CHP'nin İstanbul'da korkulu rüyası haline gelen Sırrı Süreyya Önder'ın 'adayım' açıklaması meğer şakaymış.
Abone olİstanbul Büyükşehir adayı olacağı söylenen Sırrı Süreyya Önder'in "Adayım, CHP benim oylarımı bölmesin" çıkışı meğer ironiden ibaretmiş.
Önder bu sözleri CHP'nin "oylar bölünmesin", "aradan çekil" çağrılarına bir tepki olarak söylemiş.
Polemiğin fitilini ateşleyen ise Cumhuriyet yazarı Utku Çakırözer’in, "CHP İstanbul’u AKP’ye kaptırmamak için BDP’ye İstanbul’da güçlü aday çıkarmayın önerisi yaptı" iddiası oldu. Önder, Çakırözer’in iddia ettiği CHP teklifine, katıldığı bir televizyon programında, "Ben aday olmasam Kürtler koşa koşa CHP’ye mi gidecek" cevabını vermişti.
Taraf gazetesinden Ertan Altan, tartışmaların odağındaki isim BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile konuştu. İşte o bir bölüm:
Çakırözer’in gündeme getirdiği CHP teklifini Sırrı Süreyya Önder’e sordum. CHP’den resmî bir teklif gelmemiş ancak partinin her düzeyinden bu tür tekliflerle karşılaştığını söyledi.
İŞARET VERMEDİ
Peki, aday olacak mı? Olacağına dair herhangi bir işaret de vermedi. 27 Kasım’da kuruluş kongresini gerçekleştirecek Halkların Demokratik Partisi’nin, yerel seçimlerle ilgili yapacağı toplantıdan sonra bütün il ve ilçelerde adayların açıklanacağını söylemekle yetindi.
Yani henüz ortada kesinleşmiş bir adaylık durumu yok ama Önder’in ironik açıklamasından CHP’nin alması gereken dersler var.
CHP "ARADAN ÇEKİL" DEMEKTEN BAŞKA POLİTİKA ÜRETEMİYOR
Anlaşılan, Önder’in aday olup olmayacağı CHP’de bir hayli önemseniyor. Ancak bu denli önemli bir konuda, güçlü bir aday adayına “aradan çekil” demekten başka bir politika da üretemiyor.
CHP yöneticileri, hatta genel başkanı pek çok kez yerel seçimlere Gezi ruhuyla hazırlandıklarını açıkladı. Hatta Kılıçdaroğlu bizzat, Gezi’deki gençlere “Adresiniz CHP’dir” dedi.
CHP GEZİ RUHUNU ANLAMAMIŞ
Ölmüş de ağlayanı olmayan ulusalcıların dışında değerli sosyal demokrat isimleri de barındıran CHP’nin, Önder’e gayrı resmî olarak yaptığı “aradan çekil” çağrıları, Gezi ruhunu ve Gezi’deki gençleri hiç anlamadığının ispatı gibi.
Kendilerine sorulmadan dikilmeye kalkışılan Topçu Kışlası’na itiraz ederek sokakları dolduranlar, kendilerine sorulmadan belirlenen bir adaya neden destek versin? Gezi eylemlerinin ardından İstanbul’un bütün parklarında forumlar oluşturarak her konuyu tartışmaya açan gençler neden genel merkezlerde belirlenen adayların peşine takılsın?