Bir döneme damgasını vuran isimlerden Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfi Topal cinayeti dosyası yeniden açıldı
Abone olAnkara'da faili meçhul cinayete kurban giden isimlerle ilgili yürütülen soruşturma, Susurluk davasında eylemleri tam olarak aydınlatılamayan çetenin raflarda bekleyen dosyalarına uzandı. Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfi Topal'ın cinayet dosyası 15 yıl sonra raftan indi.
Özel timci Ayhan Çarkın'ın, cinayetleri, üst düzey isimlerin bilgisi dahilinde, Susurluk davasında yargılanan arkadaşlarıyla birlikte işledikleri itirafları doğrultusunda, eski özel harekat polisi 7 arkadaşının tutuklanmasıyla boyutlanan soruşturmaya, Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfi Topal cinayeti de dahil edildi.
1996 yılında evinin önünde öldürülen Topal'la ilgili dosya, soruşturma savcısı Hakan Yüksel tarafından, Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nden istendi. Özel Harekat Dairesi eski Başkanvekili, Susurluk hükümlüsü ve Ergenekon davası tutuklu sanığı İbrahim Şahin'i de önümüzdeki hafta ifade vermesi için çağıran Yüksel'in, cinayetten sonra gözaltına alınan "Abdullah Çatlı grubundaki polislerin serbest bırakılmaları" nedeniyle aydınlatılamayan olayı da faili meçhul cinayetleri işleyen çetenin eylemlerinden birisi olarak gösterebileceği öğrenildi.
YÜZÜMÜZE BULAŞTIRDIK |
Susurluk davası kapsamında gözaltına alınan polislerden bazılarının da tutanaklara yansımayan ifadelerinde, "Bize vatan için hedef gösterdiler. Sonra bizim hedeflerimizle kendi salonlarda kadeh tokuşturdular. İlk defa kendi başımıza bir iş yaptık onu da yüzümüze gözümüze bulaştırdık" dediği iddiası, Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun Susurluk Raporu'na yansımıştı. |
ÇATLI GRUBU YAKIN TAKİPTE
Ankara Başsavcıvekilliği, 1990'lı yıllarda işlenen ve Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı grubu tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen faili meçhul cinayetlerle ilgili soruşturmanın kapsamını genişletti. Anadolu Ajansı'nın haberine göre, tutuklanan özel timci Ayhan Çarkın'ın ifadeleri doğrultusunda, Susurluk davasından da hüküm giyen 7 özel harekat polisinin cezaevine konulmasıyla boyutlanan soruşturmada, Savcı Hakan Yüksel, Topal cinayeti dosyasını istedi. Yüksel, Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı göndererek, dosya ve eklerini talep etti.
İBRAHİM ŞAHİN DE ÇAĞRILDI
Yüksel'in dosyayı istemesine eşzamanlı olarak, 1990'lı yıllarda özel harekat polislerinin bağlı olduğu, Çarkın'ın bütün cinayetleri bildiğini anlattığı, Şahin'i de ifade vermek üzere çağırması dikkati çekti. Önümüzdeki hafta ifade vermesi beklenen Şahin'e, diğer faili meçhul cinayetlerle birlikte Topal cinayetinin de sorulması bekleniyor. Şahin'in, bu cinayetin talimatını veren grupta yer aldığı ve olaydan sonra İstanbul Emniyeti'nin gözaltına aldığı polisleri, Ankara'ya götürerek serbest kalmalarını sağladığı iddia ediliyordu. Soruşturma kapsamında, rafa kaldırılan dosyadaki farklı isimlerin de ifadeye çağrılabileceği belirtiliyor.
"KENDİMİZ İÇİN YAPTIK"
Çarkın, verdiği son ifadelerde, Topal cinayeti için, "Beni ve Oğuz Yorulmaz'ı (ölen özel harekat polisi) Topal olayına katmak istediler. Topal olayı nedeniyle gözaltına alındım. Orada bana iki şahıs, 91 cinayeti sayarak, 'hadi bunlar devlet adına ama Topal'ı kendi adınıza öldürdünüz' diye söyledi. Ben de bunun üzerine çıldırdım" diyerek, cinayete karışmadığını iddia etmişti.
BERAAT ETMİŞLERDİ! |
Cinayetle ilgili olarak Topal'ın eski iş ortakları Ali Fevzi Bir ve Sami Hoştan ile özel harekâtçı polisler Ercan Ersoy, Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz ve Mustafa Altunok ile sigortacı Serdar Özdağ ve Haluk Kırcı, Beyoğlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıp beraat etti. Susurluk davasında büyük bölümü mahkûm olan bu isimlerle ilgili mahkeme "Mahkûmiyetlerine yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediği" gerekçesiyle beraat kararı vermişti. |
AĞAR DOSYASINDA TOPAL İZİ
Ankara'da Özel Yetkili Mahkeme'de Susurluk skandalı nedeniyle yargılanan dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın dosyasında da Topal'la ilgili bölüm bulunuyor. Danıştay'ın, Ağar'ın yargılanmasına izin verdiği konular arasında bu cinayetle ilgili gözaltına alınan polislerin İstanbul Emniyeti'nden Ankara'ya getirilmeleri talimatını vermesi, polislerin Ankara'ya getirildikten sonra serbest bırakılması, ortadan kaybolan bu polislerin, Çatlı'nın öldüğü kazada araçta bulunan eski Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bucak'a koruma tayin edilmesi suçlamaları da yer alıyor. Ağar ise savunmalarında, bu suçlamaların tamamını reddetti.
CİNAYET NASIL İŞLENDİ?
TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu, Başbakanlık Teftiş Kurulu Susurluk Raporu ve savcılık soruşturmasında yer alan bilgilere göre, Ali Fevzi Bir ve Sami Hoştan ile İstanbul İntercontinental otelindeki kumarhanede yüzde 50 ortaklığı bulunan Topal, Yeşil'le ilgili yaşadığı tedirginlik nedeniyle, kumarhaneye sıkça gidip gelen Çatlı'yla temas kurdu. Topal'ın, gayrı resmi eşi, son dönemde sürekli tehdit alan eşi için, "Ömer beyin son bir yilda müthis bir stres altinda oldugunu, ölümünden 10 gün önce de üzerinde artan bir tedirginlik olduğunu, bir gün önce ise çok sinirli olduğunu, sabaha kadar sürekli telefonla konustuğunu, sert tartışmalar yaptığını, ama gizli konustuğu için ne konustuğunu duyamadığını, çelik yelek ısmarladığını, ancak bunu hiç giymediğini" anlattı. 28 Temmuz 1996 günü ise Topal'a yönelik saldırı gerçekleşti. Topal, saat 23:30 sularında Sarıyer Yeniköy Tazeceviz Sokak üzerinde 34 BTG 96 plakali otosu içinde çapraz ateşle öldürüldü. Olay yerinde cinayette kullanılan 2 adet kalaşnikov tüfek ile 47 mermi ve 9 boş kovan bulundu. Polise yapılan bir ihbar sonucu olayda kullanılan 34 KN 288 plakalı araç İstinye'de terkedilmiş olarak bulundu. Otomobilde Türkiye'de sadece özel harekat polislerinin kullandığı, Uzi marka makineli tabancalara ait bir şarjör ve 9 adet mermi ile, kalasnikov marka tüfeklere ait 2 adet şarjör ve 27 adet mermi ele geçirildi. Yapılan araştırmada otomobilin 24 nisan 1995 tarihinde Ankara'da çalındığı ve gerçek plakasının 06 V 7550 olduğu ortaya çıktı.