BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,98
ALTIN 3.009,49

Şirince'de Kıyamet Günü Partisi

Son günlerde Şirince'de bir kıyamet alametidir herkesin dilinde yerelden genele... Halk arasında bir tabir vardır “Ağzı olan konuşuyor” sanki herkes kıyamet kahini. Şirince'de son günlerdeki sıcak gelişmeleri hayretlere düşerek izlemeye devam ediyorum.

Şirince 21 Aralık nedeniyle tam bir çılgınlık yaşıyor. En fazla 2 bin kişiyi kaldırabilecek kapasitede olan köye o gün 100 bin kişinin akın etmesi bekleniyor. Oysa ki köy, bırakın 100 bin kişiyi 10 bin kişiyi bile barındırabilecek alt yapıya sahip değil.

Gelenlerin bir çoğu kalabileceği gibi açıkta da kalacak. Zaten odaların tamamı tutulmuş vaziyette. Gecelik fiyatlar 1000 doları aştı. Karavanlar 4-5 bin dolar arasında kiralanıyor.

KIYAMET MÖNÜSÜ

21 Aralık çılgınlığına Şirince esnafı da uymuş durumda. Restorantlar o güne özel mönüler oluşturmuş. O mönülerden biri aynen şöyle;

*Kıyamet Çorbası
*Cennet Kebabı
*Ateş Pilavı
*Yasak Elma Tatlısı

KIYAMET PARTİSİ
(CENNET-CEHENNEM KIYAFETİ ZORUNLU)

Şirince'de pansiyonu olan yazar Seven Nişanyan 21 Aralık kehanetini inanılmaz bir reklam kampanyasına çevirmiş. O gece "Kıyamet Partisi" verecek. Bunun için bir de duyuru hazırlatmış. Nişanyan Hazretleri imzası ile hazırlanan parti daveti akıllara zarar...

*Kıyamet Gününün anlam ve önemine uygun kıyafet zorunludur. Öteki tarafta tercih ettiğiniz cihete uygun olarak Cennet veya Cehennem kıyafeti tercih edebilirsiniz. İlk şıkkı seçenler için ihram mecburiyeti vardır. Hazırlıksız gelenler için ihramcı ve makyajcı bulundurulacaktır.

*Kıyametten sonra dünya parası geçmeyeceği için, Nişanyan Evlerinde konaklama 21 Aralıkta ücretsizdir. Rezervasyonu şimdiden yapabilirsiniz. Face ve Twitter'da Nişanyan Hazretlerine abone olanlara rezervasyonda öncelik tanınacaktır.

*Mal varlığının kırkta birini bana veya Matematik Köyüne bağışlayanlara Cennetten tapu verilecektir (ciddi).

*Nişanyan Evlerinde yer bulamayanlar gece başının çaresine bakacaktır. Matematik Köyünde yaklaşık 150 yatak mevcuttur. Ancak ücret konusunda Matematik Köyü agnostikliğini korumaktadır.

*Birden fazla DJ'e ve ses düzeni kurabilecek vatandaşlara ihtiyacımız vardır.

*Akşama Matematik Köyünde karavana yemek ve sabaha kadar dereler gibi sınırsız şarap verilecektir.

KIYAMET KOPABİLİR AMA BU SEBEPLERDEN

Böyle bir partinin sonucunu düşünmek bile ürkütücü. Zira Şirince küçük bir köy ve o köye dünyanın dört bir yanından insanlar akın edecek. Güvenlik nasıl sağlanacak, sınırsızca içenler taşkınlık yaparsa kim müdahale edecek? 100 bin kişi 2 bin kişilik köyde toplanırsa onların emniyeti nasıl sağlanacak? Bütün bunlardan geçtik, 100 bin kişi için ne yeterli yiyecek, ne ekmek, ne su kaynağı var. Üstelik Şirince iklimi de kış aylarında açıkta kalacaklar için felaket yaratabilir. Zira Şirince'de ortalık günlük güneşlikken bile bir anda yağmur ve fırtına görülmesi sık rastlanan bir durum.

