BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,50
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Siyasetçi olarak bu durumdan utanç duyuyorum!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında "Yasası yok ama uygulamaların tamamına baktığımızda geçmişte Doğu ve Güneydoğu'daki uygulamalarla hatta daha ötesindeki uygulamalarla karşı karşıyayız" dedi.

Abone ol

CHP'li Tekin, Ankara Altındağ İlçesi'nde kentsel dönüşüm kapsamında bir binanın yıkımı sırasında meydana gelen göçük olayına değinerek, "Umarım acı haberler gelmez" dedi.

KINIYORUM
Üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz'ın, Eskişehir'deki Gezi Parkı odaklı eylemde darp edilerek hayatını kaybettiği iddiasıyla açılan davaya da değinen Tekin, "Ali İsmail Korkmaz korkmadı ama Tayyip Bey'in devleti korktu. Yüreği yaralı bir annenin bile duruşma salonuna alınamamasını kınıyorum" diye tepki gösterdi.
 

ÇOK ÖNEMLİ ŞEYLER KONUŞTUK
Basın toplantısı öncesinde TBMM Başkanı Cemil Çiçek'i ziyaret ettiğini belirten Tekin, gündeme ilişkin meseleleri de konuştuklarını söyledi. Çiçek'in tecrübeli bir siyasetçi olduğunu belirten Tekin, "Sizinle paylaşamayacağım çok önemli şeyler de konuştuk. Umut ediyorum, bu olup bitenler, kirlenmiş Türk siyasetini arındırır" dedi.

Gürsel Tekin, Çiçek ile görüşmesinde gündeme gelen konulardan birinin de eski Bakanlar hakkında düzenlenen fezlekelerle ilgili olduğunu ifade etti.

Söz konusu fezlekelerin halen Meclis'e gelmediğini belirten Tekin, "Oysa Sayın Genel Başkanımız'la ilgili fezleke, Silivri dönüşümüzden 24 saat sonra Meclis'e gelmişti. Fezlekenin içeriği yolsuzluk, rüşvet değildi. Yalnızca düşüncesini ifade ettiği için hazırlanmıştı" dedi.

Tekin, şöyle devam etti:

"Fezlekelerin TBMM'ye gelmemesinin, Meclis Başkanı'ndan kaynaklanmadığını biliyoruz.

Olağanüstü Hal dönemi yaşıyoruz. Yasası yok ama uygulamaların tamamına baktığımızda geçmişte Doğu ve Güneydoğu'daki uygulamalarla hatta daha ötesindeki uygulamalarla karşı karşıyayız.


ÇAĞRIDA BULUNUYORUM
Eğer Bakanlarla ilgili iddialar doğru değilse neden görevden aldınız? Aldıysanız demek ki ciddi sorunlar var. Kamuoyuna yansıyan tapelere, telefon kayıtlarına baktığınızda, 90'lı yıllarda Güneydoğu'da valilerin uygulamalarına baktığınızda aynı uygulamaları görebilirsiniz. Faili meçhul ihbarları olmasına rağmen bunların hepsinin üzeri kapatılmıştı. Şimdi de parlamentoda alınmış bir karar yok ama olağanüstü hal uygulaması söz konusu.

Şimdi bir çağrıda bulunuyorum: 'Savcı, polis, paralel örgütlenmeler...' Bir an iktidarın iddialarını doğru sayalım.

BURASI TÜRBE Mİ?
İranlı işadamı Rıza Sarraf'ın ofisin önündeki mobese kayıtlarını, buraya gelen giden siyasetçileri kamuoyuna açıklayalım. Kimler girdi kimler çıktı buradan. Burası türbe mi? Ne işiniz var burada? Bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanlarının yol geçen hanı gibi kullandığı buranın mobese kayıtlarını kamuoyuna açın biz de iddialarınızın tamamını doğru sayacağız."

