BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,41
ALTIN 2.930,15
HABER /  GÜNCEL

’’Siyasete, demokrasiye ayar vereceğiz derken...’’

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyasete yön verme, dizayn etme, demokrasiye ayar verme gibi bir hastalığın nüksettiğini, eskiden bunu başkalarını...

Abone ol

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyasete yön verme, dizayn etme, demokrasiye ayar verme gibi bir hastalığın nüksettiğini, eskiden bunu başkalarının vermeye çalıştığını belirterek, "Siyasete, demokrasiye ayar vereceğiz" derken, demokrasinin ve Türkiye’nin ayarının bozulduğunu, bugünkü tatsız ortama gelindiğini söyledi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın açıklamalarını değerlendirdi. Çiçek, “Keşke her kurum, bunların başında da yargı kurumları, bu açılış günlerinde, siyasetin, siyaset kurumlarının, diğer erklerin, yasama ve yürütmenin yanlışlarını söyledikleri kadar kendi yanlışlarını da orada itiraf etseler, o zaman bu konuşmalar daha objektif, kalıcı olur. Suçlayıcı bir üslupla konular değerlendirme konusu olunca, bu istenilen faydayı temin etmediği gibi zaten yeteri kadar Türkiye’de gerginlik var, yeteri kadar sert bir siyasi mücadele ikliminden geçtik, bahara erdik derken şimdi yeni bir tartışma daha başladı. Kaldı ki konuşmanın içeriğine baktığımızda bundan şikayet ediliyordu. Bu üsluptan, bu gerginlikten şikayet edenlerin, kendilerinin aynı noktada olmaması gerekir” diye konuştu.

“GEÇMİŞTE MEDYATİKLİK UĞRUNA FEDA EDİLDİ”
Türkiye’de yargıda uzun bir süreden beri medyatik olmak gibi bir sıkıntı bulunduğunu belirten Çiçek, soruşturmanın gizliliği gibi önemli bir ilkenin, geçmişte medyatiklik uğruna feda edildiğini vurguladı. Özellikle Devlet Güvenlik Mahkemeleri döneminde naklen maç nakleder gibi soruşturmalar, evlere baskınlar yapıldığını, demeçler verildiğini anımsatan Çiçek, gelinen noktada en çok şikayet ettikleri hususun, medyatiklik uğruna feda ettikleri soruşturmanın gizliliği olduğunu kaydetti. Medyatikliğin adli yılların ve yargı makamlarının kuruluş günlerinde karşılarına çıktığını dile getiren Çiçek, bunu, yeni söylemediğini ve geçmişte kim bu şekilde davrandıysa, bu değerlendirmeyi hep yaptığını söyledi. Her seferinde demokratik ülkelere vurgu yaptıklarını belirten Çiçek, "Hiç zannetmiyorum ki ileri demokrasiyi yakalamış, demokrasisinin kurumsallaştırmış ülkelerde çok beyanat veren yargı camiası yok. Bazen herhangi bir toplantıya katıldıktan sonra bazen bir başka yerdeki açılışlarda, şurada, burada oluyor. Hatta gelişmiş demokrasilerde yargı başkanları herhangi bir açılışa da katılmazlar. Bir hukuk derneğini anlarım ama görevleriyle alakası olmayan açılışlarda açıklamalar yapan yargı başkanlarını bu ülke gördü. Bunların artık geride kalması gerekiyor" şeklinde konuştu.