FRANSA'DAKİ KÖY YASAK KOYDU

21 Aralık çılgınlığına inananlar o gün dünyada sadece 2 yerin güvenli olacağına inanıyorlar. Bu yerlerden biri Türkiye'deki Şirince, diğeri ise Fransa'daki Bugarach köyü. Şirince 21 Aralık'ı paraya çevirmek için "izansız" bir atılım yaparken, Fransa'daki Bugarach Köyü, o gün için 'köye girişi' yasaklama kararı aldı. Çılgınlıklardan çekinen Fransa köyü, 21 Aralık'ta asker korumasında olacak.

ŞİRİNCE'DE 21 ARALIK FELAKETİ OLABİLİR

Şirince 21 Aralık vesilesiyle eşi benzeri olmayan dünya çapında bir reklam imkanına sahip oldu. Ancak bu "hesapsız reklam" bizi dünyaya rezil de edebilir. Çünkü köyde 21 Aralık'a yönelik güvenlik planlaması yapılmış değil.

O gün dünyanın bir çok yerinden "kıyametin kopacağına" inanan zenginler köye gelecek. Bu kişiler de yanlarında kendileri için değerli olan neleri varsa onları da getirecek. Haliyle bir kesimde şimdiden onlara yönelik hazırlık yapıyor. Hırsızlar o gece Şirince'de cirit atacak desek sanırız yanılmış olmayız.

Sınırsız "Kıyamet şarabı" tüketimini, 2 bin kişilik köye 100 bin kişinin dolacağını da hesaba katarsak ortaya "ürküten bir kıyamet" senaryosu çıkıyor.



ŞİRİNCE'NİN KAPASİTESİ NE KADAR?

Tarihi evleri ve şarapları ile ünlü bu küçük köy 180 haneli... Köyde turistlere hizmet veren 120 pansiyon bulunuyor. Bu pansiyonların toplam yatak kapasitesi ise 480 oda... Ramazan ve Kurban Bayramı gibi özel günlerde akına uğrayan köy 2 bin kişiyi dahi kaldırmakta zorlanıyor. 

BUNU 2 YIL ÖNCE YAZMIŞTIK!

12 Mayıs 2010 günü yayınlanan” Kimse Bu sırrı çözemedi” isimli Şirince köşe yazımda şuan yaşanılan sıcak gündemle ilgili ve Şirince’nin güzelliklerini sizlerle paylaşmıştım.

Kimler geldi, kimler geçti? Ama kimler gelecek?

Sizler için bu haftaki yazımı 7 yıl boyunca  değişik zaman dilimlerinde ziyaret edip mercek altına aldığım Şirince'nin gizemli, özellikli ve başka açılardan farklı kılan yanlarıyla paylaşıyorum.

Bu yazıyı mutlaka ve mutlaka okuyun ve saklayın…

   

İşte tüm çarpıcı ayrıntılarıyla Şirince Efsanesi

Şirince’yi değişik zaman dilimlerinde dolunay vakitlerinde, sabahın ilk ışıklarında, gün batımlarında her dolaştığımda geçmiş zaman yaşamının efsanelerinin ve gizeminin günümüze hatta bilinmeyen geleceğe taşındığı bir film şeridindeydim adeta.

Mürver ve zeytin ağaçlarıyla çevrili bol oksijeninden mistik havasından Şirince tepelerinin pozitif enerjisinden etkilenmemek mümkün değil. Rivayete göre bu köydeki pansiyonlarda konaklayan misafirler dilek dileyerek uyuduklarında dileklerini rüyalarında görüp gerçek yaşamda da beklemedikleri bir anda bu temennilerinin karşılarına çıktığını şaşırarak ifade eden tekrar tekrar gelip bu köyü ziyaret eden insanların sayısı sıklıkla çoğalmaktadır.

Tebdili kıyafet dünya çapında birçok ünlünün de sıradan bir vatandaş gibi hiçbir protokol hizmetine müsaade etmeden kaçamak yapıp bu köyün büyülü atmosferinde kaybolduklarını da unutmamak gerek.

Şirince köyünün gizemi henüz çözülemedi çözüleceğe de benzemiyor. Bu kadar ilgi alaka ve yoğunluğu sadece yöresel meyve şaraplarıyla köyün evleriyle bağlantılı kalabileceğini düşünmüyorum.

Amerika'da Nasa tarafından yayımlanan bir dergideki makalede 2012 Hz. İsa'nın dünyaya tekrar dönüşünün ve inişinin Meryem Ana bağlantılı olarak Şirince köyünü işaret ettiği, Fener Rum Patriği Bartholomeos’un da yabancı devlet başkanlarının çeşitli dinlerden birçok etnik ve ezoterik grup ve din adamının da bu köye göstermiş oldukları ilginin bir manası olsa gerek.

