BIST 9.660
DOLAR 34,59
EURO 36,28
ALTIN 2.988,78
HABER /  GÜNCEL

Sizin çocuğunuz nasıl öğreniyor ?

Uzmanlar düşünmeyi ve öğrenmeyi öğrenmenin temel basamaklarından biri olarak öğrenme sitillerini 3 grupta topladı.

Abone ol

İnsan olmanın en önemli çekirdeğini oluşturan öğrenme tarzının, aile, uzman ve okul işbirliği ile küçük yaşlarda belirlenmesi gerektiği belirtilerek, bu işbirliği sayesinde çocuğun, okul öncesi eğitim döneminden başlanarak daha rahat ve anlamlı bir hayata hazırlanabileceği bildiriliyor. Uzmanlar, düşünmeyi ve öğrenmeyi öğrenmenin temel basamaklarından biri olan öğrenme stillerini, 'görerek, işiterek ve dokunarak' diye üç grupta topluyor. GÖREREK ÖĞRENENLER Bu gruptakilerin özel hayatlarında genellikle düzenli ve titiz olduklarını, karışıklık ve dağınıklıktan hoşlanmadıklarını ifade eden uzmanlar, "Çalışma masalarındaki araç ve gereçler için (kalem, silgi, kalemtraş, makas, zımba vb.) sabit yerler belirlerler ve onları hep aynı yerde tutarlar. Çalışma odaları, okuldaki dolapları, çantaları hep düzenlidir. Yazmayı pek sevmeseler de defterlerinin köşeleri kıvrılmasın diye gerekli tedbirleri almışlardır. Bu sebeple ana-baba ve öğretmen tarafından takdir edilirler" diyorlar. Görerek öğrenen öğrencilerin, öğretmenin ya da bir öğrencinin konuyu anlatması olan düz anlatım yönteminin uygulanması durumunda, çabuk sıkıldığını ve dersten yeterince yararlanamadığını vurgulayan uzmanlar, bunların, derste işlenen konuyla ilgili öğrendiklerini gözlerinin önüne getirerek hatırlamaya çalıştıklarını kaydediyor. Uzmanlar, o sebeple öğretmenlerin, her öğrencinin değişik oranlarda da olsa görerek öğrenme stiline sahip olduğunu düşünerek ve konuyla ilişkisini çok iyi kurarak harita, şema, grafik, resim, fotoğraf, katalog vb. gibi araçlar kullanılmasını öneriyor. İŞİTEREK ÖĞRENENLER İşiterek öğrenenlerin ses ve müziğe karşı daha duyarlı olduğunu belirten uzmanlar, bu gruptakilerin diğer özelliklerini ise şöyle anlatıyor: "Küçük yaşlarda kendi kendilerine konuşurlar, sohbet etmeyi, birileriyle beraber çalışmayı severler. Konuşma ve dinleme becerileri gelişmiştir. Çoğunlukla ahenkli ve güzel konuşurlar. Özellikle ilköğretimin ilk sınıflarında kendi kendilerine konuştukları için, öğretmeni pek dikkatle dinleyemezler. İşittiklerini daha iyi anlamalarına rağmen, bu özellikleri sebebiyle öğrenme oranları azalır. Sessiz okuma çalışmalarından pek yararlanamazlar. O sebeple, kendilerinin duyabileceği bir sesle okumalarına izin verilmesi gerekir". Uzmanlar, bu gruptakilerin konuşarak, tartışarak ve başkalarının sözlü anlatımlarını dinleyerek daha iyi öğrendiklerini vurgulayarak, dinlemenin yanında konuşma fırsatı da verildiği için, derslerde grup çalışması gerektiren yöntem ve teknikler uygulandığında pek mutlu olduklarını, dil ve yabancı dil derslerinde daha başarılı olduklarını bildiriyor. DOKUNARAK ÖĞRENENLER Bunların, oldukça hareketli ve sınıfta yerlerinde duramayan çocuklar olduğunu ifade eden uzmanlar, "Hareket etmek için, kapıyı kapama, pencereyi açma, tebeşir getirme, tahtayı temizleme gibi görevleri hep kendileri yapmak isterler. Uzun süre yerlerinde oturup çalışmaya zorlanırlarsa hem dersten bir şey anlamazlar, hem de disiplin problemleri ortaya çıkabilir. Düz anlatım ve yazı tahtasının kullanımına dayalı geleneksel eğitim uygulamalarından en az yararlananlar onlardır. Bu yüzden haylaz, tembel, geri zekalı ve istenmeyen öğrenci-arkadaş olarak damgalanabilirler" diyorlar. Uzmanlar, derslerin düz anlatım yöntemiyle işlenmesi veya bununla birlikte göze hitap eden araç gereçlerin kullanılmasının, bu gruptaki öğrencinin öğrenmesine yeterince katkı sağlamadığını belirterek, kalıcı bir öğrenme için, ellerini kullanabilecekleri laboratuvar ve okul bahçesi gibi öğrenme ortamına ihtiyaçları bulunduğunu bildiriyor. ÖĞRENCİ MERKEZLİ EĞİTİM ÖNERİSİ Öğrenme stillerinin bilinmesinin, evde ve okulda çocuğa nasıl davranılması gerektiğine dair önemli ipuçları verdiğini vurgulayan uzmanlar, ana-babalar ve öğretmenlerin çocukları gözlemesi, hatta öğretmenlerin, 'öğrenme stillerini belirleme listesi' kullanarak, öğrencilerinin öğrenme stillerini daha nesnel olarak belirlemesi gerektiğini kaydediyor. Uzmanlar, her öğrenme stilindeki öğrencilerin de dersten yararlanabilmesi için, okullarda öğrencinin aktif, öğretmenin rehber olduğu eğitim uygulamalarını yaygınlaştırmak gerektiğini ifade ederek, öğrenci merkezli eğitimin, oldukça fazla sayıda yöntem, teknik ve öğrenme-öğretme uygulamasıyla gerçekleştirilebileceğini savunuyor.