Siyasi tarihimizdeki vaatlerin büyük kısmı, hayata geçirilemedi. Kimi deniz getirmeyi vaat etti, kimi ülkeyi kurtarmayı.. Peki hangi lider, neleri vaadetti? İşte cevabı:
Abone olTürkiye için, ‘proje mezarlığı' ifadesi sık sık kullanılır. Türkiye aynı zamanda, yıllanmış vaatlerin de mezarlığı. Seçim dönemleri yoğunlaşan vaatler, partilerin programları, politikalarından taşınarak seçim bildirgelerine yansıtılıyor. Sokaktaki vatandaşı ilgilendiren kısmı ise bildirgeleri de aşarak, miting meydanlarına yansıyanlar, kendisine ulaşan söylemler... İyi siyasetin bol keseden vaatte bulunmak anlamına geldiğinin sanıldığı geçmişe bakınca, gerçekten mesafe kaydettiğimiz görülüyor. ‘Vaat ekonomisi’ çok partili siyasi hayata geçtiğimiz 1950'li yıllardan günümüze bir hayli evrildi. Eskiden, ‘uçuk' olarak nitelendirilebilecek sözler seçmen karşısında hiçbir sıkıntıya düşmeden sıralanırken, artık siyasetçilerimiz vaatte bulunurken, üsluplarına biraz daha dikkat eder bir noktaya geldiler. 80- 90'lı yılların en önemli sözü, ‘Bana 100 gün verin yeter' sözüne artık ne siyasiler ne de seçmen prim veriyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığının ilk günlerinde dile getirdiği, ‘Benden 3 yıl içinde bir şey beklemeyin, 5 yıl içinde bazı değişikliklerin olduğunu göreceksiniz.' sözleri de bunun somut bir örneğini oluşturuyor. Siyaset rasyonelleşiyor. Siyasi tarihimizdeki vaatlerin büyük kısmını, hayata geçirilemeyen vaatler olarak hatırlarız. Bunlar alt alta eklendiğinde ise kabarık bir liste oluşuyor. Biz de, ‘Liderler hep vaat eder de halk da hep unutur mu?' ya da daha farklı bir deyişle, ‘liderler ne vaat ettiler, ne yapmadılar?' sorusunu sorduk. Ortaya hayli eğlenceli bir manzara çıktığını söyleyebiliriz. 1950’li yıllarda yoksulluğun kol gezdiği Anadolu'da ‘her mahalleye bir milyoner' vaadinde bulunan Adnan Menderes’e karşın politikada ‘6 kez gidip 7 kez gelmesiyle' ünlenen Süleyman Demirel, "100 günde sorunları çözeceğiz" söylemiyle vaatlere tavan yaptırdı. Demirel, insan hakları ve işkence konusunda ciddi sıkıntıların yaşandığı bir dönemde, ‘şeffaf karakol' vaadinde bulunurken, ‘camdan yapılmış bir bina' önünde poz vererek arşivlere geçti. Şeffalık Demirel'in zihninde ‘şöyle saydam cam gibi bir şeye' tekabül ediyordu. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, ANAP'ın kuruluşunda, siyasi literatüre geçecek bir söylemle, ‘dört eğilimi birleştireceğiz' ifadesiyle harekete geçti. Bu iddiayla yola çıkan ANAP, her geçen gün küçüldükçe küçüldü, ‘bakanları ve başbakanı yolsuzluktan yargılanan parti' unvanını aldı. Özal, Körfez Savaş’nda 'bir koyup üç alacağız' söylemini kullandı. Ancak Türkiye, bunun sonucu yaşadığı ekonomik bunalımı uzun yıllar atlatamadı. En 'yıllanmış' vaat: Köykent Siyasete veda eden; ancak Türkiye'nin uzun bir dönemine damgasını vuran siyaset adamları, kendileriyle özdeşleşen bazı vaatleri ve projeleri Türkiye'nin gündemine taşıdı. Bu vaatlerin en bilinenleri arasında Bülent Ecevit'in ‘Köykent' projesi geliyor. Ancak proje, adı Köykent'le birlikte anılan ve ilk merkezi olan Ordu'nun Mesudiye ilçesi sınırlarını aşamadı. ‘En büyük hayalim' dediği Köykent projesine başbakanlığı döneminde Mesudiye'den başlayan Ecevit, 5 ilçeyi sıraya aldı. Çalışmaları yapılan ve uygulamanın başlatılması için Bakanlar Kurulu’ndan karar çıkarılan proje, içinde bulunulan ‘ekonomik kriz' ve ‘siyasi kriz' nedeniyle gerçekleştirilemedi. Yol, içme suyu ve kanalizasyon, eğitim, sağlık ve gelir getirici faaliyetler olmak üzere beş ana bileşen üzerine kurulan proje, Ecevit gibi siyasi hayata veda etti. