Emin Şirin Erdoğan'a bir mektup yazdı. İşte Şirin'in yazdığı o mektup...
Abone olCumhuriyet Savcılığı’na gönderilen imzası ihbar mektubunda, Danıştay saldırısının planlayıcısı, Ergenekon-Lobi örgütünün lideri olduğu öne sürülen, evinde eylemlerde kullanılan silah bulunduğu öne sürülen eski Milletvekili Genç Parti Genel Başkan Yardımcısı Emin Şirin, Başbakana gönderdiği mektupta “Bana kasteden ihbarcıyı bulun” isteğinde bulundu.
İŞTE ŞİRİN’İN MEKTUBU
Emin Şirin, gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra, Başbakana gönderdiği mektupta önemli iddialarda bulundu.
İşte Şirin’in mektubundan satırbaşları;
“Muhterem Başbakan,
Geçen hafta sonu, 18 Ağustos Cumartesi günü sabah saat 10:00’da Ankara’da kaldığım otelde gözaltına alındım.
Meselenin ne olduğunu ancak gözaltında İstanbul’a intikal ettikten sonra öğrenebildim. Hakkımda, ayın 16’sında Kasımpaşa’dan APS ile postaya verilmiş, imzasız bir ihbar mektubu ve ekinde fotoğraflar gelmiş ve bu imzasız ihbar mektubu işleme konulmuş. Benim, Ergün Poyraz’la bir pastanede, Sesar’ın sahibi İsmail Yıldız’la yine bir pastanede çekilmiş fotoğraflarım ve Noel yemeğinde çekilmiş fotoğraflar vardı. Bu fotoğraf karesinin bir kısmında da Ümraniye sanıkları bulunuyormuş.
Poliste ve savcılıkta verdiğim ifadelerde kimi tanıyıp tanımadığımı açık bir şekilde anlattım. Patrikhanedeki fotoğraflarda yer alan Ümraniye sanıklarının hiçbirini tanımıyorum. Oraya davet eden ben değilim, ben de davet edildim.
İŞTE SUÇLANDIĞIM KONULAR
İmzasız ihbar mektubunda ise (şimdi sıkı durun) benim Danıştay saldırısını organize eden beyinlerden biri olduğum, Ergenekon ve Lobi isimli gizli örgütlerin elebaşlarından ve hatta beyni olduğum, evim de ardığı takdirde muhtemelen silah ve devletingizli belgelerinin bulunduğu ve Ümraniye silahlarının da temininde rol aldığım iddiaları yer alıyor.
Benim sizin dikkatinize getirmek istediğim konu, hakkımda bu asılsız, imzasız iftira mektubunu yollayan veya yollayanları tespit ettirmeyi bir şeref meselesi haline getirmeniz.
MEKTUP KASIMPAŞA’DAN POSTALANMIŞ
Herkes, “Hükümete muhaliftin, MİT’i tenkit ediyordun, yanlış partideydin, Fethullah Hocayla, Adnan Hocayla uğraştın, sana göz dağı verdiler” diyor.
Ben, bu konuda ne zat-ı alinizin bir dahli olmadığına eminim. Ama etrafınızda kraldan fazla kralcılar olabilir; beni sevmeyenler de çoktur. Ama, 2.5 sene çekilmiş fotoğraflar ve bu fotoğrafların arşivlenebileceği yerler, mektubun sanki sembolik bir mana atfedilmek isteniyormuş gibi Kasımpaşa’dan APS’lenmesi bana “kasteden”lerin ortaya çıkarılması Devletin bir görevidir diye düşünüyorum. Her türlü “gözdağı” dedikodusunu da ortadan kaldırmak için, zat-ı alinizin konuya gerekli ehemmiyeti vermesini bekliyorum.
Sayın Başbakan,
Beni iyi tanırsınız; hukuk ve demokrasiye verdiğim önemi de herkesten fazla sizin bilmeniz gerekir. Birisi veya birileri arşivli, profesyonel bir şekilde iftiralarla bana kastetti. Lütfen bu konuyu ortaya çıkartmayı bir şeref meselesi haline getirin. Arz ederim."