Ahmet Türk'e yapılan yumruklu saldırının hemen yanındaydı.. BDP'li Sırrı Sakık olayla ilgili İnternethaber'e konuştu.
Abone olİNTERNETHABER- siyasi yasaklı eski Genel Başkanı Ahmet Türk'e yönelik yumruklu saldırıyı bire bir yaşayan BDP'li Sırrı Sakık, “Hükümet eğer bu saldırıyı açığa çıkarmazsa, altında kalır” dedi.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Samsun’da önceki gün yaşanan yumruklu saldırıyla ilgili olarak İnternet Haber’in sorularını yanıtladı. Sakık, “Bilinen siyasi aktörler, bir Türk-Kürt kavgasını çıkarmaya çalışıyorlar. Ama biz bu oyuna gelmeyeceğiz” diye konuştu.
SÖYLEYEN BENDİM NEDEN TÜRK'E SALDIRDI?
Sakık, yumruklu saldırıda bulunan kişinin ilk ifadesinde, “Sakık’ın, ‘Susturun şu terbiyesizleri’ sözünden etkilenip eyleme kalktım” dediğini anımsatmamız üzerine, “O sözü söyleyen bendim. Neden bana saldırmadı da Sayın Türk’e saldırdı?” sorusunu yöneltti.
KÜRTLER 1915'LERDEKİ ERMENİLER DEĞİL
Başka illere kaldırılan davaların sonradan aklandığı savında da bulunan Muş BDP Milletvekili ve Meclis İdare Amiri Sırrı Sakık, “Kürtler artık gemileri yaktı, geriye dönüşü olmayan yolda” sözlerini, “Kürtler, 1915’lerdeki Ermeniler değil. Kürtler, bu ülkede gayrimüslimlere uygulanan politikaları içlerine sindiremezler. Kürtler 1990’ların Kürtleri de değil” biçiminde sürdürdü.
Samsun olayının Samsun’a ve Karadeniz’e mal edilemeyeceğini vurgulayan Sırrı Sakık’ın, İnternet Haber’in sorularına yanıtlar şöyle:
İNTERNETHABER – Saldırgan, Sizin, “Susturun şu terbiyesizleri” sözünüz üzerine eyleme geçtiğini söylüyor…
SAKIK – Girişte, çıkışta sözlü saldırıya maruz kaldık. Yani bir sürü hakaret ediyorlardı. Ben tabi o anda ne kullandığımı bilmiyorum çünkü bu olup bitenlere polisler seyirciydi. Hem girişte hem çıkışta aynı şeyleri yaşadığımız için, eğer birileri hakaret ve küfür ediyorsa, benim de bundan daha doğal söyleyebilecek bir sözcük bulamam o anda. Zaten oturmuşlar bekliyorlar. O saldırganları masumlaştıracak sözcükler bulmaya çalışıyorlar. Biz bu saldırıların altında kim varsa, kim yapıyorsa, kim tetikliyorsa ona bakmak lazım. Siz eğer birilerine hakaret ederseniz, birileri de döner der ki, “Susturun şu terbiyesizleri.” Eğer güvenlik güçleri, sizi koruyup kollamak üzere oradaysa, eğer gerçekten görevi oysa ama seyirci kalıyorsa, onlar da saldırıyorsa, söylenecek söz ne olabilir, onu bilmiyorum artık.
İNTERNETHABER – Size göre hazırlıklı eylemdi?..
SAKIK – Tabi ki. Şunu söyleyeyim: Ben bu sözü söylüyorum, “Susturun bu terbiyesizi” diyorum… Peki, niye bana saldırı olmuyor da Türk’e oluyor? Ben de oradayım, Türk’ün yanı başındayım…
İNTERNETHABER – Neden Türk?..
SAKIK – Sorun onlara. Ben “Susturun o terbiyesizi” diyorum. Bana saldırması gerekirken, Türk’e niye saldırıyor?..
İNTERNETHABER – Sizce?..