Tarihi Taş binası, şark köşesi, mahzen restoranı dokuya uygun dekorasyonuyla Şirince'nin klasikleri arasında yer alan tarihi Artemis Restoran ve Şarap Evi’nin şeref defterinde, bu ünlülerin Şirince'ye gelişlerinin kanıtlarını görebilirsiniz. Hatta işletme müdürü Nuri Türköz bu konuda Şirince misafir perverliğiyle size Şirince’ye özgü mürver şurubuyla hoş geldiniz diyecektir.

2006 yılında Şirince'ye gelen astronot gurubu ve 5 Haziran 2009 da 1978 de uzaya gidenlerden astronot John Mcbrıde Usa Nasa Space Shuttle astronot pilot mavi bir ışık gördüm uzayda koordinatlara baktığımda aradığım noktada Şirince olduğunu tespit ettim kısmet bugüneymiş diyerek Şirince’ye olan merak hayret ve şaşkınlığını sözlü olarak ifade etmiştir.

Dünya sevgi birliği ve mavi ışık gurubunun şirince köyüne yoğun ilgileri hala gizemini koruyor. Bütün bu yazdıklarımda hiç mi gerçek payı yok diye düşünüyorum Şirince’de bir tek bulut olmayan havada güneşin parıltısında yanarken yarım saat içerisinde şimşeklerin çakıp yağmurların seller gibi aktığına bazı gecelerde sayılamayacak kadar çok yıldızın

Size göz kırptığı açık hava müzesi Selçuk’un şipşirin köyü Şirince’de kaldığınızda şahit olabilirsiniz.

5 yıldızlı oteli, denizi, eğlenceyi bir çok yerde bulabilirsiniz ama bu köyün gizemini ömrünüzde kaç kez yaşayabilirseniz anlamak için uzaya çıkıp astronot olmaya gerek yok bu cennet köşesi köy bizim Şirince’miz.

Olur da bir gün Meryem Ana'nın mezarı Şirince’de bulunursa yazmadı demeyin.

Allah’ın işine akıl sır ermez ama şirince de olacaklarda bizleri şaşırtmamalı…

İşte gezi tadında dünden bugüne Şirince notları…

   

Masalın adı Şirince

Kiliseleri, yüzlerce yıllık evleri, dar sokakları, bağları, zeytinlikleri, 2012’de Hz. İsa’yı ağırlayacağına dair söylenceleriyle Şirince, Ege’nin tarihi kadar zengin bir cennet parçası…

- Köyünüz nerede?

- Dağlar arasında.

- Nasıl bir yer?

- Çirkince!...

Gel zaman git zaman Şirince olmuş köyün adı. İzmir valilerinden Kazım Dirik Paşa bu şirin köye Çirkince adını yakıştıramamış; toplamış köylüleri. “Köyünüz pek şirin” demiş; “Adı da Şirince olsun.”

Öyle de olmuş…

Öyle bir masal ki Şirince! Toprağının bereketiyle, hala yaşayan ve yaşanan Rum dönemi evleriyle, bağlar, meyve ağaçları, şarabı, daracık sokakları kadar Hz. Meryem’in gömütünün burada bulunduğu söylencesiyle de bilinen Şirince’ye her gelişinizde ilk seferinde duyduğunuz heyecanı yine hissedersiniz. Doğanın yaşama sunduğu güzellik eski dönem insanlarından size ulaşmış mirasla buluşup varsıllığı daha da zengin kılmıştır Şirince’de.

1924’te mübadele sonrasında Şirince’den göçle ayrılan Rumların yerini Kavala. Selanik ve Provusta’dan gelen Türkler almış. Bugün yaşları 200’e yakın, yaklaşık 185 evden oluşan ve 1986’da sit alanı ilan edilen Şirince’nin çevresi de 1997’den bu yana koruma altında. Birbirinden şirin Şirince Evleri kagir, çok pencereli, balkonlu ve genelde iki katlı. Kimi evlerin saçaklarında ve pencere pervazlarındaki motifler halen duruyor.

