AK Parti İstanbul Milletvekili Emin Şirin, İmar Bankası ve Adabank ile ilgili olarak TBMM Başkanlığı'na bir soru önergesi verdi.
Abone olŞirin önergesinde, 3 Temmuz'da Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilen İmar Bankası'nın muhasebe ve bilgisayar kayıtlarının büyük bir kısmının Adabank'a aktarıldığı yönündeki iddialarını gündeme getirdi. Şirin, İmar Bankası kadrosundan 130 personelin istifa ettirilerek Adabank'a geçirildiği ve bu personelin 15'inin off-shore'dan, 12'sinin bilgi işlemden sorumlu olduğu, geri kalan 103 personelin ise üst düzey genel müdürlük personeli olduğu yönündeki iddiaları hatırlatarak, bu bilgilerin doğru olup olmadığını sordu. İmar Bankası'nın bilgi işlem operasyonlarında her 2 bankanın muhasebe kayıtlarının mahsuben aktarıldığı ve çoğunun gizlendiği konusundaki haberlerin gerçeği yansıtıp yansıtmadığını açıklanmasını isteyen Şirin, Adabank'ın 25 Temmuz itibariyle off-shore hesabının ve mudi adedinin ne kadar olduğunu sordu. Şirin'in Şener'in cevaplandırması talebiyle yönelttiği diğer sorular şöyle: "Adabank'ın 25 Temmuz 2003 tarihi itibariyle Türk Lirası ve dövizli mevduatları bakiyeleri ne kadardır? Mudilere ne zaman ve hangi limite kadar ödeme yapılacaktır? İmar Bankası ve Adabank'ın hakim sermayedarlarının Uzanlar olduğu ve bankaların zararda olduğu bilindiği halde 3 Temmuz 2003 tarihinde neden İmar Bankası ile beraber Adabank'a da el konulmamış ve devir için 22 gün beklenmiştir? İmar Bankası'nda muhasebe ve mevduat işlemlerinde çifte kayıt tutulduğu doğru mudur? Her 2 bankanın sermaye yeterlilik rasyonu kaçtır? İmar Bankası'nda hakim sermayedarların banka kredilerin kendi yatırımlarına aktardığı ve kısaca hortumlama yapıldığı iddia edilmektedir. Hal böyle ise neden bankaya Bankalar Kanunu'nun 14/4 maddesinden değil de 14/1. maddesinden el konulmuştur? Adabank'ın yetkilileri, müfettişleri, Bankalar Birliği murakıpları ve BDDK yetkililerinin, bankanın mali yönden kötüye giden durumundan haberdar olmaması mümkün müdür? Bu bankada rutin incelemeler zamanında yapılmamış mıdır? BDDK'nın bankaların mali durumlarını devre sonu hesaplarının neticelerinden izlemesi gibi bir görevi var mıdır? Hazine Müsteşarlığı'nın İmar Bankası ile ilgili olarak defalarca BDDK'yı uyardığı ve ikaz raporları gönderdiği doğru mudur? Doğru ise BDDK neden tedbir almamıştır? Bunun sorumluları kimlerdir? İmar Bankası ve Adabank'ın hakim sermayedarlarına ne gibi krediler kullandırılmıştır? Bu şirketlerin isimleri ve dökümleri nelerdir?"