BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Sıradaki gelsin!

Savaşla barışa el uzatılabileceğini, barışla kucaklaşılabileceğini hiç sanmıyo

Bizim kadar çabuk haber eskitebilen başka bir ülke var mıdır bilemiyorum!

Gündem inanılmaz bir hızla değişiyor, zaman su gibi akıp giderken biz de gündem ışık hızıyla akıp gidiyor sanki.

Bir gün önce ülkede yer yerinden oynarken ertesi gün o haberin esamesi bile okunmuyor.

Suriye'den bomba düşer beş masum ölür, ilk gün savaş nidaları atılır ertesi gün Alex konuşulur.

Suriye ile savaşa girecek miyiz sorusu gündemi tırmalarken, ertesi gün Alex basın toplantısında ne diyecek haberi gündemin saltanat koltuğuna oturur.

"Turgut Özal'ın mezarı açılıyor" flaş haber olarak geçerken, kameralar birden Başbakan'ın canlı yayın konuşmasına döner, "savaşa her an hazırız" sözüyle ne demek istedi tartışılmaya başlar.
Muhalefet durmaz cevap yetiştirir, kameralar ve tüm haber bültenleri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanıtını bekler.

Artık en önemli gündem maddesi birbirlerine nasıl cevap verdikleridir.

Cümleler montajla karşılıklı konuşma haline dönüştürülür ve eline saz almış iki aşık gibi iki siyasinin birbirlerine "geçirmelerini" dinlemek zorunda kalırız.

Haberi o kadar çabuk eskitiyoruz ki...

Bu yeni gibi görünen eski haberleri bir anda gündemden düşüren bir haber geldi taa Diyarbakır'dan.

Diyarbakır Emniyet Müdürü gündeme damgasını vurdu!

"Ölen teröriste ağlamayan insan değildir" açıklaması bu günün en önemli haberiydi.
Yazarlar onu yazdılar, MHP Diyarbakır Emniyet Müdürü'ne yüklendi, Bülent Arınç "kişisel" fikrini açıkladı emniyet müdürüne sahip çıktı.

Ben de kişisel fikrimi söyleyeyim, konuşmanın tamamını dinlediğinizde emniyet müdürünün konuşması gayet insani bir konuşmaydı, bir cümlesini gündemi belirlemek için alıp ortaya atarsanız tepkilerin çığ gibi büyümesine, sadece bir cümleyi okuyup sanal ortamda coşup mangalda kül bırakmayan "cengaverlerin" sözüm ona vatan sevgilerini hakaretle karışık sanal ortama akıtmasına engel olamazsınız.

Barışa giden yol da insanidir çünkü eğer barış istiyorsanız!

Savaşla barışa el uzatılabileceğini, barışla kucaklaşılabileceğini hiç sanmıyorum.

Emniyet Müdürü'nün sözlerini değerlendirirken barışa ışık yakan cümleler olduğunu, savaşın iki taraftaki anneleri de ağlattığını unutmayalım.

Bu cümlelerden, teröristlerle savaşmayalım, mücadelemizde onları öldürmeyelim, öldürürsek üzülürüz gibi bir anlam çıkarmak, kişiyi hedef göstermek olur ki tehlikke de zaten burada başlar.
Kendi arasında barış sağlayamayan toplumla barışa yürümeye kim razı olur ki önce biz bir anlaşalım öyle değil mi?

Saygı duyarak, didişmeden, düşünceleri okumaya çalışmadan...

Gerçi biz yarın bu haberi de unuturuz!

Gelsin sıradaki!

twitter.com/nsrnylmz