BU ÇATIŞMADAN RANT OLMAZ
SAKIK – Türkiye’nin toplumsal dokusuyla oynamak istiyorlar. Türkiye’de bir çatışma ortamı yaratmaya çalışıyorlar. Uzun süredir, siyasi aktörler bu ülkede o kadar çok ırkçı, milliyetçi söylemler içerisinde bulundular ki, o kadar çok toplumu gerdiler ki, o kadar çok toplumun dokularıyla oynadılar ki, bir Türk-Kürt kavgası yaratmaya çalışıyorlar. Oysa ki o zavallılar şunu bilmiyor: Bu çatışmada hiçbir rant olmaz, Türkiye diye bir şey olmaz… Uzun süredir bu sokakları tetikleyenler, ırkçı, milliyetçi söylemlerde bulunanlar Allah rızası için ne kazandırdınız bu ülkeye? Sokakları böyle didikleyerek ne yapmak istiyorsunuz?... Bunları biz Hrant Dink’ten tanıyoruz, daha önceki bir sürü olaydan tanıyoruz. Bakın Samsun’da görülen davada biz mağdurlar olarak sesimizi parlamentoda yükselttik. Bizim seçim bölgemizde halkın üzerine ateş açıldı. İki insan yaşamını yitirdi, 8-10 insan da yaralandı. Ve Muş Valisi durumdan vazife çıkararak, buradaki güvenlik zafiyetinin bedelini ödemeden, katilleri koruyup kollayan güvenlik güçleriyle oturup bir senaryo çizdiler, Muş’tan mahkeme işini kaldırdılar Samsun’a. Daha önce Uğur Kaymaz olayında da olmuştu. Uğur Kaymaz da 13 kurşunla katledilmişti Mardin Kızıltepe’de. Sonra o davayı da Eskişehir’e aldılar. Dava mağdurları Eskişehir’e gittiler, saldırıya maruz kaldılar. Ve yine o tarihte Garci olaylarında davayı İstanbul’dan aldılar Trabzon’a verdiler. Mağdurların yakınları ve insan hakları savunucuları Trabzon’a giderken halk onlara su ve ekmek bile satmıyordu. Şimdi aynı şeyi Samsun’da da yaptılar. Biz mağdurlar duruşmayı izlemek üzere gittik, bize saldırıda bulundular. Ve asıl şimdi dönüp, İçişleri Bakanı’na bu olayı aktardığımızda, “Siz bu valiyle (Muş) ilgili neden bir işlem yapmadınız? Neden Muş’ta o iki insan ölürken, onlarca insan kurşunlanırken, bunların neden, nasıl saldırıya kaldıklarını araştırmadınız?” bu sorular sorulmuş olsaydı, bu dava Samsun’a gitmemiş olsaydı Sayın Ahmet Türk’e yönelik saldırı yaşanmayacaktı. Ama siz davaları oralara gönderiyorsunuz, sonra mağdurlar o tarafa gidince, o katiller, faşist odaklar tarafından saldırıya maruz kalıyorlar ve sonradan da davalar aklanıp gidiyor…
ONLARI HRANT DİNK OLAYINDAN TANIRIZ
Ülkemizin geleneğinde bu var. Biz, Samsun’daki o saldırgan faşistleri tanırız, biliriz. Onların şapkalarını biliriz, berelerini biliriz. Onları Hrant Dink olayından tanırız. Onları 12 Eylül öncesinden, sonrasından tanırız. Onları kimlerin tetiklerini de biliriz. Onun için bizim bireylerle işimiz yok. Bunların arkasındaki örgütlü güç ne ise onu biran önce açığa çıkarmak gerekir. Hükümet eğer bunu açığa çıkarmazsa, altında kendisi kalır. Bu öyle bir iki tane polis şefini ve polisi görevden uzaklaştırmakla geçiştirilecek bir olay değil. Bu, planlı, projeli ve Türkiye’yi kan gölüne boğacak bir eylemdir. Onun için yetkililer biran önce harekete geçmeliler. Biz Samsun’a gitmeden önce İçişleri Bakanlığı’nı ve müsteşarlığını arayarak bu konuda kendilerine, “Lütfen önlem alın” diyorsak ve orada hiçbir önlem alınmıyorsa… Saldırganı biz etkisiz hale getiriyoruz Sayın Türk’e saldırıdan sonra… Demek ki orada güvenlik güçleri incindi, bu defa saldırdılar. Orada aracımızın camını kırdılar…
İNTERNETHABER – Türk-Kürt kavgasını çıkarmak isteyen aktörlerin kimler olduğunu söyleyebilir misiniz?