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel anıldığında ise hemen çağrışım yapan konu, GAP'tır. ‘GAP'ı gaptırmam' deyişiyle hafızalara yerleşen Demirel, "Ben 50 senedir bu projeyle meşgulüm. Başka ömrüm olsa gene buraya verirdim." ifadelerini kullanarak projeye ne kadar önem verdiğini de gösterdi. Ancak, projenin ilk yıllarından beri içinde olan Demirel'in siyasi hayatı GAP'ın tamamlanmasına yetmedi. 1970'te temeli atılan Türkiye'nin en büyük projesi, öngörülen 32 milyar doları bulamadı. Bu miktarın ancak yarısına kadar ulaştığı için 2010 yılına ertelendi. Erbakan: Hayallerin gücü adına! Siyaset tarihinin vaatler konusundaki en ‘renkli' simalarından birisi olan Necmettin Erbakan en uçuk vaatlerle tarihe geçti. RP'de ‘adil düzen' kavramı ile ekonomiye farklı bir söylem getiren Erbakan, faizleri kaldırmak üzerine propaganda yaptı. Ağır sanayi hamlesini anlatırken, ‘Siz yıllardır orada çalıştınız, şimdi de Hans gelecek bizde çalışacak.' ifadesini kullanan Erbakan, daha ileriye giderek, ‘5 bin tank üreteceğiz' ve ‘Fabrika yapan fabrika kuracağız' gibi akıllara durgunluk verecek vaatlerde bulundu. ‘Her ile havaalanı', ‘Konya-Ankara ve Ankara-İstanbul hızlı treni' vaadinde bulunan Erbakan'ın, ‘Taksim'e cami' vaadi çeşitli çevrelerin tepkileri üzerine geri çekildi. ‘İsrail’le tüm ilişkiler kesilecek’ söylemini seslendiren Erbakan, 54. hükümetin ilk aylarında İsrail'le peş peşe anlaşma imzaladı. ‘Arka bahçesi' olarak kabul edilen imam hatipler de RP hükümeti döneminde en büyük darbeyi yedi. İmam hatip liselerinin orta kısmı kapatılırken buradan mezun olanların üniversiteye girmesi de zorlaştı. Erbakan yine tabana mesaj vermek amacıyla en talihsiz sözünü de yine o günlerde sarf etti: "Rektörler başörtüsüne selam duracak." Bu dönemden sonra başörtülü öğrenciler kampuslara dahi alınmamaya başladı. Siyasetten henüz çekilen DYP eski Genel Başkanı Tansu Çiller, ekonomik alandaki bütün vaatlerine rağmen, ‘24 Ocak kararlarının' sorumlusu olarak kaldı. Çiller, 'Türkiye büyümede dünya birincisi olacak', ‘her mahallede yüz trilyoner yaratılacak', 'çiftçiye 6,5 milyar dolar, her köylüye yeni traktör verilecek', ‘tarım kuruluşları çiftçiye, Halk Bankası esnafa devredilecek' söylemleri ile dikkat çekti. Çiller hükümetinin Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna, yoksulların sağlık hizmetlerinden ücretsiz olarak faydalanmalarını sağlayan ‘yeşil kart' için, ‘Yeşil kart gelecek dertler bitecek' minvalinde söylemler kullanıldı. Ancak yeşil kart yoksullar için bir çözüm yolu olmadı. Çiller'in siyasetteki en büyük rakibi olan ANAP eski Genel Başkanı Mesut Yılmaz, vaatler konusunda Çiller kadar yaratıcı olamadı. En