Son dönemlerde ortaya çıkan telefon kayıtlarının, siyasetin ne kadar kirlendiğini ortaya çıkardığını belirten Tekin, bir siyasetçi olarak bu durumdan utanç duyduğunu ifade etti.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tekin, eski Bakanlar hakkında hazırlanan fezlekelere ilişkin soru üzerine, "Bu fezlekeleri geciktirerek ne yapmak istediklerini merak ediyorum. Adalet Bakanı'nın fezlekeleri inceleme yetkisi de yok. Bu fezlekelerin ivedilikle Meclis'e gelmesi gerekiyor. İddiaları kapatmaları mümkün değil. Fezlekelerin gelmesi için CHP olarak bunu daha çok dillendireceğiz. Çeşitli bölgelerde bu konuyla ilgili demokratik eylemlere başvuracağız.

Gürsel Tekin, özel yetkili mahkemeler ve uzun tutukluluk süreleri ile ilgili olarak hükümetin yaptığı çalışmaların "gündem değiştirmek" amaçlı olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi:

EVRENSEL HUKUK DERSENİZ TAMAM
"Bir siyasetçi olarak, TBMM çatısı altında, 'Olağanüstü hal dönemine girdik' demek benim yüreğimi sızlatıyor. Olağanüstü hal dönemleri, ihtiyaca göre kanun yapılan dönemler. Şimdi ihtiyaç duydukları için özel yetkili mahkemeleri kaldırıyorlar. Sayın Başbakan, 'Ben bunların başsavcısıyım ' dememiş miydi? Biz ise 'demokratik bir hukuk devletinde bu mahkemeler olmaz' diyorduk. Şimdi de diyoruz. Bu düzenleme elbette olacak ama öncelikle yapılması gereken bu soruşturmaların sağlıklı yürümesini sağlamak. Bunlar bitmeden, 'özel yetkili mahkemeleri kaldıracağız, HSYK'yı değiştireceğiz...' Biz de HSYK'nın yapısının değişmesi gerektiğini ifade etmiştik. Bu kurumda siyaset kurumunun olmaması gerektiğini söylemiştik. Bozdağ ile ilgili İzmir olayına baktığımızda bunu gördük. Hukuku, siyasette arındırmalıyız. 'Bizim ihtiyaçlarımıza cevap verecek hukuk anlayışı geliştiriyoruz. Gelin destek verin' dersen bu desteği bizden beklemeyin. 'Evrensel hukuk' derseniz, tamam.

BASKILARLA BUNUN ÖNÜNE GEÇEMEZSİN
TİB'in, CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran'ın yazılı soru önergesinin yayımlandığı internet sitelerine ilişkin uyarısını da değerlendiren Tekin, "Sayın Başbakan 2005 yılında, 'e-devlet oluyoruz. Bilgi çağına girdik' demişti. Şimdi insanların en doğal iletişim haklarını kaldırırsan bu diktatörlüğe girer. Bu baskılarla bunun önüne geçemezsiniz" dedi.

Tekin, TBMM Başkanı Çiçek'in de bu uyarının çok doğru bir anlayış olmadığını ifade ettiğini söyledi.

Dinlemeler konusunda bir soruyu da yanıtlayan Tekin, bu konuda iki yıl önce bir soru önergesi hazırladığını ve sadece muhalefetin değil Başbakan'ın da dinlendiğini belirttiğini anımsattı. Tekin, şöyle devam etti:


NEFESİNİ BİLE DİNLİYORUM DEMİŞTİ
"Bu konuda uzun süre sessiz kaldılar. Sonra Sayın Başbakan kendisi dinlendiğini söyledi. Peki Başbakan'ı dinleyenlerle ilgili bir soruşturma açıldı mı? Bir Başbakan kendisi itiraf ediyorsa ve ona rağmen soruşturma açılmamış ise bu çok manidar.

CHP'nin milletvekillerinin dinlendiğini, MHP'nin milletvekillerinin takip altında olduğunu gazeteler yazdığında, iktidar yetkililerinden biri 'Ne demek, bu ülkede milletvekili dinlenebilir mi?' demedi.

Sayın Başbakan, Sayın Genel Başkanımız için, 'nefesini bile dinliyorum' demişti. Sayın Kılıçdaroğlu'nun nefesini dinlesen ne olur? İhale vermez ihale almaz, gazete satışı yapmaz. Boşuna zaman kaybedersiniz.

Biz tape kayıtlarına baktığımızda dehşete kapılıyoruz. Sayın Genel Başkanımız'ın salı günü grup toplantısındaki 100 milyon dolarla ilgili iddiasına halen cevap verilmiş değil."