Kürşat Bumin, Umur Talu gibi... Gün geçmiyor ki yeni bir tartışma başlatmasın, alıntılanmasın, ona cevap yetiştirilmesin.
Bu şu sonucu da doğuruyor: Türk Basını'nın sorunlarını konuşurken, onun adını anmadan bir medya eleştirisi yapmak da olanaksız. Ancak, eminim Özkök bütün büyük şöhretler ve yüksek iktidar sahipleri gibi bu eleştiriler konusunda da kalın bir deriye sahiptir, kurşun geçirmezdir. Ya da, belki de değildir.
Bu keskin zekalı, entelektüel, çok kültürlü yayın yönetmenine bazı eleştiriler tahmin edilenden daha fazla dokunuyor sanki ve bununla baş etmek için de yine ince zekasıyla taktikler üretiyor. Özellikle de entelektüellerden, soldan gelen eleştiriler Özkök'ün yumuşak karnına dokunuyor sanki.
Bundan biri yıllar önce en yakın arkadaşı olan Enis Batur'un hakkında 'rahmetli Ertuğrul Özkök' yazması.
Daha yakın tarihli bir örnek ise Radikal yazarı Yıldırım Türker'in kaleme aldığı 'Zamanımızın bir kahramanı' başlıklı portresinden aldığı intikam olabilir. Türker, Özkök'ü kıyasıya eleştirdikten sonra hiç ses çıkmamıştı. Ancak altı ay sonra falan Ertuğrul Özkök 'İntikam soğuk yenen bir yemektir' misali, Türker'in bir açığını yakalamış ve müthiş sert bir yazı yazmıştı. Az satan, sadece İstanbul'daki entelektüel elite hitap eden bir gazetede yayımlanan bu yazıya cevap vermişti Özkök. Kendisine yapılan pek çok saldırının içinden bunu seçmişti.
Özkök'ün çalışma tarzını bilen yakınları, onun bir özelliğinin de altını çiziyorlar: Bile bile aslında sevmediği bir şeyi övme ısrarının. Sanki sırf inat olsun diye sever gibi görünmesinin.
Bunun en yakın örneği de Hürriyet yazarı Ahmet Hakan olabilir mi?
Ertuğrul Özkök bir süredir bütün yakınlarına sürekli Ahmet Hakan'ı övüyor; Türkçesini, bilgi birikimini, yazılarının anlaşılır olmasını yere göre sığdıramıyor ve bu yeni köşe yazarının 'Bir numara' olduğunu anlatıyor. Ona hiç laf söyletmiyor.
Kendisine kültürel kimlik olarak emekli İslamcılığı ve yeni Nişantaşılığı seçen Ahmet Hakan da onu hiç yanıltmıyor. Gusto konusunda Emre Aköz-Nur Çintay çiftinin tedrisatından geçen, akademik eğitimini de Nuray Mert'in yanında tamamlayan Ahmet Hakan, Hürriyet'in büyük bir eksiğini doldurdu: Hürriyet'in ses getiren tek köşe yazarı. Serdar Turgut'tan beri Hürriyet'in hiçbir yazarı gündem veya tartışma yaratamıyordu malum - Fatih Altaylı'yı da yazardan sayacak değiliz herhalde değil mi?
Ahmet Hakan bu geçişte birtakım fedakarlıklar da yaptı ve en son kendi yayın yönetmeni tarafından 'dönek' diye damgalandı. Aman ne büyük onur, ne büyük gurur.
Ama bu onur daha çok Özkök katında geçerli. Zira Ahmet Hakan hala İslamcı camiayla ilişkilerini bitirmiş değil, Kanal 7'nin kutlama fotoğraflarında yine ön saflardaydı mesela.
Ancak kamuoyu gözünde Ertuğrul Özkök tarafından o cenahı terk etmiş olarak sunuldu. Zamanında yazdığı kitapla Hürriyet'i kıyasıya eleştiren ve daha sonra Hürriyet'in başına geçerek eleştirdiği her şeyi yapan Özkök, acaba birilerini döndürmekten özel bir zevk mi alıyor, kulübe bir yeni isim daha mı katıyor dersiniz?
O kadar basit değil galiba. Özkök-Ahmet Hakan ilişkisinin geçmişine biraz göz atalım isterseniz.
Çok değil, beş-altı yıl önce Ahmet Hakan'ın Kanal 7'deki programına katılmıştı Hürriyet'in yayın yönetmeni. Kanal 7 o zamanlar 'hardcore' antimedya çizgisinde olduğundan, Ahmet Hakan son derece sinik ve sarkastik tavrıyla, sorularıyla yukarıdan bakarak Özkök'ü programda eleştirmiş, ağırlamış, masaya yatırmıştı. Özkök için çok sevindirici bir program değildi elbet.
1999 yılının Aralık ayında Ahmet Hakan'la yaptığım röportaj Öküz dergisinde yayımlanmış ve bakın neler demiş: 'Ben Ertuğrul Özkök'te çocuksu bir taraf buldum. Olumlu anlamda çocuksu. İzah ediş tarzı, eleştiri yapma gayreti içinde oluşu beni etkiledi doğrusu, o yönlerini beğendim. Her şeyi vahşi bir kapitalizm ve piyasa kurallarıyla açıklaması, bir zamanlar ne söylüyordu, şimdi ne söylüyordu falan; o bakımdan ÜZÜLDÜM. İnsanın kendi düşünceleriyle yaptığı işlerin arasında uçurumlar olması, büyük paralar kazansa bile üzünülecek bir durum. Ben ERTUĞRUL ÖZKÖK İÇİN o bakımdan ÜZÜLDÜM.'
Yine aynı söyleşinin bir yerinde Ahmet Hakan İslamcı kesimin de İslamcı olmayan kesim gibi homojen olmadığını söylüyor ve 'Doğan Grubu'nda da Hürrriyet de var, Gözcü de var, bunlar aynı mı?' diyordu, sonra da 'Hürriyet yanlış örnek oldu' diye düzeltiyordu: 'Radikal de var, Gözcü de var.'
Belki de Ertuğrul Özkök durdu durdu, o soğuk yemeği şimdi yedi ve bir zamanlar ekran karşısında kendisine karşı sarkastik olan Ahmet Hakan'a asıl güçün kimde olduğunu gösterdi. Aldı onu, bambaşka bir kıyafet giydirdi ve bir insandan yepyeni bir heykel yarattı. O halde verin Türk Basını'nın Jedi master'ına bir Mao'cu sizden Hadi Uluengin çıkarsın, verin ona bir Aydınlık'çı Ferai Tınç olsun, verin eline hırslı bir Fatih Altaylı, Ertuğrul Özkök ona kendi kendisini gülünç duruma düşüreceği her türlü durumu (bkz. kayalığa bayrak dikme oyunu, bkz. Apo'yu getirmek için Roma'ya gitmek) yaratsın ve geriye çekilerek övmeye devam etsin: 'Fatih'e laf söyletmem, iyi çocuktur.'
Ve verin eline bir zamanların en alternatif, en entelektüel, en sert, en objektif ana haber sunucusunu size İslam'la beraber bu taraflarından da arındırılmış bir Ahmet Hakan yaratsın.