Siyasi bir tutuklama
Antalya’da bayramın üçüncü günü yaşanan teleferik kazası hepimize korkulu anlar yaşattı. Tünektepe Teleferiği ‘ne şehri tepeden görmek için gidenler; dokuz direkten beşincisinin devrilmesi ve bir kabinin zemininin kopması sonucu sekiz kişi metrelerce yükseklikten kayalıklara düştü.
Eşi ve çocuklarıyla Antalya’ya tatile gelen ve teleferiğe binen Avukat Memiş Enes Gümüş hayatını kaybetti. 24 kabinde bulunan 174 kişinin saatlerce teleferik kabinlerinde asılı kalması ve 24 saat süren çalışmada can kaybının olmaması büyük bir başarıydı.
Havada sallanan o insanlara her şey olabilirdi. Türkiye yaklaşık 24 saat nefesini tutup, dualar ederek o insanların kurtarılmasını bekledi.
Başta AFAD olmak üzere başarılı operasyona katkı sağlayan tüm kurum ve kuruluşları kutluyorum.
Bu kaza neden olmuştu, ihmal var mıydı?
Rutin bakımları yapılıyor muydu?
İşletmenin izinlerini kim ya da kimler verdi?
Cevap ürkütücüydü. Çünkü ön bilirkişi raporunda teleferik sistemiyle ilgili eksiklerin olduğu ileri sürülüyor.
Üç ay sürecek ağır bakımların 15 gün içinde tamamlandığı savunuluyor.
156 kalem için ağır bakım yapılması gerekirken, seçim gerekçesiyle 19’a indirildiği iddia ediliyor.
Tüm bakımlar yapılsaydı kaza olur muydu?
Sorusunun cevabı bakımı üstlenen firma tarafından verildi.
“Yapılmayan bakımın kazaya sebebiyet verdiği” söylendi.
Kaza sonrası soruşturma başlatıldı ve şüpheliler gözaltına alındı. Sadece şüphelilerin mahkemeye sevk yazısındaki tespit;
"Yerel seçim ve bayram bahaneleriyle ağır bakımda teklif edilen makaraların değişiminin ötelendiği ve 156 kalem parçanın değişmesi teklif edilmesine rağmen 19 parçanın değiştirilmesiyle yetinildiği, bu hususta ANET isimli firma tarafından ihmal gösterildiği anlaşılmaktadır" yazılmış.
İlk bilirkişi raporunda da teleferik direklerinin bağlantı noktalarındaki elemanların yetersiz olduğu ve korozyona uğradığı belirlendi ve şöyle denildi: "Makara sisteminin hasarlı olması, kazanın yaşanmasına neden oldu."
Peki bu ihmaller zincirinin sorumluları kimdi?
Teleferik sisteminin sahibi Antalya Büyükşehir Belediyesi şirketi ANET’ti.
ANET'in başında da bugün CHP'den Kepez Belediye Başkanı seçilen
Mesut Kocagöz vardı. Geçen yıl istifa eden Kocagöz Kepez’den başkan adayı oldu.
Kocagöz’ün ayrılmasından bir buçuk ay sonra, Ocak 2024’te ANET ile Mega Tower arasında bakım ve onarım sözleşmesi imzalandı.
Teleferik, 19 Şubat-4 Mart arasında bakıma alındı. Kocagöz bu tarihlerde yetkili değildi.
Mesut Kocagöz yaşanan kazadan, ihmalden sorumlu olduğu gerekçesiyle "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Oysaki Erzincan İliç’te sekiz işçi hala göçük altında, madenin genel müdürü tutuksuz yargılanıyor.
Çorlu’da 25 canın hayattan koparıldığı tren kazasında dönemin TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman için de böyle bir tutuklama olmamıştı.
6 Şubat’ta 11 ilde yaşanan asrın felaketinde sadece tek bir belediye başkanı tutuklandı. O da müteahhidi olduğu bina yıkıldı diye.
Bartın, Kastamonu ve Sinop’ta yaşanan sel felaketi sonucu 97 can gitti. Tek bir belediye başkanına bile sorumluluk yüklenmedi.
O nedenle bu hakkaniyetli değil siyasi bir tutuklamadır.
Yaşanan tüm kazalarda ihmali olan kim varsa kimsenin gözyaşına bakılmamalı. Bu prensip bu toplumun kırmızı çizgisi olmalı.
Zihniyetler değişmediği sürece toplumsal ve siyasal değişim mümkün değil. Hukuk siyasi görüşe göre değil, adil olma ve adalete göre işlemelidir.