BIST 8.885
DOLAR 34,34
EURO 37,32
ALTIN 3.032,52

Sırrı Süreyya Önder'in barış dili!..

Aşağıdaki yemini her genel seçim döneminde 550 ayrı milletvekilinin sesiyle duyuyoruz. Gelin bir kez de beraber okuyalım..

Aşağıdaki yemini her genel seçim döneminde 550 ayrı milletvekilinin sesiyle duyuyoruz. Gelin bir kez de beraber okuyalım..

“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”

İyice okuyup anladık mı?

Peki o zaman...

Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyacağına, hukukun üstünlüğüne, toplumun huzur ve refahı için çabalayacağına, Anayasaya sadakattan ayrılmayacağına "namusu ve şerefi üzerine" söz verip de  o sözü tutmayan kişi veya kişilere "Sen namussuzun da, şerefsizin de önde gidensin" deme hakkımız var mı?

Benim var!

Bu sözü tutmayan her kim var ise, buradan yüzüne bağırıyor, haykırıyorum bu sözleri..

Dağda yediği domuz etini şehirlerde kusan eli kanlı katillere destek olan, onları cesaretlendiren ve onların yaptığı katliamları gözleri buğulanarak gururla izleyen her kim var ise, onun yüzüne haykırıyorum bu sözleri.

Ey Aysel Tuğluk, ey Gültan Kışanak. Bağrınıza bastırdığınız teröristleriniz bayramı kutlayan 9 sivili parça parça, lime lime etti!

Mutlu musunuz?

Değil Allah'a, şeytana tapanların bile hürmet gösterdiği mübarek bayram gününde şehrin orta yerinde bir araç infilak etti. Yaşam adı verilen umudun melodisi bir kez daha sustu birileri için. Yaşları 1 ila 3 arasında değişen 4 çocuk ve bir o kadar masum insan önce parçalandı, ardından ateşlerde kavruldu..

Sırtındaki kanas ve kaleşnikoflarla yol kesen teröristlerine sarılıp koklayan ve onları yeni katliamlar için yolculayan siyasetçiler barışa bir adım daha uzandı!

Barışın önündeki tek engel 4 çocuk ve 5 sivildi, onlar da ortadan kaldırıldı.

Mutlu musunuz hanımlar? İstediğiniz oldu mu?

***

Hayvanların sokağa çıkmaya utandığı, şeytanın bile lanetler okuduğu o katliam sonrası, çocuk kanını enerji içeceği niyetine kullananların sözleri yine barış doluydu!

Bunlardan biri Gültan Kışanak'tı. Çıktı, "Burası Kürdistan coğrafyasıdır" dedi. Söz ölümlere gelince timsah gözyaşları devreye girdi!

Bir diğeri de kendi deyimiyle, "Daş atan çocuklar" için bile üzülen Sırrı Süreyya Önder'di...

Bu ülkeye barış Sırrı Süreyya Önder gibilerin sözleriyle gelecek öyle mi?

Ne diyor zaat-ı muhterem?

"Akılsız İçişleri Bakanı Hakkari yerine akıl hastanesine gitsin" diyor. Bir milletvekili düşünün ki, , kendi toprak sınırları içinde bulunan bir kente gitti diye İçişleri Bakanı'na "Deli ve tımarhanelik" adam diye aşağılamada bulunuyor. Bir diğer bakana, "O'nda zaten akıl yok" diye hakaret ediyor.

Evet bu ülkede akıl hastaları için belli akıl hastaneleri var. Delilik bir insani özürdür ve tedavisi de telafisi de var. Ama ölen minik bedenler üzerinde tepinmenin ve vatana ihanetin tedavisi yok Sırrı bey!

Bu da "Deli" dediğiniz adamı sizden daha iyi bir "adam" yapar!

Siyasetçilerin suskun, siyasetçilerin aciz, siyasetçilerin çaresiz olduğu bir yerde Ajdar, Atilla Taş, Doktor Erol Köse ve Sırrı Süreyya Önder gibilerin çıkıp önderlik taslamasını bir yere kadar anlıyorum ben..

Ama Sırrı Süreyya ya anlamıyor, ya da perdede izlediğimiz Hacivat-Karakgöz oyunundaki gibi ipleri başkasının elinde, kukla görevi görüyor.

Sırrı bey...

Dün Uludere'de askeri araç uçuruma yuvarlandığında yardıma koşanlar kimlerdi gördünüz mü? 34 evladını TSK bombalamasında kaybeden anneler, babalardı..

O annelerin, o babaların askerleri nasıl sırtlarında taşımak için birbirleriyle yarıştığını, onlar için nasıl Kürtçe ağıtlar yaktıklarını gördünüz mü?

"Anne" diyen askerin başını dizine koyup onunla ağlayarak, "Ben de senin annenim" diyen annenin yüzüne ve gözlerine iyi bakın!

Sonra dönün, kolkola gezdiğiniz teröristlerinizin havaya uçurduğu arabanın yaraladığı vatandaşlara kan verebilmek için hastane önünü mahşer yerine çeviren kalabalığa bakın!

Barışı o anneler, o insanlar getirecek bu coğrafyaya..

Siz ve sizin gibilere rağmen!...

Bilin ki Sırrı bey...

Bilin ki; Türkiye'ye Ramazan Bayramı'nda Kurban Bayramı'nı yaşatan, 9 masumun yok yere kurban edilmesine neden olan  gürühun içindesiniz. Bilin ki o masumların kanı sizin de alnınızda ellerinizde duruyor. Bilin ki en az safında yer aldığınız katiller kadar katilsiniz!

Ve söyleyin Sırrı bey!

"Namusunuz ve şerefiniz üzerine" ettiğiniz yeminden dönmüşseniz, söyleyin siz nesiniz!