Sırrı Süreyya Önder'in Hastalığı Ne?
Bir ulusun başına gelebilecek en korkunç şey, kendi ülkesinde bulaşıcı hastalık taşıyormuşçasına muamele görmesi olsa gerek.
Böyle bir şey ancak ve ancak bir ulusun yok oluşunun emaresi olarak yorumlanabilir ki başka türlü yorumlamanın mümkünü de yoktur.
Unutulmamalı ki, etnik kökeni ne olursa olsun insanların etnik aidiyetleriyle alay edilmesi ahlaki zafiyetin ötesinde bir insanlık suçudur.
Alay konusu olan etnik grubun o ülkenin gerçek sahibi ve asli unsuru olmasını bir kenara bırakırsak, sayıları birkaç yüz kişiden oluşsa dahi böylesi alaycı yaklaşımı hiçbir etnik grup hak etmemektedir. Bu tür yaklaşımların çirkinliğini anlatmaya gerek var mı, bilemiyorum.
Bir an için şöyle bir ortamı hayal ediniz;
Almanya Cumhurbaşkanlığı Resepsiyonunda Alman milletvekillerinden birine nerelisiniz diye soran Cumhurbaşkanının eşi “Hamburg’luyum. Afedersiniz Alman’ım, tedavi oluyorum.” Şeklinde bir cevap almış olsaydı…
Ya da benzer bir soruyu Fransa Başkanının eşi Başkanlık Resepsiyonunda Fransız bir parlamenter’e sormuş olsa ve yine Fransız parlamenterin “Paris’liyim. Afedersiniz Fransızım, tedavi oluyorum.” şeklindeki cevabına maruz kalmış olsaydı…
Örnekleri çoğaltabiliriz.
Mesela Obama Başkan olarak seçildiğinde seçilmiş olmasının onuruna düzenlenmiş resepsiyonda Barack Obama’nın benzer sorusuna benzer bir cevap verilmiş olsaydı ne olurdu?
Yukarıda verdiğimiz örneklerin kamera şakası olarak dahi yaşanamayacağına kalıbımı basarım!
Ama Türkiye’de bu tür garabetlerin yaşanması artık herkes tarafından normal karşılanmakta ve hatta espri olarak algılanıp kahkahalar eşliğinde iltifat görebilmektedir.
Evet…
Yanlış anlamadınız…
Böylesi bir garabet Türkiye’de ve halk oylamasıyla seçilen ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği Resepsiyonda Sırrı Süreyya Önder tarafından sergilenmiştir.
Olay şöyle cereyan etmiştir;
Erdoğan, Pervin Buldan, İdris Baluken, Hasip Kaplan, Nazmi Gür, Kemal Aktaş, Adil Zozani, Erol Dora ve Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık’ın bulunduğu masaya gelir ve aralarında kısa bir sohbet yaşanır.
Bu sırada Sn. Emine Erdoğan’ın Sırrı Süreyya Önder’e “Siz nerelisiniz?” şeklindeki sorusu üzerine Önder; “Adıyamanlıyım, Çok afedersiniz Türküm, tedavi oluyorum“ yanıtını verir.
Bu yanıt Erdoğan çiftinin yanı sıra masadakilerin de gülmesine vesile olur!
Sonuç;
Sırrı Süreyya Önder aslen Türk olmasını bir hastalık olarak görüyorsa gerçekten hastadır!
Zira insanların ait oldukları etnik grubu hastalık olarak görmeleri bir hastalık durumudur.
Kürt milliyetçiliği (Kürt ırkçılığı da diyebiliriz) yaparak siyaset arenasında kendisine yer bulabilmiş Türk kökenli Sırrı Süreyya Önder’e Allah’tan şifalar dilemekten başka elimizden bir şey gelmez.
Lakin nadir görülen bu hastalığın tedavisi var mı bilinmez!