Dünyada ticaretin kurallarının siyasetin kurallarını şekillendirdiğini belirten Erdoğan, "Ayak uyduramayan gider, kalan sağlar yoluna devam eder" diye konuştu.
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin artık ekonomisi ve siyasetiyle dünyanın birçok ülkesinden hayranlıkla izlendiğini söyledi. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) olağan genel kurul toplantısı, Taksim'deki Ceylan İntercontinental Otel'de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türkiye ve Odalar ve Borsalar Birliği TOBB ve DEİK Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, iş dünyasının temsilcileri, DEİK şeref üyeleri, DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı ve çok sayıda basın mensubunun katılımıyla gerçekleştirildi. Şehitler için 1 dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardındın, İcra Kurulu Başkanı Rona Yılcalı bir konuşma yaparak yıl içindeki faaliyetleri anlattı. Daha sonra söz alan Rifat Hisarcıklıoğlu, uygarlıkların beşiği olana Ortadoğu bölgesinin stratejik özelliklerinin bölgeyi tüm dünyanın ilgi odağı haline getirirken, barış ve istikrarın yerleştirilmesi bakımından bölgedeki en önemli aktörlerden biri olan Türkiye'ye de ciddi sorumluluklar yüklediğini söyledi. Türkiye'nin Ortadoğu ile mevcut köklü tarihi kültürel ve sosyal ilişkileri ve coğrafi yakınlığı nedeniyle bölgedeki ekonomik ve siyasi gelişmelerden doğrudan etkilendiğini belirten Hisarcıklıoğlu, "Bu durum, Ortadoğu ve özelikle de Irak ile daha yakından ilgilenmemizi gerektirmektedir. Bölgeye barış ve istikrarın gelmesi, başta Türkiye olmak üzere tüm bölge ülkelerinin geleceğe yönelik en önemli beklentisidir. Bu tarihi süreçte biz işadamlarına düşen görevin bilincini de idrak ediyoruz" dedi. Rifat Hisarcıklıoğlu'ndan sonra söz kalan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin dünyada artık dikkat ve hayranlıkla takip edilen bir ülke konumuna geldiğini söyledi. Türkiye'nin Avrupa Birliği yolunda kritik bir döneme doğru gittiğini ve 6 aylık bir süreçte AB'den müzakere tarihi alabilmek için sivil toplum örgütleriyle yüksek bir performansta çalıştıklarını ve çalışmaya devam edeceklerini kaydetti. Yurt dışı gezilerinde birkaç yıl önce görüştüğü devlet adamlarının artık Türkiye'ye bakışlarının çok daha farklı olduğunu gözlemlediğini belirten Ertoğan, "Türkiye artık örnek bir ülke konumuna gelmiştir. Siyaset ve ekonomimizdeki gelişmeler dünyanın birçok yerinde hayranlık uyandırıyor" diye konuştu. Birlikte çalışarak dayanışma içinde Türkiye'yi daha güzel günlere taşıyabileceklerini ifade eden Erdoğan, "Mallarımızı nasıl dışarıya satıyorsak, yabancı sermayeyi de Türkiye'ye çekebilmek için mücadele etmeliyiz. Siz işadamları bu konuda Türkiye'nin birer mıknatısı durumundasınız" dedi. Ekonomik programdan kesinlikle taviz vermeyeceklerini kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin artık rekabete hazır olmasını, çünkü dünyanın gerçeğinin rekabete dayandığını kaydetti. "Türkiye'nin kısa bir zaman içinde ileri ülkeler arasında yer alması için yapıtığımız çalışmalarını sürdürüldüğünü bilmenizi istiyorum. Bunda da kararlıyız. Bu kalkınma koşusunda var gücü ile yarıştığınızdan da eminim Elbette daha aşmamız gereken çok engel yapmamız gereken çok iş düzeltmemiz gereken yanlışlar var. Hep birlikte çalışarak bizbirimizin halinden anlayarak Türkiye'yi güzel yarınlara taşıyacağız. Bunnu aksi düşünülemez. Kamu yönetimi bu milletin üstünde yük olmaktan çıkacaktır. Bu konuda inançlı bir hükümet işbaşındadır. Hortumlar kesilecek. Bu milletin parası kuruşu kuruşuna geleceğe harcanmaya devam edecektir. Devlet bundan böyle kulağının üstüne yan gelip yatmayacaktır. Ekonomik programdan taviz verilmeyecektir. Temkin elden bırakılmayacak. Bunlar dengeleri korumak için yeterliysede yeni bir atılım için yeterli değildir. ÜLkemizin şartlarını hep birlikte zorlamalıyız. Yabancı sermayeyi Türkiye'ye çekebilmek için elimizden gelen gayreti ortaya koymalıyız. Para parayı çeker Eskiler para parayı çeker derlerdi bugünkü ekonomik durumda bu konu daha da anlamlanmıştır. Biz el birliği ile gayret gösteceğiz. Ülkemize bir farklı atmosfer kazandıracağız. Bugün sadece bizim durumumuzdaki ülkeler değil. Sanayileşmiş ülkeler de ekonomik entegrasyonlarını maksimuma çıkarmışlardır. Uluslararası ekonomik dengelere uyum sağlayamayanlar düşecek, kalan sağlar ise yoluna devam edecektir. Artık hiç bir devlet kendi sanayisini sırtında taşıyacak gücte değildir. Ticaretin kuralları siyasetin kurallarını önemli ölçüde yönlendirmektedir.