KÜRTLER GEMİLERİ YAKTI
SAKIK – Arşivlere bakın. Bu söylemlerde bulunan siyasi aktörler kimse, görürsünüz. Kim kimi nasıl tetiklemiştir, hepsi bilinir. Ben kimseyle polemiğe girmek istemiyorum. Ama şunu da herkes iyi bilmelidir: Kürtler 1915’lerdeki Ermeniler değil. Kürtler artık geçmişteki gayrimüslimlere uygulanan politikaları kendi içlerine sindiremezler. Kürtler 1990’ların Kürtleri de değil. Bu ülkede birlik yaşamak zorundayız. Mecburuz, mahkûmuz. Anayurdumuz da bu ülkedir. Ama bu ülkenin kan ve şiddetten beslenen siyasi odakları kimlerse, ne yazık ki Kürtlere halen 1915’lerde, 1943’lerde, 50’lerde gayrimüslimlere uygulanan politikaları uygulayarak, “Onları susturabilir miyiz, demokratik haklarını gasp edebilir miyiz?” anlayışı içindeler. Böyle davranırlarsa, haksızlık ederler. Artık gemileri yaktı Kürtler, geriye dönüşü olmayan yolda…
TÜRKİYE GEÇMİŞİYLE YÜZLEŞMELİDİR
Biz hepimiz huzur istiyoruz, demokrasi istiyoruz. Onun için, Türk kardeşlerimizin de bizden korkmalarına gerek yok. Ama faşist odaklar bizden korkacak. Çünkü faşist odaklar, bu halkın kanını eme eme bugüne kadar geldiler. Artık emecekleri kan kalmayacağı için, varlık nedenleri ortadan kalkacağı için saldırdılar, Türkiye’nin toplumsal dokularıyla çok rahat bir şekilde oynamak istiyorlar ve oynamaya çalışıyorlar. Ama biz halkımızı, tabanımızı ve Türkiye’deki demokrasi güçlerini duyarlı olmaya davet ediyoruz, “Aman ha bu tür saldırganların oyununa gelmeyin, sizi çekmek istedikleri alan budur, size yaptırtmak istedikleri budur” diye sesleniyoruz. Geçmişte de bunu yaptırtmak istediler. Biz de hep karşısında olduk. Bakın yakın tarihte, bölgeyi şimdi tam olarak hatırlayamıyorum, 7 tane çocuğumuz mayına basarak yaşamını yitirmişti. Feryatlar yükseldi. Yine tu kaka işte PKK bilmem ne falan nutukları… İki gün önce ortaya çıktı ki, bu mayınlar Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve Makine Kimya’ya ait olan mayınlardır. Şimdi eğer toplumun vicdanı varsa, eğer o saldırganlar bu ülkeyi seviyorlarsa, aslında hepimizin oturup bunları masaya yatırıp bunlarla ilgili sistemi yargılayıp bu işte halkın kanına giren kimse, mevki makam neyse onlardan hesap sormamız gerekiyor. Yoksa böyle hamasi nutuklarla, toplumu germelerle, gündem değiştirmekle bir yere varılamaz. Aslında Türkiye’nin gündemi açık ve nettir: Türkiye geçmişiyle yüzleşmelidir… Türkiye’de belli odakların eli kanlı ve kirlidir. Bu kan ve kirin temizlenmesi için hukuk ülkesini birlikte yaratmalıyız.
İNTERNETHABER – Samsun olayı ne sonuçlar doğurur?
SAKIK – Samsun’da olup bitenleri bütün Samsun’a, Karadeniz’e mal etmeye kimsenin hakkı yoktur. Biz Samsun’da bulunduğumuz süre içerisinde, bize konukseverliğin evrensel yasaları harfiyen uygulandı. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Kaldığımız otelde, yemek yediğimiz yerde çok insani ilişkiler gelişti ve biz çok mutlu bir şekilde ayrıldık. Ama bu faşist odaklar Muş’ta da olabilir, Samsun’da da olabilir, Türkiye’nin dört bir tarafında da olabilir. Onun için bizim bu olayı bütün olarak Samsun’a mal etmediğimizi kamuoyu bilmelidir. Duyarlılıklarından dolayı Samsun halkına teşekkür ediyoruz. Ve başta da belirttim, bunların yapmak istedikleri, Türkiye’nin toplumsal dokularıyla oynamaktır. Biz asla bu oyuna gelmeyeceğiz. Biz, hukukun ve huzurun ülkesini yaşatmak isteyen, parlamenter demokrasiye inanan insanlarız. Demokratik zeminde, demokrasi mücadelesini birlikte yükselteceğiz. Tabanımız da, onların oyununa gelmemelidir. Bizim şiarımız demokrasi ve hukuk olmalıdır.