Metris Cezaevi'ndeki işkencenin yankıları sürerken, Sincan Cezaevi'nde yeni bir işkence skandalı ortaya çıktı.
Abone ol Karakolda ve konulduğu Metris Cezaevinde gördüğü işkence sonucu hayatını kaybeden Engin Ceber’e ilişkin yankılar sürerken, Sincan 1 Nolu F tipi Cezaevi’nde yeni bir işkence skandalı ortaya çıktı.Derya Bakır, Sincan F tipinde yasadışı bir sol örgüte üye olmak suçlamasıyla tutuklanan kardeşi Deniz Bakır’ı Şeker Bayramında ziyaret etmek istedi. Cezaevi yönetimi kendilerine 3 Ekim 2008 günü açık görüş için tarih verdi. Derya Bakır, kardeşinin koğuş arkadaşları Erol Zavar, Mahmut Soner’in ailesiyle birlikte toplam 10 kişi Sincan F tipine geldi. Saat tam 15.00’te kendilerine ayrılan görüşme salonuna geçtiler.
GÖRÜŞ GEÇ BAŞLADI
Radikal gazetesinden Hasan Benli'nin haberine göre, Bakır’ın kardeşi ve koğuş arkadaşları zamanında görüşme salonuna getirilmedi. Tutuklu yakınları yaklaşık 15 dakika salonda beklemek zorunda kaldılar. Zaman çok önemliydi, çünkü sadece bir saat açık görüş yapabilme imkânları vardı. Derya Bakır’ın anlattıklarına göre gecikmeli de olsa görüşme başladı. Görüş devam ederken mesane kanseri Erol Zavar’ın astım hastası annesi Fikriye Zavar, gardiyanların içtiği sigaradan kaynaklı olarak rahatsızlandı. Derya Bakır, Fikriye Zavar’ın sigaradan etkilendiği ve sigara içilmemesini gardiyanlardan talep ettiklerini belirterek “Gardiyanlar biz içeriz hasta olan gelmesin. Bize yasak yok” diye yanıt verdiler. Biz bir gerilimin yaşanmaması nedeniyle tartışmayı sürdürmedik” dedi. Bakır’ın iddialarına göre gardiyanlar verdikleri bu yanıta rağmen sataşmalarını sürdürdü. Ve görüşmenin bitmesine 20 dakika kala gardiyanlar görüşmenin bittiğini belirterek, salonun boşaltılmasını istedi.
BURADA YASAYI BİZ KOYARIZ
Ancak tutuklu ve hükümlü yakınları görüşün zaten geç başladığını ve daha zamanların bulunduğu belirterek itirazda bulundu. Bakır, şunları anlattı: “Bunun üzerine ‘o (adını bilmiyorum ama görürsem teşhis ederim) gardiyan ne hakkıymış sizin gibilere hak, hukuk yok. Burada yasaları biz koyarız’ dediler. Bu sırada bir arbede yaşandı. Gardiyanlar Deniz, Erol ve Mahmut’u çekmeye başladılar. Erol Zavar mesane kanseri ve karnı kötü görünüyordu. Onunda sandalyesini çekmeye ve döverek götürmeye başladılar. O anda anneler, çocuklarının üzerine kapandılar. Bende kardeşimin üzerine kapandım. Ancak bize de tekmelerle vurmaya başladılar. Bizi yaka paça dışarı çıkardılar. ‘Sizleri şikâyet edeceğiz’ dedik. Ama ‘yakınlarınız ellerimizde’ dediler. ‘Fazla ileri gitmeyin’ diye bizi tehdit ettiler.”