BIST 9.660
DOLAR 34,61
EURO 36,26
ALTIN 2.923,59
HABER /  MEDYA

Sızdırılan tutanaklar Erdoğan'a müthiş yaradı

Erdoğan'ın AB temsicileriyle yaptığı mülteci krizinin görüşme tutanakları basına sızdırıldı. Olayı 'AB'ye mülteci şantajı' olarak gören Cumhuriyet gazetesine Akif Beki'den yanıt var.

Abone ol

Yazar Akif Beki, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın o görüşmede AB temsilcilerine karşı çatır çatır Türkiye'nin haklarını savunduğunu yazdı.

Antalya'daki G-20 zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Jean Claude Juncker ve AB Başkanı Donald Tusk ile mülteci krizini görüştükleri toplantının notları sızdırıldı.

Cumhuriyet gazetesi dün manşetten "İşte kirli pazarlığın tutanakları" diye verdi. İç sayfada "AB'ye mülteci şantajı" başlığı kullanıldı. Peki Erdoğan AB'ye tehditler mi savurdu şantaj mı yaptı?

Hürriyet yazarı Akif Beki tam aksini düşünüyor. Akif Beki, "Karşıtlarından Erdoğan'a manşet hediyesi" başlıklı bugünkü köşesinde tutanaklardan 'iftihar beratı' yerine 'utanç belgesi' çıkaranlara tepki gösterdi.

ERDOĞAN'A YARADI

Bu diyolagları okuyan herkesin Erdoğan'a ‘Helal olsun’ der, gururlanır, göğsü kabarır.' diyeceğini savunan Beki, Erdoğan'ı kötü göstermek için basılan tutanağın Erdoğan'a müthiş yaradığı görüşünde.

MÜLTECİ YÜKÜNÜ TÜRKİYE'NİN SIRTINA YIKMA ÇABASI

Aleyhine olacağını sandıkları diyalogların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkın nazarında daha da parlatmaya hizmet ettiğini ifade eden yazara göre mülteci yükünü Türkiye’nin sırtına yıkıp aradan sıyrılmak için pişkinliğe vuran bir AB ve oyalama taktikleri var.

AB'YE KARŞI ÇATIR ÇATIR ÜLKESİNİN HAKKINI SAVUNMUŞ

Akif Beki, sızdırılan notlarda Erdoğan'ı böyle tasvir ediyor:

"Karşısında ise ucuza getirme numaralarını yüzlerine çarpan, ülkesinin menfaatlerini koruyup kollamak için dişe diş kavga eden, alttan almayan, sürekli bastıran, ağızlarının payını veren, gerekirse gözdağı vermekten de çekinmeyen bir Erdoğan.

Bu diyalogları okuyan, Erdoğan’a ancak ‘Helal olsun’ der, gururlanır, göğsü kabarır. ‘AB’ye karşı çatır çatır ülkesinin hakkını savunmuş’ der. ‘Koca AB komiserlerini nasıl da madara etmiş, bir duvardan alıp öbürüne vurmuş’ der.

Bunları dememesi, şekilde görüldüğü üzere, kişinin Erdoğan’a çalıştığını bile fark etmeyecek kadar körü körüne Erdoğan karşıtı olmasıyla mümkün ancak."

Yazının tamamı için tıklayın

İŞTE O TUTANAKLARIN TAMAMI

Tusk: İki yılda 3 milyar avro ödenmesi için anlaştık ama Davutoğlu’nın yılda 3 milyar istediğini öğrendim

Erdoğan: İki yıl için 3 milyar Avro verecekseniz, konuşmaya gerek yok. AB’nin parasına muhtaç değiliz. Yunanistan ve Bulgaristan sınırlarını açıp mültecileri otobüslere doldururuz. Yunanistan’a kriz sırasında 400 milyar Avro verildi. Bu paranın bir kısmıyla Suriye’de güvenli bölge kurup mülteci sorununu tamamen çözebilirdik.

Juncker: Türkiye dört yılda 8 milyar A vro harcadı...

Erdoğan: Biz o parayı kamplara harcadık. Kızlarım mülteci kampına gitti, ağlayarak döndü. (BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri) Gutteres daha iyi kamp görmediğini söyledi.

Tusk: Kamplar iyi ama Yunanistan’a Avro Bölgesi’ni kurtarmak için kredi verildi, böyle karşılaştırmalar yapmamalısınız.

Erdoğan: Bu da Schengen’le ilgili, o da bir Avrupa projesi.

Tusk: AB zor durumda, Paris saldırısından sonra Schengen Anlaşması iptal edilebilir. Bu yüzden sizinle anlaşmak istiyoruz.

Erdoğan: Anlaşma olmazsa mültecileri nasıl durduracaksınız, öldürecek misiniz?

Tusk: AB kendini daha az çekici yapabilir ama istediğimiz çözüm bu değil. Erdoğan: AB, Türkiye kıyılarında boğulan bir çocuktan fazlasıyla karşılaşır. 10 ila 15 bini bulur. Nasıl başa çıkacaksınız? Paris’teki saldırılar yoksulluk ve dışlanmışlıkla ilgili. Bunlar cahil insanlar, Avrupa’da terörist olmayı sürdürecekler.

Juncker: Schengen dağılırsa Türkiye AB’ye vize muafiyetinden faydalanamaz. 5 Ekim anlaşmasına uyulmazsa başka çözümler aramak zorunda kalırız. İlerleme raporunu Türkiye’deki seçimlerin sonrasına ertelediğimizi hatırlatırım. Bu yüzden eleştirildik.

Erdoğan: Erteleme AKP’nin seçimleri kazanmasına yardım etmedi. Zaten rapor da bir hakaretti. Bu raporu kim hazırladı? Nasıl böyle şeyler yazarsınız? Bu gerçek Türkiye değil, gerçeği öğrenmek için bana hiç gelmediniz.

Juncker: Siz istediniz diye raporu erteledik. Avrupa’yla uzlaşmak istediğinizi sanmıştım, şimdi kendimi kandırılmış hissediyorum.

Erdoğan: Bize verdiğiniz tek bir sözü tuttunuz mu?

Juncker: Kaynaklar toplanıyor, müzakereleri ve vize muafiyetini hızlandırmaya çalışıyoruz.

Erdoğan: AB Türkiye için hiçbir şey yapmadı. Para Türkiye değil mülteciler için. Üstelik üyelik öncesi fonlarımızdan kullanıyorsunuz. Tek bir fasıl da açılmadı. Dalga geçiyorsunuz.

Juncker: Türkiye bu 53 yıl boyunca bir demokrasi değildi.

Erdoğan: Almanya ve Britanya da değildi, büyük bir savaşa da yol açtılar. Yunanistan, Portekiz, İspanya da değildi.

Juncker: Çok yoğun çalışıyoruz, Brüksel’de sizi prensler gibi ağırladık.

Erdoğan: Prens gibi mi? Tabii ki, ben bir üçüncü dünya ülkesini temsil etmiyorum...

Juncker: AB hiç 28 artı 1 zirvesi yapmadı ama Türkiye için hazırız.

Erdoğan: Ben de öyle yapardım ama bunu yüzüme vurmayın. Juncker’ın böyle konuşması saygısızlık. AB Türkiye’yi istemiyor diye düşünüyorum. Öyleyse açıkça söyleyin, rahatlayalım.

Tusk: 29 Kasım’a dek anlaşmalıyız, böyle tartışmayı sürdüremeyiz. Üye ülkeleri mülteciler için para vermeye ikna etmek kolay değil.

Feridun Sinirlioğlu: Ama 3 milyar Avro hakaret.