BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

Skandal iddiaya Diyanet'ten cevap geldi!

Diyanet İşleri Başkanlığı, Diyanet İşleri'nin kız çocuklarının erken yaşta evlenebilecekleri şeklinde açıklamada bulunduğuna dair haberlerin asılsız olduğunu ve kesinlikle gerçeği yansıtmadığını bildirdi.

Abone ol

Diyanet İşleri Başkanlığı, 9 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilebileceği iddiaları üzerine açıklama yaptı. Bazı basın yayın kuruluşlarında yer alan iddianın doğru olmadığı belirtilen açıklamada, Dini Terimler Sözlüğü'ndeki bir maddenin çarpıtılmasının iyi niyetle izah edilemeyeceği belirtildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı, kamuoyunda tartışmalara neden olan "9 yaşındaki kız çocuğunun evlendirilebileceği ve anne olabileceği" yönündeki iddialara açıklık getirdi. Açıklamada, Diyanet'in küçük yaşta evliliğe onay vermesinin mümkün olmadığı belirtilerek şöyle denildi: 

“Kız çocuklarını anne olma ve aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan, psikolojik ve biyolojik olgunluğa erişmeden evlendirmek, nikahta rıza ve irade hürriyetini şart koşan İslam dini ile bağdaşmaz. Nitekim Başkanlığımız, tarihi boyunca erken yaşta evliliklere asla onay vermemiştir, vermeyecektir. Kurumumuz tarafından gerçekleştirilen Din Şuraları ve İl Müftüleri Seminerleri gibi üst düzey toplantıların Sonuç Bildirgelerinde, kız çocuklarını erken yaşta evlendirmenin asla dini referanslarla desteklenemeyeceği defalarca kayda geçirilmiştir. Din İşleri Yüksek Kurulumuzun görüşü de bu yöndedir.”

DİYANET'İN SİTESİNDEKİ TANIMLAR TARTIŞMA YARATMIŞTI

Diyanet'in resmi sitesindeki 'Dini Kavramlar Sözlüğü' bölümünde 'bulûğ' ve 'nikâh' kelimelerinin açıklamaları tartışma yaratmıştı.  Dini Kavramlar Sözlüğü bölümünde 'bulûğ' için şu ifadelere yer verilmişti:

"Sözlükte 'ulaşmak, yetişmek, iş gayesine varmak gibi' anlamlara gelen bulûğ, fıkıh terimi olarak, bir kimsenin çocukluk dönemini bitirip, ergenlik çağına ulaşması demektir. Bulûğ çağına ulaşan kimseye bâliğ denir. Ergenlik yaşı çocuğun vücut yapısına ve iklim şartlarına göre değişebilir. İslâm hukukçularınca bulûğ çağının alt sınırı, erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak belirlenmiştir. Bu yaşa ulaştıktan sonra erkeğin ihtilam olması, baba olabilme devresine girmesi; kızın da adet görmesi, gebe kalabilme çağına ulaşması fiilî olarak bâliğ olmalarıdır. Ancak erkek ve kızlar 15 yaşlarına ulaştıklarında, kendilerinde bu erginlik alametleri görülmese de bâliğ olduklarına hükmedilir. Buluğ, kişinin dinen mükellef sayılıp, yetişkin insan statüsünü kazandığı dönemdir. Bu çağa ulaşan ve akıllı olan kimse artık tam edâ ehliyeti kazanır. Böylece, ibâdet, helal ve haram gibi dinî hükümlere muhatap; cezâî, malî ve hukukî yükümlülüklere ehil olur."

Dini Kavramlar Sözlüğü bölümünde 'nikâh' için şu ifadelere yer verilmişti:

"Sözlükte 'evlenmek ve cinsi ilişkide bulunmak' anlamına gelen nikâh, bir fıkıh terimi olarak, karşı cinsten iki kişinin, birlikte yaşamalarına ve karşılıklı yardımlaşmalarına imkân veren ve taraflara karşılıklı hak ve sorumluluklar yükleyen bir sözleşmedir. Medenî bir sözleşme olan nikahı Hz. Peygamber tavsiye etmiş ve "Nikâh benim sünnetimdir." buyurmuştur (İbn Mâce, Nikâh, 1). Evlilik, kişiyi zinadan korur, insan neslinin devamını sağlar. Kişinin gayri meşru ilişkiye girme tehlikesi bulunması halinde evlenmesi vaciptir. Buna karşılık, eşlerin birbirine karşı olan hak ve sorumluluklarını yerine getiremeyeceği ve haksızlık yapacağı kanaatinin ağır basması halinde ise mekruhtur. Bunların dışında evlilik sünnettir. Nikâhın, iki şahit huzurunda tarafların irade beyanında bulunmak suretiyle akdedilmesi gerekir. Buluğ çağına erişmiş kadının velisi olmaksızın kendisinin nikâhlanabilmesi mümkün olmakla birlikte, velisinin de bulunması menduptur. Nikâhın sahih olması için, evlenecek kişilerin evlilik engelleri bulunmamalıdır. Şartlarına uygun olarak gerçekleşen evlilik; dinin izin verdiği ölçüler içinde eşleri birbirine helâl kılmakta, hısım akrabalığı, nesep, miras, mehir, nafaka gibi hukukî sonuçlar doğurmaktadır. Hukuken tanınmayan evlilikte, bu sonuçlar güvence altına alınamadığından, resmen tescil ettirilmeyen evlilik kanunen suç olduğu gibi, dinen de doğru değildir."