Siyasetin Tuncay Şanlısı ve ilkesiz siyasetçiler
Düne kadar karşısında elpençe durulan lidere düşman
kesilmek, onu bir gün överken, öteki gün şimdilerde AK
Parti'de boy gösteren Saffet Kaya gibi
yerin dibine sokmak hangi ahlak anlayışına sığar acaba?
Seçilecek yerlerden listeye giremeyen ve çekip giden siyasilerin
ruh halini "Verirken iyi, alırken
kötü" sözleriyle özetlemek mümkün.
Niye kızıyorlar anlamıyorum?
Bunları Meclis'e bugün kızdıkları liderler
taşımadı mı?
O lider sizi nasıl getirdiyse, bugün de götürdü...
Bunda kızacak ne var!
"Nasip" deyip geçmek hakikaten bu kadar zor
mu?
Seçimlerden önce kapısı defalarca çalınan eski bakan, milletvekili
Ufuk Söylemez gibi kişilikli bir davranış
sergilemek çok mu zor?
Ya da koltuğun hikmetiyle, kişiliğinden ödün vermek neden bu kadar
kolay?
Her neyse...
Giden gitti...
Biz kalan sağlara bakalım...
***
MHP'li işadamı Lütfü Türkkan,
Kocaeli'den 2. sıradan adayı. Türkkan'ın birinci
sıraya gireceğine kesin gözüyle bakılıyordu. Cumali
Durmuş, MHP'nin ilk sıra adayı:
-Ne diyorsunuz Lütfü Bey, istifa edecek misiniz?
-Niye?
Karşı soru her şeyi anlatıyor:
-Ben partime hizmet için bu yola koyuldum. Yakışır mı bize
yer beğenmemek, küsmek aleyhte propoganda yapmak? MHP'nin 4-5
milletvekili çıkaracağına inandığım için istifa etmemi gerektirecek
bir şey yok ayrıca.
***
CHP'li Şinasi Öktem...
Birinci bölge 8. sıra adayı.
Üç parti Meclis'e girerse
Öktem'in işi zor.
Dün sabah evden çıktım, etrafta Şinasi Öktem'in
afişleri.
Ne yapmalıydı Öktem?
Mustafa Sarıgül'e karşı İstanbul'da duvar
gibi duran Öktem'in Baykal'a karşı en ufak bir
kırgınlığı yokmuş! Ne yalan söyleyeyim, kavgacı ve
uzlaşmaz bir karektere sahip olan
Öktem, ilkeli davranışıyla beni çok şaşırttı.
Kadiköy'ün CHP'li Belediye Başkan Yardımcısı Gürsel
Tekin yine öyle... Milletvekili olmak istedi
Baykal'ın engeline takıldı:
-Sen CHP İstanbul İl Başkanı olacaksın.
Baykal'ın etrafındaki önemli isimlerden biri olan
Gürsel Tekin'in çekip gitmesi, liderine sayıp
sövmesi ilkesizlik olmaz mıydı?
***
Bahattin Şeker. Ağar'ın arkadaşı, yoldaşı, sırdaşı.
DP'nin her şeyi. Teşkilat Başkanı Mümtaz
Yavuz'un cebinden çıkan bir kağıt parçası, Şeker'in
midesini bulandırmaya yetti.
Çekip gitti...
Ağar başta olmak üzere, peşinden gitmeyen kalmadı.
"Hayır" dedi, DP'nin Teşkilat Başkanı
Mümtaz Yavuz'un gözden çıkarılması
bile Bahattin Şeker'i ilkelerinden
vazgeçirmeye yetmedi.
Ve son bir isim... Çiller'in prensiydi Süleyman
Soylu. Siyasetin gözdesiydi, Tuncay Şanlı
gibi, 4,5 yıl boyunca bütün partileri peşinden koşturdu.
İlhan Kesici ile birlikte siyaset yapan bu
Soylu politikacı, kapısını çalan politikacılara
her defasında aynı şeyleri söyledi:
-Babam Hasan Soylu, bana ilkesiz olmayı
öğretmedi.
Fazla söze gerek var mı?