Aşı yapılan çocuklar son iki aydır Sağlık ocağına götürülmedi. Hemşirenin merakı acı gerçek ortaya çıkardı.
Abone olZonguldak'ta bir hemşirenin, düzenli olarak aşısını yaptığı bir çocuğun son iki aydır sağlık ocağına getirilmemesi üzerine yaptığı araştırma bir aile dramını ortaya çıkardı.
Zonguldak 8 Nolu Sağlık Ocağı Hemşiresi Hanife Bektaş, Asma Mahallesi'nde oturan ve iki aydır çocuğunu aşı yaptırmaya getirmeyen Sarıoğlu ailesinin yaşadığı eve gitti. İki katlı harabe bir evin alt katında oturduğu belirlenen Gülten (30) -Yetiş(33) Sarıoğlu çiftinin iki ile 12 yaşları arasındaki 5 çocuğun sağlıksız ortamdaki bakımsız durumları Hemşire Bektaş'ı şoke etti.
İKİ ODALI EV
Samet (2), Melek (3), Murat (5), Muhammet (6) ve Sevgi (12) adlarındaki 5 çocuğun soğuk kış günlerine rağmen çıplak ayaklarla, yırtık elbiselerle, sağlıksız koşullarda yaşadığını görünce şaşkına döndüğünü belirten Hemşire Bektaş, iki odalı evde hiçbir eşyanın bulunmadığını ve çocukların yalın ayak yere bastığını söyledi.
Ailenin ve çocukların içler acısı durumu için ne yapabileceğini düşünürken konuyu Çınartepe Mahallesi Muhtarlığı'nda yapılan Zonguldak Kent Konseyi toplantısında gündeme getirdiğini belirten Bektaş, yetkilileri ve sosyal hizmet uzmanlarını bu konuda göreve çağırdı.
ELİNDE YOK AYAĞINDA YOK
Ailenin durumunun günlerce aklından çıkmadığını ve rüyalarına girdiğini anlatan Bektaş, "Bu durumu görünce ne yapsam, ne etsem diye uykularım kaçtı. Ev ve evin etrafındaki sağlıksız koşullar neden böyle diye sordum; aile benden dertli, ben aileden dertli! Annesi daha önce çocuğunu aşı için sağlık ocağına getiriyordu. Son 1,5 yaş aşısına getirmeyince ailenin evine gittiğimde gördüğüm manzara içler acısıydı. Bu çocuklar çok sağlıksız bir ortamda yaşıyorlar. Elinde yok, ayağında yok, ev ev değil. Çocuklar yerde hamur gibi bir şey olan kabın içine elini atıp yiyorlardı. İnşallah sesimizi duyurabiliriz." dedi.
Aile reisi olan Yetiş Sarıoğlu'nun 800 lira maaşla bir inşaat şirketinde çalıştığının aile üyelerince dile getirildiğini belirten Hanife Bektaş, "Sorun nerdeyse çözülsün. Anne'de mi, büyüklerde mi nerdeyse çözülsün. Eğer eve maddi olarak belli bir para giriyorsa, bu 600 TL, 800 TL ile çok güzel geçinen insanlar var. Maddi olarak sorun yoksa, psikolojik bir rahatsızlık varsa yine uzmanlar gelsin, incelesin. Olay, neyse kökünden çözülsün. Ben bu çocuklara üzülüyorum. Bu çocukları bu şekilde yaşatmaya kimsenin hakkı yok." diye konuştu.
Gülten Sarıoğlu'nun kayınvalidesi Meryem Sarıoğlu da torunlarının durumuna ilişkin olarak şunları söyledi: "Burada hayat zor ama ne yapalım. Hiçbir yere başvurmadık. Sadece bir kaç komşu çamaşır getirdi, başka hiçbir yerden yardım yok. Evdeki eski bir karyolanın ayağı yerine hurda çamaşır makinesi kalıbı koyduk. Yok işte. Oğlum bir inşaat firmasında çalışıyor, ama yetiştiremiyor." iddiasında bulundu.
Anne Gülten Sarıoğlu ise yetkililerden yardım isteyerek, "Benim bir çamaşır makinesine, doğrusunu söylemek gerekirse buzdolabına, halıya ihtiyacım var. Çocuklarımın ayağında çorap yok, giysi lazım. Çocuklar sıklıkla hasta oluyorlar. Eşim bize bakıyor. Kendi öz annem bile bize yardımcı olmuyor." diye konuştu.