BIST 9.913
DOLAR 35,20
EURO 36,65
ALTIN 2.961,88

Sırrı Süreyya Önder susacak mı?

Tarih sayfalarının hiç bir satırında azmış, sapmış hiç bir topluluk, hiç bir kavim için başarıya ulaştığı yazılmamış.. Hepsi eninde sonunda helak olmuş, belasını bulmuş..

Tarih sayfalarının hiç bir satırında azmış, sapmış hiç bir topluluk, hiç bir kavim için başarıya ulaştığı yazılmamış.. Hepsi eninde sonunda helak olmuş, belasını bulmuş..

***
Hazreti Lut Peygamber, Hazreti İbrahim'e komşu bir kavmin başına elçi olarak gönderildiğinde o kavmin sapkınlıkta sınır tanımadığını görmüş ve uyarmıştı.. O güne dek dünya üzerinde görülmemiş bir sapıklığa imza atan bu kavim Lut Peygamber'i ve ilahi uyarıları reddetmiş aynı yolda ilerleme kararı almıştı.. Bunun sonucunda da kavim, korkunç bir felaketle helak edildi.. Bugün İsrail Ürdün sınırına gidenler, bu helakın kalıntılarına tüm çıplaklığı ile şehadet edebiliyor..

***
Nuh peygamber de kavmini zorbalıklara, cinayetlere, sapıklıklara karşı uyaranlardan ve sözünü dinletemeyenlerdendi.. Bugün onların sonu kutsal kitabımızda tüm ayrıntılarıyla anlatılıyor..

***
Ebrehenin 60 bin kişilik ordusu da Kabe'yi yıkmak amacıyla kutsal topraklara ayak bastığında inanç adına tüm ümitlerin son bulduğu an geldi denilmişti.. Tam o esnada gökyüzünde, Yemen taraflarında kapkara bir karartı, deniz üzerinden giderek yaklaşan bir karartı farkedildi.. Dehşetle açılan gözler, sapsarı kesilen yüzlerle izlenen bir karartı..

Kulakları sağır eden bir ses "Dayanabilecekseniz bakın" diyordu.. Arş-ı Ala'dan Ebabiller yağıyordu o sırada.. O güne kadar yer yüzünde hiç görülmemiş kuşlar, irili ufaklı, bölük bölük, fırka fırka geliyordu..

Gagalarında ve ayaklarında taşlar pişirilmiş çamurdan.. ve alınlarında bir yazı:

EL KAHHAR...

Sadece azap için yaratılmıştı bu kuşlar..

O azap başladığında Ebrehe ve Ordusu başlarına yağan sicim gibi taşların tepelerinden girip topuklarından çıkmasıyla helak oldular..

***
Tarih sayfalarında yer alan helak hikayelerinden birinin kalıntısı da mucizevi bir şekilde günümüze kadar gelmiştir..

Firavundan bahsediyorum..

Allah'a iman etmeyen, ülkesini, insanını seven herkese zulmeden Firavun, Hazreti Musa'yı ve kavmini yok etmek için peşlerine düştüğünde bir denizin en dibine uğurlandı ilahi bir kudret tarafından.. O ilahi kudreti son anında farkedip secdeye gitse ve iman etse de, helak olmaktan kurtulamadı.. Cesedi bugün ibret olarak bir müzede sergileniyor..

Dün Diyarbakır'dan gelen 13 şehit haberi ve ardından Aysel Tuğluk'un elleri titreyerek, kanı çekilmiş bir surat haliyle okuduğu sözde "Özerklik ilanı bildirisi"ni dinlerken, günümüzün son azmış, sapmış topluluğunun ülkemde, yanıbaşımda olduğu hissine vardım..

Dağdakilere bakarsak...

Allah'ın en önemli emirlerinden biri olan Namaz'la alay etmek, onu bir dalga konusu haline getirmek bir sapkınlık, bir sapıklık değil de nedir?

Sonrasında "Bizim imamımız da farklı olsun" diyerek eli kanlı bir başka caniyi imam olarak ön safa sürüp onun arkasından rükuya ve secdeye kapanmak sapıklık, sapkınlık değil de nedir?

Bir ülke kurma ve tozpembe hayallerle gencecik kızları da kandırıp dağlara çıkarmak, ırzına geçip hamile bıraktıktan sonra "Gerilla yasasında hamile kalmak yasaktır" diyerek katletmek bir bir sapkınlık değil de nedir?

Allah'ın en büyük emirlerinden biri olan, "Öldürme, katletme" emrini hiçe sayarak masum çocukları katletmek daha sonra da kalkıp alçakça, "Biz de çok üzüldük. Bu kan dursun ama dilimizi konuşturmuyorsunuz ki kardeşim"  demek bir sapıklık değil de nedir?

Şehirdekilere bakarsak..

"Biraz daha kan lazım, elimizi güçlendirmemiz ve dediklerimizi kabul ettirmemiz için bize biraz daha kan ve ceset lazım" diyenlerin hali sapıklık, alçaklık değil de nedir?

Sırf  İmralı'da yatan "Modern çağın Ebrehe'si veya Firavun'u" bulunduğu kodesten çıksın diye mücadele veren, bu konuda Kürtleri bile kurban edenlerin hali ahvali namussuzluk değil de nedir?

Eğer birileri çıkıp da "Lut kavmiyle, Firavunla Ebrehe'yle bizi nasıl bir tutarsın" diyecekse bu örnekleri ve benzeşmeleri iyi okusun derim..

Sözlerim elbette meclisten dışarı..