“YARGIDA ALINGANLIK OLMAZ, ALINGANLIĞA GEREK YOK”
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın bugün yaptığı konuşmasında çok yadırgadığı bir durumun bulunduğunu belirten Çiçek, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, cebir ve şiddeti teşvik etmediği, övmediği sürece herkes şok olarak dahil nitelenecek fikirleri, görüşleri söyleyebilir. Bu ifade özgürlüğünün bir parçasıdır. Dolayısıyla verilen bir mahkeme kararıyla ilgili bir kısım insanlar, ’bu karar doğru değil, o yanlıştır’ diyorsa veya daha ileri nitelemelerde bulunuyorsa o da o kesimin ya da o kişilerin ifade özgürlüğüdür, bundan dolayı alınganlığa gerek yoktur. Yargıda alınganlık olmaz. Siz şimdi bu kadar net, açık, hukuki ambalaj içinde siyaset değerlendirmeleri, siyasetçileri değerlendirirseniz yarın bu kişilerle ilgili, bu değerlendirmeleri yaptığınız kişilerle ilgili davalar önünüze geldiğinizde nasıl objektif olabileceksiniz, nasıl kararınız tartışma konusu yapılmayacak? Hele hele ‘gömlek değiştirmek’ gibi ifadeler, bunlar siyasi ifadelerdir, siyasi beyanlardır. Bir yargı gününde, bir yüksek mahkemenin kuruluş gününde kişisel kanaatiniz bu olsa bile konuşulacak ifadeler değildir. Kaldı ki mahkeme adına bu konuşmalar yapıldığına göre bu çerçevede yarın bir kısım davalar, mahkeme önüne geldiğinde kendilerinin şikayet ettiği yargı kararı nasıl tartışmasız olacak. Verilen karar nasıl tartışılmayacak. Bunlara dikkat etmekte fayda var. Türkiye’de yeteri kadar gerginlik var, tansiyon yüksek. Tansiyonu düşürecek olan, elbette hepimize sorumluluklar, görevler düşüyor. Yargı da bu işin bir parçası olmamalıdır. Yargı da işin parçası olursa çözüm daha da imkansızlaşır” dedi.

“BUNDAN SONRAKİ İŞ YARGIYA AİTTİR”
“Yargıdaki paralel yapılanmayla ilgili belgeler varsa çıkarın” ifadelerinin sorulması üzerine Çiçek, şunları kaydetti:
“Ceza hukuku alanıyla ilgili konularda bir kaç suç dışında, bunlar şikayete bağlıdır. İddia edilen her konu, bizatihi savcıların, yargı makamlarının doğrudan araştıracağı, soruşturacağı konulardır. Bu hususları ortaya çıkaracak olan da yine yargının kendisidir. İdare makamları, bu soruşturmalara yardımcı olmak mecburiyetindedir. Yoksa idare makamları tek başına yapacak değil. Paralel yapı, darbe gibi konular ceza hukuku anlamında suç teşkil edebilecek ifadeler, iddialardır. Bu iddialar ister birinin başvurusu üzerine olur, ister basında yer alır, ister bir konuşmada dinlenmiş olur, bu konuları cumhuriyet savcılarının, kendiliğinden araştırma, inceleme, soruşturma konusu yapması gerekir. Bunu yaparken de ihtiyaç duyduğu neyse, bunu idare makamları karşılamak zorundadır. Bu, o makamların da anayasal yükümlülüğüdür. Bu soruşturmaları kim yapacak, herhalde nüfus müdürlüğü, istatistik kurumu yapacak değil. Yapacak olan yargı kurumudur. Suç teşkil eden bir şeyin soruşturmasında en önce yetkili olan yargı makamları, cumhuriyet savcılarıdır. Seçim boyunca da bu ifadeler, iddialar sıkça gündeme geldiğine göre, bundan sonraki iş yargıya aittir.”

“SİYASETE YÖN VERME GİBİ BİR HASTALIK NÜKSETTİ”
Siyasete yön vermek, dizayn etme, demokrasiye ayar verme gibi bir hastalığın nüksettiğini sözlerine ekleyen Çiçek, eskiden bunu başkalarının vermeye çalıştığını söyledi. Çiçek, ‘Siyasete, demokrasiye ayar vereceğiz’ derken, demokrasinin ve Türkiye’nin ayarının bozulduğunu, bugünkü tatsız ortama gelindiğini vurguladı. Bir başkalarının yine siyasete ayar verme, siyaseti düzeleme, dizayn etme gibi yeni bir role soyunmaması gerektiğini kaydeden Çiçek, bu türlü bir görevinin yargının asla görevi olmadığını bildirdi. Çiçek, "Hepsi adına, hepsini böylesine bir tartışmanın içine çekecek konuşmalardan biz kaçınalım ama yargı da kaçınsın. Çünkü bugünkü yargı tartışılır hale geldiyse bunun önemli ayaklarından biri, yargı kurumlarının başındakilerinin ve bir kısım yargı mensuplarının yaptıkları açıklamalardır, geçmişte de" ifadelerini kullandı.
(İHA)