BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,71
ALTIN 2.967,32
HABER /  GÜNCEL

Şok uyarı: Orayı almazsak Hatay gider

Emekli Tuğgeneral İhsan Başbozkurt, “Bugün ortalığa Hatay’ı da kapsayan koridor haritaları düşmüş. Onlar yapmadan biz yapmalıyız. Hedef Afrin, artık durmak yok" dedi.

Abone ol

Şubat 2015’te Suriye’nin Münbiç kenti DEAŞ işgalindeyken, Süleyman Şah ve iki askerinin naaşını Şah Fırat Operasyonu ile oradan alıp sınır bölgesindeki Eşme köyüne getiren emekli Tuğgeneral İhsan Başbozkurt, gündeme ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu. 100’ü aşkın zırhlı araç ve 500’ün üzerinde askerin katıldığı Şah Fırat’ı yöneten emekli komutan, Türkiye’nin PKK işgalindeki Afrin’e operasyon yapmadığı takdirde, Suriye kuzeyinde terör koridorunu planlayanların mutlaka Hatay’ı işgale yelteneceklerini belirtti.

BÜYÜK İSRAİL PLANI

Uzun yıllar güneydoğu sınırlarında görev yapan, Suriye’deki iç savaş başladığında ve Kobani olayları sırasında bölgede bulunan İhsan Başbozkurt, Milli Birlik Cemiyeti’nin düzenlediği ‘Suriye ve Irak Analizi-Ortadoğu ve Petrol’ konulu konferansta, aralarında Suriye ve Iraklı Türkmenlerin de bulunduğu gençlere seslendi. Bugün bölgede yaşanan sorunların coğrafyanın zenginliklerine sahip olmak isteyen İngiltere, ABD ve İsrail’in 100 yıllık planlarının bir sonucu olduğunu vurgulayan Başbozkurt, “Amaç, güneydoğu sınırlarımız boyunca uzanan büyük bir Ermenistan devleti, büyük bir Kürt devleti ve nihayetinde Büyük İsrail Devleti’ni kurmak... Bu yapılanların tamamı, İsrail’i korumak ve bu bölgede emniyete almak için ABD ve İngiltere’nin bir oyunu. Buna dur dememiz lazım. Artık eski Türkiye yok. Yeni Türkiye var. Yüzyıllık haritaları ve planları masadan kaldırmalıyız” dedi.

"ONLAR BUNU YAPMADAN..."

Suriye’deki yangından en çok Türkiye’nin etkilendiğini vurgulayan Başbozkurt, “Gözümüzün önünde Kobani’yi işgal ettiler. Buraları bir atış poligonu yaptılar. Ne kadar eski mermi varsa burada attılar. Yeni mermilerini de denediler. Renk renk, görmediğimiz mermiler...” ifadesini kullandı. Türkiye’nin Suriye’de bugüne kadar Şah Fırat, Fırat Kalkanı ve İdlib harekâtlarını gerçekleştirdiğini, bunu Afrin harekâtıyla taçlandırmaya hazırlandığını vurgulayan Başbozkurt, “Bugün ortalığa Hatay’ı da kapsayan koridor haritaları düşmüş. Onlar bunu yapmadan bizim yapmamız lazım. Türkiye istikametini gösterdi. Hedef, Afrin. Artık durmak yok. Türkiye, İran ve Irak’ın Kandil’e ortak operasyonuyla Irak’ta, Amanoslar’ın güvenliğini tehdit eden Afrin’e Türkiye’nin operasyonuyla da Suriye’de PKK varlığı kurutulacak” diye konuştu.

ABD’nin bölgede yoluna PKK/PYD ile devam edemeyeceğini anladığını ve yeni bir arayış içinde olduğunu ifade eden İhsan Başbozkurt, Suudi Arabistan’ın plana böylece dahil edildiğini anlattı. Başbozkurt, “Bunu ‘Ilımlı İslam’ söylemiyle yapmaya çalışıyorlar. Suriye’deki mevcut rejimden dolayı buradaki Arap halkla Suudi Arabistan arasında kopuk olan bağları bu söylemle yeniden kurmaya çalışıyorlar. Ama olmayacak. Bu maya tutmayacak. Rakka’daki Araplar Suud’u kabul etmeyecek” dedi.

