BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Şizofrenler espri yapar mı?

Şizofrenler konusunda doğru bilen pek çok yanlış.

Abone ol

Mahallenin delisi rolündeki karakterler şizofren mi?

Şizofreni çocuğu olan aileler damgalanma korkusu ile saklama eğiliminde oluyorlar. Şizofrenler konusunda doğru bilen pek çok yanlış yargı var.

Şizofrenler evlenebilir mi?
Şizofren anneler çocuk yapabilir mi?
Şizofren annelerin çocuğa bakma etkinlikleri var mıdır?
Şizofrenlerin iş hayatı nasıldır?
Şizofrenler başkalarına zarar verirler mi?
Şizofrenler sanatla uğraşabilirler mi?
Şizofrenler müzik yapabilir mi?
Şizofrenler hayata mizahi açıdan yaklaşabilirler mi?
Espri yetenekleri nasıldır?

Bu konuda akla gelebilecek tüm sorular artık daha rahat öğrenebileceğiz. Yıllardır şizofren hastalarla çalışan Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi'nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Adnan Çoban şizofreni konusunda akla gelebilecek tüm sorulara '' kitabında yanıtlar veriyor.

Aynı zamanda Türk Müziği sanatçısı da olan Dr. Adnan Çoban şizofren hastalarla koro çalışmaları yaptı ve konserler verdirdi. NPİSTANBUL Hastanesi'nde yatan hastalara hafta iki kez müzikle tedavi uygulamaları da yapan Çoban yeni çıkan son kitabı 'Bin Parça: Akıl: Şizofreni'de şizofren hastaların mizah anlayışları konusunda ilginç bilgilere yer veriyor.
 
ŞİZOFRENİ ve MİZAH
"Mizah, iyi çalışan bir beynin ürünü ve parlak bir zekânın göstergesidir" diyen dr. Adnan Çoban, mizah yapabilmek, soyut anlama kabiliyetinin ve çağrışımların çok iyi olmasıyla mümkün olacağını, olayları gözlemleyebilen, dokunduğunu, duyduğunu süzgeçten geçirebilen ve espriye dönüştürebilen bir beyinin üretebileceğine dikkat çekiyor.
 
Mizah yeteneğinin kişiden kişiye değişebildiğini anlatan Dr. Adnan Çoban, iyi mizah yapanlar beyinlerini iyi kullanan insanlardır, çünkü mizah hayatın her alanında iyi gözlem yapabilmeyi gerektirir dedi. Şizofren hastalar üzerinde çalışmalar yapan Çoban, espri yapmak kadar espriyi anlamanın da önemli olduğunu, herkesin mizah üretemeyeceğini, ama mizahı anlayabileceğini belirtti. Çobana göre espri yapmak da, espriyi anlamak da beyin ve zekâ açısından gelişmiş olduğunu gösterir.

Dr. Adnan Çoban kitabında şu görüşlere yer verdi:
Şizofreni hastalarının tedavi edilmedikleri dönemlerde, hastalık özellikle beynin ön bölgesini etkilediğinde, mizah üretme ve mizahi konuları anlama yetenekleri gerileyebilmektedir. Bazı şizofreni hastalarında soyutlama yeteneği o kadar bozulur ki, kişiler mecazi anlam içeren deyimleri ve atasözlerini anlamakta güçlük çekerler. Mesela kişi 'ağırbaşlı' ifadesinden başın taşınamayacak kadar ağır olduğu sonucunu çıkarabilir. Kuşun uçmasıyla, uçağın uçmasını eş tutarak ikisinin aynı olduğunu düşünebilir. "Damlaya damlaya göl olur" atasözünü "Damlalar birikir ve su birikintisi haline gelir" şeklinde açıklayabilir.

Bu durumdaki hastalar çoğu zaman esprileri anlamakta da güçlük çekerler. Herkes gülerken onlar gülmeyebilir, komik olmayan şeyleri komikmiş gibi algılayabilir, kendilerine yapılan espriye cevapsız kalabilir veya hiçbir şekilde espri yapmayabilirler.

Mizahı anlama skorları düşük mü?
Şizofreni hastalığının mizah yeteneğine etkisini inceleyen çok az çalışma var. Polimeni ve Reis adlı araştırmacılar 2006 yılında Kanada'da yaptıkları bir araştırmada 23 şizofreni hastasıyla 20 sağlıklı insanı 128 maddelik bir testle mizah yeteneği açısından kıyaslamış ve şizofreni hastalarında normal gruba göre daha düşük "mizahı anlama" skorları elde etmişlerdir. 1997 yılında İngiltere'de yapılan bir başka araştırmada paranoid belirtili şizofreni hastalarının karikatür gibi görsel şaka materyallerini anlamakta zorluk çektikleri, şikâyeti olmayan hastalarınsa bir zorluk yaşamadıkları tespit edilmiştir.

