BIST 8.864
DOLAR 34,30
EURO 37,37
ALTIN 3.028,39
HABER /  MEDYA

Şiştiniz mi düdük makarnaları!

Biz demiyoruz Ergun Babahan diyor. Islak imza gerçek çıktı, köşe yazarları arasındaki tartışma yeniden alevlendi.

Abone ol

Askeri savcılık ıslak imzanın gerçek olduğunu açıkladı, aksini savunanlar şokta. Tersini iddia edenler ise haklı çıkmanın sevinci ile meslektaşlarına çatıyor. İşte onlardan biri de Star gazetesi yazarı Ergun Babahan..

diyen Babahan, bugünkü köşesinde ıslak imzanın sahte olduğunu savunan yazarlar için "Basının ve siyasetin şişme bebekleri bunlar" diyor. İşte o yazıdan bir bölüm:

(...)Başlık Engin Ardıç’tan ödünç alınma, kusura bakmasın çünkü son gelişmelere ‘’cuk’’ diye oturuyor.

Aslında yine şiştiniz mi diye sormak lazım çünkü şişmekten bir hal oldular.

2002’de şiştiler, 2007’de şiştiler, kapatma davası açtırdıklarında şiştiler, Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanlığına seçtirmeme işinde şiştiler, Danıştay baskınında şiştiler...

Şimdi de Balyoz darbe planı ve siyasete müdahale belgesinde şiştiler.

Basının ve siyasetin şişme bebekleri bunlar.

Sonunda Balyoz ve Çiçek’in belgesinin gerçek olduğu kesinleşti.

Kim kesinleştirdi, askeri yargı.

Belgeler ortaya çıkınca esip gürleyen Genelkurmay Başkanlığı, kısa bir yazılı açıklamayla geçiştirdi.

Islak imza taklit makinesinde çalışacak ustabaşılar aranıyor   

 Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç köşesinde ıslak imzanın sahte olduğunu savunan yazarlarla dalgasını işte böyle geçti:

Peki, “Islak imza taklit makinesi çıktı; tıpkısının aynısı imzalar atıyor” diyen sersemleri, bu iddiayı manşete taşıyan gazeteleri, bu iddia çerçevesinde yazı yazan köşe yazarlarını ne yapacağız?

Basın Konseyi’nin “değiştirilemez” Başkanı Oktay Ekşi’yi ne yapacağız?

Bidon kafayı ne yapacağız?

Küfürbaz serserileri ne yapacağız?

Bu köşenin kadrolu sapıklarını ne yapacağız?

Neymiş, belgede gerçeklik unsuruna rastlanmış ama bağımsız askeri mahkeme tutuklama kararını yerinde görmemiş.

Olsun buna da şükür.

Ne diyeceklerdi, ‘’Kağıt parçası dedik, gerçek çıktı. Özür dileriz mi?’’

Yani neymiş?

‘’Allah Allah’’ diye bağıran ordunun kimi mensupları kendi camiini bombalama planı

yapabilir, kendi jetini düşürme hazırlığı

yapabilirmiş.

Bu ne demek biliyor musunuz?

‘’Allah Allah’’ diye bağıran ordu mensuplarının 12 Eylül öncesi neler yapmış olabileceğini düşünmeniz gerekir demek.

Bu kanları kim döktü, Çorum’u, Kahramanmaraş’ı kim örgütledi, ortaya çıkarmak gerekir demek.

Ayrıca ne demek biliyor musunuz?

Darbenin açık ve yakın bir tehdit olduğu demek.

Ayrıca ne demek biliyor musunuz?

Sivil darbe tehdidinden bahseden emekli yayın yönetmeni ve saz arkadaşlarının kıç üstü oturduğu demek.