"ORYAYA KADAR GİDERİZ"

Emekli Tuğgeneral Başbozkurt, komuta ettiği Şah Fırat Operasyonu’yla Süleyman Şah Türbesi’ni Suriye Eşmesi’ne nasıl taşıdıklarını anlatırken, “Suriye’de huzur sağlandığında türbenin taşınacağı yer Caber Kalesi’dir” dedi. Türk askerinin huzur ve barış sağlanana kadar Suriye’de kalacağını vurgulayan Başbozkurt, “Biz Süleyman Şah’ı ve oradaki vatan toprağını koruyan 56 askerimizi Karakozak’ta iki terörist örgütün ortasından alıp Suriye Eşmesi’ne getirdik. İnşallah Suriye’de her şey durulacak ve biz bu kez Caber Kalesi’ne gideceğiz. Türbeyi götürüp eski yerine taşıyacağız” ifadelerini kullandı.

NE DEMEK İSTEDİ?

Ertuğrul Gazi’nin babası Süleyman Şah, 1973 yılına dek Suriye’deki Caber Kalesi’nde medfundu. Birinci Dünya Savaşı sonrası Fransızlarla yapılan anlaşma gereği Caber’de bulunan Süleyman Şah Türbesi’nin kapsadığı alan Türk toprağı olarak tanınacaktı. Bu yüzden kalenin bazı kısımları, uzun yıllar Türkiye’nin yurtdışında sahip olduğu tek toprak parçası olarak kaldı. Esed rejimi, Esed gölü kenarına inşa edilecek Tabka Barajı’nın, kale çevresini ve türbeyi büyük oranda sular altında bırakacağını gerekçe göstererek Süleyman Şah’ın taşınmasını Ankara’dan talep etti. Rejimle 1973’te varılan anlaşma gereği türbe oradan alınıp Münbiç’teki Karakozak köyüne götürüldü. Türbenin Karakozak’taki yeni yeri, Türkiye’ye ait sayılmaya devam etti.

O MESAJIN ŞİFRELERİ

Münbiç’i 2015’te DEAŞ’ın işgal etmesiyle birlikte, Süleyman Şah Türbesi ve orada görevli 56 asker için büyük güvenlik riski oluştu. TSK’nın 22 Şubat 2015’te icra ettiği sınır ötesi operasyonla birlikte Süleyman Şah’a ve iki muhafızına ait naaşlar, Türkiye sınırındaki Eşme köyüne nakledildi. Harekâtı yöneten Başbozkurt’un “Süleyman Şah’ı tekrar Caber’e taşıyacağız” açıklaması, ABD’nin bombalarla harabeye çevirip PKK’ya teslim ettiği Rakka’ya yönelik bir operasyonun planlandığı anlamına geliyor. Çünkü Caber Kalesi’nin bulunduğu Tabka Barajı, Rakka’nın neredeyse dibi.

TÜRKİYE'YE RAĞMEN ADIM ATAMAZLAR

“Türkiye Suriye’ye neden geç girdi?” sorusuna cevap veren İhsan Başbozkurt, “2013’te konjonktür farklıydı. Türkiye hem içeride türlü olaylarla meşgul ediliyor hem de ambargolarla yıpratılıyordu. Ama şimdi milli harp araç ve gereçlerini kısa sürede sağladık. Bugün Yeni Türkiye var. Bugün milli İHA’mız terör örgütünün belini kırıyor. Milli bombalarımız uçaklarımıza yükleniyor. ATAK göz açtırmıyor. Bugün baktığımızda ne Irak’ın kuzeyinde ne de Suriye’de artık Türkiye olmaksızın kimse bir şey yapamaz” dedi. Ayrıca, IKBY Başkanı Mesud Barzani’nin Türkiye, İran, Irak, İngiltere, ABD ve hemen herkesin yardımlarıyla şımardığını ve korsan referandumla Irak’ı parçalamaya çalıştığını da hatırlatan Başbozkurt, şunları söyledi:

MİSAK-I MİLLİ HEDEFİMİZ

“Barzani haritasına Kerkük’ü, Musul’u da almış. Ama bizim de bir haritamız var. Hepimizin gönlündeki Misak-ı Milli Haritası. Hiçbir vatan evladı, Atatürk’ün mirası olan bu hedeften vazgeçemez. Bu haritayı Barzani’nin haritası yanına koyacağız. Bunu işgalci zihniyet olarak görmeyin. Bu, bölgenin bütünlüğü için gösterilmiş bir hedeftir. Aynı zamanda Ortadoğu’nun barışı da Sadabat ruhundan geçer. Türkiye, Irak ve İran’ın 1937’de imzaladıkları Sadabat Paktı’nın yeniden canlandırması gerek. Bu üç devlet artık biraraya gelip, petrol oyunlarını bozmalı ve tüm terör örgütlerini, kanı, gözyaşını bu topraklarda bitirerek tüm bu zenginlikleri bölge halklarına harcamaya başlamalılar.”(Yenişafak)