büyük vaadi olarak, ‘Susurluğu çözeceğiz’ açıklamasında bulunan Yılmaz, bu konuda bir çalışma yapmadı. Ürkekler değil erkekler çözer! ‘Kaderin garip tecellisi' diyebileceğimiz durumlar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin başına da geldi. Başörtüsü sorununu ürkekler değil, erkekler çözer' söylemlerini kullanan MHP, Antalya'dan milletvekili seçilen Nesrin Ünal’ı TBMM Genel Kurulu’nda başörtüsüz olarak yemin ettirdi. MHP ikinci büyük sıkıntısını 'teröristbaşı Abdullah Öcalan'ı yakalayacağız ve idam edeceğiz' söyleminde yaşadı. Öcalan, 57. Hükümet döneminde Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirildi ve cezaevine kondu. MHP'nin oyu bir seçim sonra 3 Kasım 2002 tarihinde 18'den 8,6'ya düştü. Seçim öncesinde 'başarısız olursam çekip gideceğim' diyen Bahçeli de ‘örgütlerden gelen baskıya dayanamayarak' partinin başında kaldı. İmam hatip vaatleri tutmadı 3 Kasım 2002 seçimlerinde Meclis’e giren iki parti, AK Parti ve CHP’ye baktığımızda, AK Parti, seçimden önce vaatlerini bir takvime bağlayarak, ‘Acil eylem planı' ile somut belge haline getiren ilk parti oldu. AK Parti, burada taahhüt ettiği, ‘Kabinenin 25'in altına düşürülmesi', ‘Kamu ve Yerel Yönetimler Reformu', '15 bin kilometrelik bölünmüş yol', ‘100 bin konut' gibi projelerini sürdürüyor. Seçim meydanlarında 'İmam hatipliyi ezdirmem. O bu ülkenin evladı değil mi?' diyen Erdoğan, imam hatip lisesi mezunlarının üniversiteye girişte diğer liselerle aynı puanı almalarını düzenleyen yasayı gelen tepkiler üzerine geri çekti. ‘Her yıl bir milyon kişiye iş' ve ‘milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması' da CHP lideri Baykal'ın vaatlerinden en önemlileri. Ancak CHP iktidarda olmaması ve içerden gerekli desteği alamamasından dolayı sözlerini yerine getiremedi. İşte ‘uçuk vaatler' Yüzde 40 oy alacağız. (Yüzde 0,4'te kalan BTP'nin genel başkanı Haydar Baş) Genelkurmay anketine göre İP seçim sonucunda yüzde 28 oyla tek başına iktidara gelecek. (Doğu Perinçek) Hayvan üreticisine damızlık verilecek. (BTP) Doğum kontrolü uygulanmayacak. Çiftler doğum yapmaları için teşvik edilecek. Doğum yapanlara çocuk başına maaş verilecek. (BTP) Evlenenlere kredi verilecek. (BTP) Haftada 35 saat mesai olacak. (DEHAP) Evsizlere ev verilecek. (DEHAP) Dağda silahlı genç kalmayacak. Dağlar kayak merkezi olacak, polis silahsız gezecek. (DEHAP) İl sayısı 250 olacak. (GP) Üniversite sayısı 4 yılda 4’e katlanacak. (GP) Her aileye Hazine arazisinden 200 metrekare verilecek. (GP) KİT'lere yeni işçi alınacak. (İP) Borçlar ertelenecek. (İP) Dolar ve Euro rayiç bedel üzerinden Türk Lirası'yla değiştirilecek. (İP) Anayasa Mahkemesi kaldırılacak. (LDP) Devlet hastaneleri özelleştirilecek. (LDP) Gecekondu tapuları iptal edilecek. (LDP) Casinolar devlete bağlı olacak. (LDP) Ofsaytı kaldıracağız. (LDP) Türkiye'nin sahillerini yabancı yatırımcıya peşkeş çekeceğiz. (LDP) IMF ve Dünya Bankası'na borçlar silinecek. (ÖDP) Kadınlar askere alınacak. (TKP) Tüm işletmeler, bankalar ve doğal kaynaklar devletleştirilecek. (TKP) Herkesin tansiyonu bedava ölçülecek. (YTP) Haber: EMİNE DOLMACI Kaynak: ZAMAN GAZETESİ