Yüksek not alma gayreti ve anne babanın yüzünü kara çıkarmama düşüncesi sınav stresini daha da arttırıyor.
Abone ol"Sınavdan çok yüksek not almalıyım", "Anne babamı ve diğer insanları hayal kırıklığına uğratmamalıyım" gibi cümlelerin, yalnızca stresin artmasına sebep olduğu belirtilirken, olaya soğukkanlılıkla bakılması halinde, ilk başta kişide bu kadar stres meydana getiren durumun, hiç de öyle ölüm-kalım sorunu olmadığının görüleceği bildiriliyor. Uzmanlar, genellikle öğrencilerin ve üniversite adaylarının yaşadığı sınav stresini alt etmek için çeşitli yöntemler öneriyor. Bunlardan birincisi de, dağınık ve sıkışık ortamlarda çalışmamak. Ders çalışmaya başlamadan önce, dikkati dağıtacak materyallerden arındırılmış rahat ve güzel ortam hazırlanılmasının önemine dikkat çeken uzmanlar, "Bunun anlamı, bütün oyuncakları, açılmamış mektupları ve okunmamış dergileri çalışma ortamından uzaklaştırmanızdır. Eğer aniden televizyondaki bir programa gözü takılan ya da biten CD'nizi beşinci defa değiştirmek için yerinden fırlayan bir insansanız, bu tür ilginizi dağıtan aletlerin bulunmadığı ortamlarda çalışmaya özen gösterin. Bir saatlik sıkı çalışma sonunda kendinize küçük ödüller verin" diyorlar. Uzmanlar, uzun ders konularının kısa bölümlere ayrılarak çalışılması tavsiyesinde de bulunuyor: "Böylece akşama kadar süren bir çalışma sonucunda, sizi ezen bir sıkıntı yerine, hedeflediğiniz yere gelmenin mutluluğunu yaşayabilirsiniz. Bazen çalışmanızı başlıklar altında toplamanız size yardımcı olabilir. Böylece, çalışmanızı bitirdikten sonra, işi bitirememenin verdiği eziklik yerine, neleri bitirdiğinizi ve ne kadar ilerlediğinizi görüp kendinizi daha rahat hissedebilirsiniz". Özellikle de uykusuzlukla ilgili sorunu bulunan kişilerin, yatakta kesinlikle çalışmaması gerektiğini ifade eden uzmanlar, hafızanın çalışma ile yatak arasında bağıntı kurduğunu, buna karşılık yatakla rahatlama arasındaki bağıntının kaybolacağını ve uykuya dalmanın zorlaşacağını kaydediyor. Uzmanlar, yoğun ders çalışma temposunun ardından bunalan kişilere de, "Beyaz kumsalı, mavi gökyüzü, köpüklü dalgaları, ılık güneşi ve martılarıyla okyanusu gözlerinizin önüne getirin. Kendinizi, kumsalda, elinizde ufak plastik bir kovayla yürürken hayal edin. Güzel bir yerde durun ve bütün endişelerinizi, kafanızı meşgul eden her türlü sorunu bu kovanın içine doldurun. Kovayı suya atın ve dalgaların onu sizden uzağa sürükleyişini izleyin" önerisinde bulunuyor. Bir konunun ortasına gelip kilitlenen kişilere ise, 'hareketli kısa yürüyüş'ü denemelerini öneren uzmanlar, "Derin nefes alın ve yürürken kollarınızı rahatça sallayın. Hafızanızı temizleyin (hatta yeni açan çiçeklere arada bir göz atmayı unutmayın). Ayrıca, yaptığınız bu egzersizin size hiçbir zararı dokunmayacaktır" diyor.