BIST 9.647
DOLAR 34,65
EURO 36,47
ALTIN 2.917,48
HABER /  GÜNCEL

Sizin gibi Kürtler olmaz olsun!

PKK'nın 6 öğretmeni serbest bıraktığı haberini alan Bulakbaşı köylülerinin, öğretmenlere doğru koşmaları çok şey anlatıyor.

Abone ol

Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM-
Iğdır'ın Karakoyunlu İlçesi'ne bağlı Bulakbaşı Köyü'ndeki ilköğretim okulunu basan silahlı 2 PKK'lı teröristin kaçırıp, 1 saat sonra serbest bıraktığı 6 öğretmen gündemdeki yerini koruyor.

Silahlarıyla okulu basıp öğretmenleri götüren teröristlere, köylüleri gösterdiği tepki uzun süre konuşulacak gibi. Münferit bir olay gibi görünse de çıkarılacak dersler olduğu kuşkusuz.

Peki nasıl oldu da köylüler, ölüm makinalarına teröristlerin karşısına dikildiler? Olaydan bir gün sonra CNN Türk'ün canlı yayınına bağlanan Bulakbaşı Köyü muhtarı Mehmet Gültekin'in bu soruya verdiği cevap kangrene dönüşen soruna ışık tutuyor:

"O öğretmenler bizim evlatlarımız. Sonuçta onlar bizim çocuklarımızın ana babası. 24 saat sürekli çocuklarımızla ilgileniyorlar.

ÖĞRETMENE SEVGİ DEVLETE SAYGIYI GETİRİR

En basit anlatımıyla halk sevgi istiyor, gülen yüz istiyor. Yol kadar su kadar sıcak bir ilgi de önemli. Belki de en başta geleni... Terkedilmişliği unutturacak bir bakışa öylesine hasretler ki.. Kendisine adım atana iki adımla karşılık veriyor; Hor görmeyen, kendileri gibi olan çalıştığı yerden kaçmak için gün saymayan "devletin temsilcileri" olarak gördüğü öğretmenleri bağrına basıyorlar. Koştukları bir bakıma devletin ta kendisi.. Taraflar arasındaki "aidiyet bağına" atılan sıkı bir düğüm daha atılıyor.

ÖĞRENCİLER PERVANE OLUYOR

Olay sonrası görüntülerden de anlaşıldığı gibi öğretmenler köyde çok seviliyor. Öğrenciler ile öğretmenler arasında sarsılmaz bir bağın oluştuğu ortada. Minik öğrenciler "rol model" aldıkları öğretmenlerin etrafında pervane oluyorlar.

KÖYLÜLERE "PKK YATAKÇISI" İLE BAKMAK

Çoluk çocuk, kadın, herkesin serbest bırakılan öğretmenlere doğru koşarken çekilen fotoğraf uzun yıllar unutulmayacak. "Bilek güreşine" sahne olan bu coğrafyada arada kalan halkı yanına alabilen bu mücadelede bir adım önde olacak.

Oysa belli bir kesimin penceresinden bakanlara göre doğudaki köylüler ile teröristler arasında fark yok, her türlü lojistik desteği alıyorlar. Böylesi bir genellemenin sakıncaları 1990'lı yıllarda fazlasıyla görüldü maalesef.

Terörist ile köylü ayrının yapılmadığı 1990'lı yılların açtığı yaralar kapanmadı henüz. Faili meçhuller, köy boşatmalarla devlet hesaplaşıyor. Köye Geri Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi (KDRP) ile göç ettirilen 62 bin 448 hanenin yarısı evlerine geri döndü.

KÖYLER CAZİP HALE GETİRİLİYOR

Güvenlik sorunları giderilen köylerde, proje kapsamında yol, su, elektrik, kanalizasyon gibi altyapı yatırımı, tahrip olan okul, sağlık ocağı ve diğer tesislerin onarımı, geri dönen vatandaşlara kendi konutlarını yapabilmeleri için inşaat malzemesi verilmesi, tarım, hayvancılık ve el sanatları projeleri ile vatandaşların meslek öğrenerek hayatlarını sürdürmelerinin sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılıyor.

Dosyalar tozlu raflardan indiriliyor, Ankara geçmişini sorguluyor. Ancak PKK, kurulduğu günden bu yana çizgisini bir milim değiştirmedi, daha da hırçınlaştı. "JİTEM tarzı cinayetlere" kaldıkları yerden devam ediyorlar. Son 2 yılda 9 suikast gerçekleştirdiler.

KÜRTÇE KONUŞAN POLİS

Yine benzer bir adım Diyarbakır polisinden geldi. Ara sokaklara dağılan 500 polisin katıldığı huzur uygulamasında vatandaşlarla Kürtçe konuşuldu.

EVRENSEL DEĞERLER

Olaya şahit olan köydeki bir kızın anlattıkları PKK'nın "ayrıştırıcı", "düşman" dilini anlatmaya yetiyor. Kaçırmaya engel olmak isteyen annesi ve eniştesine PKK'lıların "Sizin gibi Kürtler olmaz olsun" dediğini söylüyordu.

Soruna evrensel değerler temel hak ve özgürlükler yerine ırkçı temelli yaklaşım, PKK'yı girdiği çıkmaz sokaklardan çıkaramayacaktır. Masum çocukların gözyaşlarına aldırmayan bir örgütün inandırıcılığı ve ilkeleri sorgulanmaz mı?