Dizilerde şizofrenler 'mahallenin delisi' olarak sunuluyor!
Şizofreni hastalarında mizah yeteneği bozuluyorsa da, hastalığın belirtileri yaygın bir şekilde mizah konusu olmaktadır. Filmlerde, tiyatro oyunlarında, televizyon programlarında şizofreni hastaları çoğunlukla komik bir şekilde lanse edilirler. "Mahallenin delisi" diye adlandırılan bu kişiler, çizgili pijamalı, saçı sakalı birbirine karışmış, komik ve tuhaf insanlar olarak canlandırılırlar. Hastaların gerçeği değerlendirme yeteneği bozulduğu için, gösterdikleri tavırlar başkaları tarafından komikmiş gibi algılanabilir.

'Ben duvar saatiyim doktor bey'
Bin Parça Akıl Şizofreni kitabında anlatılan bir vaka çok dikkat çekici. Kendisini duvar saati sanan şizofreni hastası ile doktorun diyalogu şu şekildedir:
Bazı şizofreni hastalarında sürekli sallanma hareketi gözlenir. Bir doktor, şizofrenlerin yattığı koğuşu gezerken, ayakta, sırtını duvara vermiş, sürekli sağdan sola, soldan sağa sallanan ve "tik tak tik tak" diye sesler çıkaran bir hasta görür. Ona neden sallandığını sorar.

 Hasta:
"Çünkü ben bir duvar saatiyim" cevabını verir. Bunun üzerine doktor "Peki, o zaman saatin kaç olduğunu söyler misin?" dediğinde, hasta saatin beş olduğunu söyler.
Doktor:
"Ne beşi, saat altı oldu" deyince hasta:
"Eyvah geri kalmışım" diyerek daha hızlı bir şekilde sallanmaya ve "tiktak tiktak" demeye başlar.

Şizofrenlerin komik hareketleri
Dr. Adnan Çoban şizofreni hastalarının hekimi güldüren bazı komik tavırlarını şöyle paylaşıyor okuyucularıyla: Bazı şizofreni hastalarının tuhaf yüz ve göz hareketleri görülür. Bunlara 'grimas' adı verilir. Bazı insanlar bu hareketleri gördüklerinde kendilerini gülmekten alıkoyamazlar. Hakikaten bunlar, bilmeyenler için komiktir. Yeni psikiyatri asistanları bile bu tür hastalarla ilk karşılaştıklarında kendilerini tutamayıp gülerler. Hastalığın belirtileri öğrenildikçe, bu tür, hastayı rencide edebilecek tepkiler azalır.

Sokakta kımıldamadan duran robot kişiler
Kaskatı kesilmiş, bir robot gibi duran hastalar 'katatonik şizofreni' hastalarıdır. Caddelerde, sokaklarda heykel gibi duran, üstü başı yırtık, bakımsız insanlara sıkça rastlanır. Başka insanlar tarafından tuhaf ve komik olarak algılanıp espri konusu olmak, bu hastalar ve yakınları için üzüntü vericidir.

Profesöre deli isek aptal değiliz ya kardeşim diyen şizofren!
Dr. Adnan Çoban şizofren hastalarının komik olabilecek davranışlarını anlattığı 'Şizofreni ve Mizah' bölümünde şu olayı anlatıyor:
Prof. Ayhan Songar Hoca'nın sıkça anlattığı bir fıkra vardı. Bayır aşağı inen bir adamın arabası arıza yapar. Adam, el frenini çeker. Arızayı tespit etmek için arabadan iner. Tam durduğu yerde de bir şizofreni hastası oturmaktadır. Hasta, adamın tamir konusunda beceriksiz olduğunu görür ve "Şunu şöyle yap, bunu böyle yap" gibi yönlendirmelerde bulunur. Sonuçta adamın arabayı tamir etmesini sağlar. Bunun üzerine adam hastaya:
"Senin için bir de deli diyorlar, hiç de deli gibi konuşmuyorsun" dediğinde şöyle bir cevapla karşılaşır:
"Kardeşim deli isek, senin gibi aptal değiliz ya!"

Kendisiyle dalga geçen şizofrenler
Bazı şizofreni hastalarının hastalıklarıyla dalga geçtiklerini görürüz. 'Ganser' arazı denen bir belirti vardır. Siz bir soru sorarsınız, hastadan anlamsız ya da dik cevaplar gelir.

"Memleket neresi?" diye sorarsınız. Hasta, "Babam mühendis" der. Buna 'şizofrenik cevap' ya da 'yandan cevap' adı verilir. Hasta sizin sorduğunuz sorunun karşılığı olmayan alakasız cevaplar verir. Hatta o kadar ileri gider ki, hekimler "Acaba bizimle dalga mı geçiyor?" tereddüdüne düşerler. Bazen bu yüzden hastaya kızıp ters cevaplar verebilirler.
(Uğur İlyas Canbolat)