BIST 9.185
DOLAR 34,38
EURO 36,85
ALTIN 2.968,42
HABER /  GÜNCEL

Sivas Katliamı: DDK'nın görevlendirilmesi tepki aldı

Sivas Katliamı Davası'nın zaman aşımı nedeniyle Mart ayında kapanması ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül DDK'nın konuya bakmasını istedi. Gazeteci Rengin Arslan, Sivas Davası'nın müdahil avukatlarının kararı tepkiyle karşıladıklarını bildiriyor.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Abdullan Gül, Devlet Denetleme Kurulu'nu (DDK), 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta 35 aydının ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilgili görevlendirdiğini açıkladı.

Konunun DDK tarafından ele alınmasını isteyen gruplar bulunuyordu.

Katliamda zarara uğrayanları temsil eden avukatlar, konuya yargının bakmasını istiyor ve cumhurbaşkanının Madımak'daki ölümlerin "insanlığa karşı suç" kapsamında görülmesi talepleri hakkında tepki vermemesini eleştiriyor.

Kamuoyunda Sivas davası olarak bilinen ve katliam sanıklarının yargılandığı dava, mahkemenin zamanaşımı kararı vermesiyle Mart ayında kapanmıştı.

İnsanlığa karşı suçlanan suçlarda zaman aşımı işlemiyor.

DDK girişimi

Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp'ün verdiği bilgiye göre, Sivas'ta kurulu 114 Sivil Toplum Kuruluşu (STK) bir araya gelerek 12 Kasım'da Cumhurbaşkanı ile görüştü. Grubun sözcülüğünü Ürgüp yapıyor.

BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Ürgüp, 2 Temmuz 1993'ün yıl dönümünde 72 dernekle birlikte bir bildiri yayınladıklarını, DDK'nın inceleme yapması talebini o günden bu yana dile getirdiklerini söylüyor.

İnceleme talebinin kapsamını sorduğumuz Ürgüp, "Otopsi dahil yapılmayan ne varsa yapılmasını istiyoruz. Biz yüksek makamdan bunu talep ettik. Takdir DDK'nındır," diyor.

"Araştırmayı yargı yapmalı"

Sivas davası avukatlarından Şanal Sarıhan ise yapılan görevlendirmenin hukuka aykırı olduğunu söylüyor. Sarıhan, "Gerekli araştırmanın yargı tarafından yapılması gerekiyor." diyor.

Sarıhan bunun yanında Gül'ün, davanın zamanaşımına uğraması ve Sivas katliamının "insanlığa karşı suç" kapsamına alınması talepleri konusunda bugüne kadar tepki vermemesini eleştiriyor: "Bugüne kadar olanlarla ilgili açıklama yapmamasına rağmen bugün bu görevlendirmeyi Madımak'ı yakan eylemcileri aklama çabası olarak görüyorum."

Sarıhan aynı zamanda TRT'de uzun zamandır Madımak katliamı ile ilgili programlar yapıldığını ancak bu programlara sadece "sanık avukatlarının" çağrıldığını, davanın mağduru olan ailelerin avukatlarına söz verilmediğini vurguluyor.

Fransa'daki bu gösterici Madımak Oteli'nde insanlığa karşı suç işlendiğini yazan bir pankart taşıyor.

İstanbul Barosu eski başkanı avukat Turgut Kazan da twitter hesabı üzerinden karara tepki gösterdi. Kazan, "Cumhurbaşkanı'nın DDK'yı Sivas katliamını incelemekle görevlendirmesi Anayasa'nın 108 ve 2443 sayılı yasanın 1 ile 2. maddelerine aykırıdır." dedi.

Kazan ayrıca, DDK görevlendirmesinin "cezaları infaz edilen hükümlüleri aklama girişimi" olduğunu söyleyerek, "Arkadan yasa değişikliği ile kurtarılmaları gündeme gelecektir" dedi.

STK'lar mağdur ailelerle irtibat kurmadı

Madımak'ta öldürülen 35 aydından biri olan şair Metin Altıok'un kızı Zeynep Altıok ise "20. yıla giriyoruz. 20 yıldır talep ettiğimiz araştırma, hukuki soruşturma, eylemcilerin arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması için taleplerimiz karşılık bulmazken, 'denetleme' getirilmesi bizi düşündürüyor," diyor.

Altıok, bunun yanında Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamanın da alt metinler içerdiğini düşünüyor: "Geçen yıl, katliam anmasını yasaklayan valinin savunduğu gibi açıklama da 37 kişinin hayatının kaybettiğinden bahsediliyor. Madımak Oteli'nde 35 kişi öldürülmüştür. Bahsi geçen iki kişi oteli yakan eylemcilerdendir. Cumhurbaşkanı'nın mağdur ile faili bir araya getirmesini anlamam mümkün değil," diyor.
Gül ile görüşen 114 STK'nın, kendileriyle irtibat kurup kurmadığını sorduğumuz Altıok, "Hayır. Yerel STK'lardan hiçbiri mağdurların yanında bulunmamışlardır. Buna rağmen günlerden bir gün neden otopsi talep etmeyi düşünmüşlerdir?" diye soruyor.

"Görüşme taleplerimize yanıt alamadık"

Pir Sultan Abdal Derneği de, DDK'nın görevlendirilmesini tepki gösteriyor ve hukuki süreci işletmesi gerekenin yargı olduğunu vurguluyor. Dernek aynı zamanda, bugüne kadar Cumhurbaşkanı için görüşme için yaptıkları taleplere yanıt alamadıklarını söylüyor.
Açıklamada, Madımak'ta yakınlarını yitiren aileler adına 14 Mayıs'ta başvuru yapan Hüseyin Karaba'nın dilekçesinin yanıtsız kaldığı belirtiliyor. Dernek aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı'ndan "Sivas Valiliği ile görüşün" yanıtı alındığını ekliyor: "Görüşme talebine yanıt alamayan Hüseyin Karababa, 23 Ekim 2012'de tekrar bir başvuru yapmış ve makamınızdan 'Sivas Valiliği ile görüşün' cevabı almıştır. Devleti birinci derecede temsil eden, cumhurun başkanı olan zatınız asıl acıyı yaşayan, mağdur olan kişilerle görüşmeyi kabul etmezken 114 Sivil toplum kuruluşu ile görüşmeyi kabul etmeniz ve bu görüşme üzerine Devlet Denetleme Kurulu araştırma yapsın talimatı vermeniz son derece anlamlı ve üzücüdür."
2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Derneği'nin düzenlediği etkinlikler kapsamında Sivas'ta bir araya gelen aydınların kaldığı Madımak Oteli, otel önünde toplanan kalabalık tarafından ateşe verilmiş, aralarında Asım Bezirci, Metin Altıok, Behçet Aysan'ın da bulunduğu 35 kişi hayatını kaybetmişti.

13 Mart 2012 tarihinde ise kamuoyunda Sivas davası olarak bilinen ve katliam sanıklarının yargılandığı dava, mahkemenin zamanaşımı kararı vermesiyle kapanmıştı.

Zamanaşımı kararının açıklanmasından sonra, Cumhurbaşkanı Abdullan Gül bir değerlendirmede bulunmazken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Hayırlı olsun" demişti.