Şirince’ye, zeytinliklerle, bağlarla, meyve ağaçlarıyla kaplı dağların arasında kıvrılarak yükselen asfalt bir yoldan ulaşıyorsunuz. Araçtan indiğinizde ayak bastığınız topraklar, çocukluğunu buralarda geçirmiş Yunan yazar Dido Sotiriyu’nun “Benden Selam Söyle Anadolu’ya” adlı romanında, Sabahattin Ali’nin “Sırça Köşk” adlı eserinde bahsettikleri yerdir. Şirinceliler’in davetkar çağrılarına “hayır” demek zor ama önce ara sokaklara dalıp dolaşmak gerek. Bu gezi esnasında unuttuğunuz bahçe çiçekleriyle yeniden buluşmanın tadını duyumsamalısınız. İki dere vadisinin iki yanındaki eğri-büğrü, inişli-çıkışlı parsellere oturtulmuş 185 evin aralarına ve çarşı yöresine pansiyonlar, dükkanlar, elişi tezgahları serpiştirilmiş.

   
Şirince duygu yüklü bir köy…

Şirince için üretilmiş söylenceler yıllar öncesinden süzülerek bugüne kadar ulaşmış; Şirince’de yaşamış insanlar romanlara konu olmuş; Şirince üzerine öyküler yazılmış.

Eski kaynaklarda “Dağdaki Efes” tanımlamasıyla anılan Şirince Köyü’nün birbirinden ilginç mimari örnekleri sunan evleri arasına sıkışmış daracık sokaklarında yürürken bir “nostalji krizi” ne tutulduğunuzu neden sonra anlar; çoğu yıkılmaya yüz tutmuş bu güzelim evlere bakarak iç geçirirsiniz.

Şirince’deki iki kiliseden Aziz Yohannes’e ithaf edileni Efes Müzesi önderliğinde Amerikalı bir vakıf tarafından restore edilmiş. Köyün girişinde Aziz Demetrius’un adını taşıyan kilise ise harap durumda ve ilgililerin ilgisizliğine yenik düşmek üzere.

Şirince’de hemen her şey eskiyi anımsatıyor. Antik dönemlerde ölü küllerini koymak için kullanılan taş ya da mermer ostoteklerin çeşme yalağı ya da bir binanın balkonunda çiçek saksısı olarak kullanıldığını görüyorsunuz.

Şirince adı ile ilk anımsananlardan biri de meyve şarapları. Şeftali, kayısı, mandalina, karadur, vişne, ahududu, kavun, elma, çilek, ayva, nar ve kivi sokak tezgahlarında ya da dükkan raflarında sergilenen şarap türlerinden bizim sayabildiklerimiz. Bu dükkanlardan tümünde şarap tadımı serbest ancak karar vermek zor.

Şirince’de bugünkü değişimin, hareketlenmenin nedeni turizm. Temiz havası, üzüm bağları, zeytinlikleriyle klasik turizm anlayışı dışında doğayla iç içe bir tatil özlemi duyanlar için Şirince ideal bir yer ve artık turizmcilerin de ilgi odağı halinde. Köyde ilk turizm yatırımında bulunan İstanbul kökenli Ahmet Koçak iki eski Rum evini restore ederek 1993’te etnografya müzesi havasında Hotel Şirince Evleri adıyla turizmin hizmetine açmış. 1988 yılında yağmurlu bir Kasım gününde yolunun Şirince’ye düştüğünü söylüyor Koçak. “Neden Şirince?” diye sorduğumuzda buradaki mistik çekimden bahsediyor Koçak. Her köşesinde Anadolu yaşam kültüründen izler bulunan 6 odalı ve 15 yataklı, Şirince’nin bu ilk butik otelini  adresinde gezebilirsiniz.

Şirince’ye yapacağınız gezide, denizden sadece 5 km uzakta olan Selçuk başta olmak üzere Efes, Meryemana, Priene (Güllübahçe), Kuşadası, Milet, Klaros, Çamlık Tren Müzesi, Yedi Uyuyanlar Mağarası ve hatta Tire ile Birgi gibi görülmeye değer ziyaret noktaları da bulunduğunu hatırlatarak bu “şirin” geziyi noktalayalım.

İster yazdıklarımı bir rüyada görülenlerin satırlara dökülerek paylaşılan notlar olduğunu düşünün isterseniz de gerçek olduğunu kararı siz verin…
Yepyeni bir tatil yazısında görüşmek dileğiyle tatil tadında kalın.