Liberal Demokrat Parti (LDP) eski Genel Başkanı Besim Tibuk, Türk siyasetinin 'aykırı' simalarındandı. Halkın kendisiyle alay ettiğini söyleyen Tibuk oy vermeyen halka kırg
Abone ol‘Çok gol olsun diye ofsaytı kaldıracağım, kaleleri büyüteceğim.’, ‘Sahilleri yabancılara peşkeş çekeceğim.’ gibi demeçleriyle dikkat çekti. ‘Vergi almadan ülkeyi yönetecekmiş!’ diye suçlandı. Medyanın reyting yarışında aranılan isimlerin başında geldi. Büyük umutlarla girdiği 3 Kasım seçimlerinde hayal kırıklığı yaşayınca siyaseti bıraktı, kendini ticarî işlerine verdi. 3 yıllık suskunluğunu bozan eski lider, politik tecrübelerini Zaman’a anlattı. Sekiz sene süren siyasi mücadelesinde, cebinden 6 milyon dolar harcadığını belirterek söze başlayan Tibuk, “Yüzde 3 olsaydı genel başkanlığa devam ederdim. Ama binde 3 oy aldık. Halk bizimle alay etti.” diyor. Politikaya dönmeyi kesinlikle düşünmeyen küskün politikacının, halka da bir mesajı var: “Artık sizin için politika yapmaya, kendimi feda etmeye zamanım yok.” 3 Kasım seçimleri öncesinde Türkiye’nin sorunlarını çözebilecek projelere sahip tek partinin Liberal Demokrat Parti olduğunu savunan Tibuk, sonuçların açıklanmasının ardından hayal kırıklığı yaşadığını ifade ediyor. Tibuk, “Bizim dışımızdakilerin hepsi boş laf partileriydi, yuvarlak konuşuyorlardı. Ben Türk halkını sefaletten kurtarmak istedim. TV’lere çıkıp selam vermeyeceğim adamlarla muhatap oldum. İnsanlara çok şey verdim. Karşılığında ise onlar bize bir şey vermeyecekti.” diyor. Maddi ve manevi çok ağır bedeller ödediğini dile getiren Besim Tibuk, şöyle devam ediyor: “Bir süre sonra para bitti; ama kimse bize destek olmadı. Sizin partinizi çok beğeniyoruz diyen işadamları, bizi kiraladıkları işyerlerinden atmaya çalıştı. Birgün Ankara’da işadamının biri parti binasını hacze gelmiş. Beni de tehdit ediyor, medyayı getirdim diye. Ben de ona ‘Daha çok gazeteci getir.’ dedim. Belki insanlar Besim Bey’in paraya ihtiyacı var deyip yardım ederdi. Ama işadamlarının hepsi bizi kazıkladı. O kadar para harcamamıza rağmen kimse 5 kuruş vermedi.” Besim Tibuk, Türkiye’de seçmenin sürü psikolojisiyle hareket ettiğini düşünüyor. Kendilerini destekleyenlerin bile, seçim barajını aşacak diye AK Parti veya CHP’ye oy attığını kaydeden Tibuk, seçmeni, “Medeni cesaretleri yok. Türk milleti kaç kere kafasını duvara vursa da akıllanmıyor.” sözleriyle eleştiriyor. Halka bir de mesajı var: “Artık sizin için politika yapmaya, kendimi feda etmeye zamanım yok.” Liberal demokratların eski lideri, partiye tek oy bile vermediklerini ileri sürdüğü esnafa ise kızgın olduğunu ifade ediyor. Tibuk, enafa sitemini şu sözlerle dile getiriyor: ‘Onlar için ne projeler üretmiştik. Şimdi ise halleri perişan, yok oluyorlar.’ Medyanın eski Marksist, şimdiki sosyal demokratlarının seçimden önce LDP’ye savaş açtığını ileri süren Tibuk, bunun gerekçesini ‘Özgürlük istemiyorlardı.’ sözleriyle özetliyor. “Sokaktaki vatandaşa Besim Tibuk sorulsa, ‘ülkeyi vergi almadan idare edecek gibi saçma düşüncelere sahip bir adam’ diye tanımlar. Bunun baş sorumlusu ise medyadır.” diyen küskün politikacı, vergi meselesiyle ilgili eleştirilere 2 yıl aradan sonra tekrar cevap veriyor: “Hayatımda hiçbir zaman ‘vergi almayacağız’ diye bir söz sarfetmedim. ‘Bazı sektörlerden almayacağız, bazılarından da az alacağız. Böylece daha çok vergi toplayacağız.’ dedim.” Türkiye’de son dönemlerde yaşanan özgürleşmeyi ‘çok olumlu bir gelişme’ olarak değerlendiren Besim Tibuk, bunu AB sürecine bağlıyor. Aksi takdirde hükümetin bu reformları başaramayacağını dile getiriyor. Son zamanlarda tekrar gündeme gelen başörtüsü ve kamusal alan tartışmalarına da kendine has üslubuyla cevap veriyor: “Bana ne ya, kim ne giyerse giysin? Kamusal alan diye bir şeyi de hiç düşünmüyorum. Güzel aklımı niye ziyan edeyim ki?” Emre Soncan/Zaman