Siyasette "copy past" dönemi
Çok geziyor Soylu... Vakit buldukça okuyor bir de... Sesi pek
duyulmuyor ama, konuşmaları kırk yıllık siyasetçileri aratmıyor...
Her şey hoş güzel ama, Soylu'nun medya ayağı eksik!
Medya Soylu'yu görmüyor ama, rakipleri adım adım takipte... Takip
etmekle kalsalar iyi, Soylu'nun ağzından çıkanları kendi ürünüymüş
gibi sahipleniyorlar.
Kim?
Herkes!
Türkiye'nin borcunun 220 milyor dolardan 520 milyar dolara
ulaştığını söylüyor Soylu; bu borcun nasıl oluştuğunu da
detaylarıyla anlatıyor...
A aaa... Deniz Baykal da aynı lafları etmesin mi?
Tesadüf olabilir mi acaba?
Olabilir!
Peki ya Soylu'nun "Kerbela" çıkışı... Kerbela"nın sadece Hz.
Hüseyin"in şehit edilişi değil aslında bugün de yaşandığı,
Filistin"in bir Kerbela olduğunu, Irak"ta yaşanananların bir
Kerbela olduğunu, bunun yanı sıra yolsuzluğun bir Kerbela olduğunu,
rüşvetin suistimalin, emanete hiyanetin bir Kerbela olduğunu,
ötekileştirmenin bir Kerbela olduğunu, küçük görmenin bir Kerbela
olduğunu anlatıyor Süleyman Soylu... Bir de bakıyoruz ki birkaç gün
sonra aynı sözler Erdoğan'ın dilinden düşmüyor.
Bu da tesadüftür!
"Tahterevalli" sözü kime ait dersiniz?
MHP lideri kullanıyor sık sık. Oysa bu sözü de Nisan-Mayıs ve
Haziran ayında Süleyman Soylu'dan duymuşturk...
Olsun bu da tesadüftür!
Hükümete "sarı kart" gösteren de Soylu'nun elindeki kartı, Numan
Kurtuluş da sahiplenince bu işin tesadüf olmadığı rahatlıkla
anlaşılabiliyor.
Görünen o ki, bizim siyasilerimiz hazıra konmaya meraklı.
Hani hep bizden şikayet ederler ya, "copy past" yapıyoruz diye...
Siyasetçiler de "copy-past" işine merak sarmış anlaşılan...