Bu ülkede "Ben Kürdüm" diyen ancak ay yıldızlı bayrağın altında huzur bulan, işini ekmeğini bu ülkenin topraklarından kazanıp ihanet etmeyi aklından geçirmeyen şeref ve haysiyet sahibi Kürt kardeşlerimizi her zaman olduğu gibi yine o temiz ve pak yere koyalım..

Sözüm sözde Kürt hakları savunucularına.. Sözüm bırakın Kürt olmayı, insan olmayı haketmeyen yaratıklara..

***
Gazeteci Salih Tuna "Öğretmenim sıkıştım, çişim geldi" diyemediği için altına kaçıran Kürt kızının dramını, "Ben de artık Kürdüm" başlıklı yazısında dile getirdiğinde hepimizin içi yanmış ve onun bu isyanına sahip çıkmıştık..

Ülkenin herhangi bir yerinde haksızlığa uğrayan Kürt kardeşlerimizin uğradığı zulm karşısında hepimiz topyekün isyan etmiş ve bunları elimiz vardığında gücümüz yettiğince başında bulunduğumuz gazetelerde veya köşe yazılarında lanetleyerek dile getirmiştik..

Bu ülkede hala bir etnik savaş yoksa bu bizim bizi birbirimizden farklı görmediğimizden kaynaklanıyordu.. Her şehit haberi geldiğinde bir Kürt arkadaşımızı da yanımıza katarak acıyı ortak etmiştik yüreklerimizde.. Beraber yanmıştık..

BDP'yi, PKK'yı rahatsız eden de buydu ve dünkü açıklamaları, bu birliği bu beraberliği dinamitlemek için atılmış bir adımdı..

Bir hafta önce sokak ortasında iki askeri enselerinden vurup öldürdüler.. Gazete sayfalarında boy boy çıktı bu resimler.. Kimse sokaklara çıkmadı, kan ve gözyaşı ile beslenen alçakların ekmeğine bu yağ sürülmeyince sinirlendiler..

Bu kez iki asker kaçırdılar..

Yine kimse yüz vermeyince, "Türkiye nasıl bir ülke.. İki asker kaçırdık kimseden tepki yok. Bu askerleri kimse kurtarmak için girişimde bulunmayacak mı, bizimle pazarlık yapmayacak mı?" diyecek kadar çıldırdılar..

Demokratik Toplum Kongresi Diyarbakır'da toplandığında ülkenin en büyük televizyon kanallarının muhabir ve kameralarını yanında istedi.. Yerel gazeteleri ve televizyonları adam yerine koymadılar.. Günlerce, saatlerce haber kanallarında gazetelerde gündemde olmayı istediler.. Dünyada ses getirmeyi istediler.. Sadece onların arzu ve talepleri konuşulsun istediler..

O sesi duyurabilmek için alçakça, namussuzca 13 askerin şehit haberinin gelmesini beklediler.. Askerlerin şehit haberi geldikten tam 5 dakika sonra da ekrana çıkıp 'özerklik' ilan ettiler.. Emellerine ulaşmak için önlerindeki kanlı çanağın içindeki yalın üstüne, 13 masumun kanını sos yaparak afiyetle yediler..


Dedim ya bugüne dek sap ile samanı birbirinden ayırmaya çalıştık.. DTP'yi, KCK'yı ve BDP'yi bir siyasi oluşum olarak gördük ve bu kurumların barışa, kardeşliğe katkı yapacağımıza inançla hep art niyetsizce yaklaştık..

Dünkü bu alçakça tavırdan sonra bilinsin ki, benim gözümde artık DTK da, KCK da, BDP ve BDP'liler de kan dökmüş birer cani ve PKK'lıdır..

Beni bu düşüncemden artık kimse döndüremez..

***

Bir sözüm de benim düne kadar hayranlıkla izlediğim, Sırrı Süreyya Önder'e.. Çıktığı her ekranda kendi şivesiyle "Daş atan çocuklar" meselesini gözümüze sokan Sırrı Süreyya Önder niye sus pus.. 13 canın yitmesi taş atan çocuklar kadar umurunda olmadı mı? Yoksa bu barbarlığı normal mi karşılıyor?

Bilmeli ki İstanbul'dan aldığı oylar sadece PKK destekçilerinin oyu değil.. Ona gönül vermiş, barışa dostluğa ve kardeşliğe gidecek adımda kendisini elçi olarak görmüş onbinlerin oyu da var onun heybesinde..

Biraz yüreği biraz haysiyeti varsa çıkıp bu konuyla ilgili üç beş kelime etmeli ve edebilmeli.. Bilmeli ki bu ülkenin her hanesinden şu ara "Allah'ım sen kahret" diye bir ses yükseliyor.. Bilmeli ki bu ahlar, bu feryatlar ve bu lanetler özerkliği ilan edilen bir dandirik bölgeye huzur getirmez, mutluluk getirmez..

Eğer o pamuk gibi olduğuna inandığımız merhametli kalbi, BDP saflarına katıldıktan üç beş gün sonra taşlaşmadıysa, ellerine bakmalı ve "Bu kan nereden geldi avuçlarıma" diye kendisine sormalı...

İntikam alanların en hayırlısı Allah'tır.. O 13 masumun kanının üzerine tepinecekse ve özerk ilan edilen o bölgede mutlu mesut bir hayat sürmeyi hayal ediyorsa, yukarıdaki örneklerde de belirttiğim gibi bilmelidir ki eli kanlı ve lanetlenmiş bir azgın topluluğun helaktan başka bir şansı yoktur..