BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Sinanoğlu: Dilimiz kimliğimizdir

“Dilimiz Kimliğimizdir” başlıklı bir konferans veren Prof.Oktay Sinanoğlu, “Tarihte adı sanı kalmamış milletler, topla tüfekle değil dili unutturularak tar

Abone ol

Roma İmparatorluğu döneminden örnek veren Sinanoğlu, Sezar’ın isyanlarına karşı defalarca sefer düzenlemesine karşı baş edemediği Keltleri dillerini unutturarak dize getirdiğini aynı yöntemin daha sonra İngilizler tarafından İrlanda ve Hindistan’da uygulandığını anlattı. İngilizlerin İrlanda’da zorla yaptığı yabancı dille eğitimin bugün Türkiye’de velilerin gönüllü çabalarıyla ve üste para vererek yapıldığını vurgulayan Sinanoğlu, “Dil, gönlü yüzdüren gemidir. Toplumun gönlünün adı ise kültürdür. Kuru kalabalığı millet yapan dil elden gitti mi, milleti bir arada tutan öğelerin hepsi kaybolur. Dil yitince ne tarih bilinci kalır ne de o milletin kendine güveni. Sonunda o millet kendi topraklarını kendi eliyle teslim eder.” dedi. Kültürel genler önemli Türk olmayı bir zihin ve gönül meselesi olarak tanımlayan Prof. Sinanoğlu, “Toplumda kültür genleri, biyolojik genlerden daha önemlidir. Dile bağlı olan kendi gönlüm ve toplumun gönlü dili kaybederse vatanını da kaybeder” dedikten sonra dille ilgili tartışmaların 50 senedir kelime mi diyelim yoksa sözcük mü tartışmasını aşamadığını bu esnada İngiliz atını alanın çoktan Üsküdar’a geçtiğini anlattı; “Birer kelimeyle bizi birbirimize düşürdüler. Bu yüzden on binlerce yıllık Türk tarihinin en karanlık günlerini yaşıyoruz. Şu an durumumuz 1919’dan bile geride Endülüs’ün son zamanını yaşıyoruz.” Ben son öten horozum Kendisini son öten horoz olarak tanımlayan Prof. Dr. Sinanoğlu, şunları söyledi: “Son dakikada bile olsa yanlışları göstermek benim atalarıma bir borcumdur. Bazı şeyleri artık konuşabilmemiz lazım. Hangi millette görülmüş ki, babanın 30 sene önce yazdığını anlayamıyorsun. Peyami Safa’nın o güzel, o sade Türkçe ile yazılan ‘9. Hariciye Koğuşu’nu bile sadeleştirdiler. Bunlar babamın bir zamanlar beraber dergi çıkardığı Ömer Seyfettin’i sadeleştirerek işe başladılar. Sonra da Ömer Seyfettin hikâyelerinin İngilizcelerini okutmaya başladılar. Oysa bizden 30 yıl sonra kalkınma hamlesi başlatan Japonya, Japon kalarak değişip, kendi kültürüne sahip çıkıp kalkındı. Aramızdaki farka bakın. Biz neredeyiz, onlar nerede? Türkiye’de milli e ğitimde ne millilik var ne de eğitim.” Nasıl bayram yapacağız? “Veliler ne zaman akıllarını başına devşirir, çocuklarını da yanına alarak dünyanın parasını verdikleri okullara giderek biz çocuğumuzun kimliksiz olmasını istemiyoruz. Eğitim Türkçe olmalı. Gereken yabancı dil hangisi ise o da öğretilir derse ve sadece bir okulda bile veli baskısıyla yabancı dille eğitime son verilirse o gün herkes bayram etsin” diyen Oktay Sinanoğlu, “Bunu yapmazsak tarihte var kalmaya layık değiliz demektir. Ben Osmanlıca-Öztürkçe gibi ayrımlar kabul etmiyorum” diyerek Türkçe’nin tarih ve coğrafyadaki her kullanımına sahip çıkmamız gerektiğine işaret ederek bunların hepsinin bilinmesi gerektiğini, herkesin dedesinin mezar ta şını okuyabilmesinin şart olduğunu söyledi ve ekledi: “O zaman şanlı tarihimizle olan yıkılmış köprüleri tekrar inşa edebileceğiz.” En zengini Türkçe “Türkçe matematiksel bir dildir. Dünyada Türkçe’den zengin bir dil yoktur. Bu dilin matematiğinin kurallarını biliyorsan her şeye yeter” diyen Oktay Sinanoğlu, tarihten Türk sözünün silinme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu günlerde yaşadığımızı söyledi. “Bizim tarihte kalmamız iç in planlı bir şekilde yok edilen Türkçe’ye sahip çıkmamız gerekiyor. Bunun için de aklı başında her ülkede olduğu gibi Türkiye’de yabancı dille eğitime son vermemiz gerekiyor. Geçenlerde kaldığım otelde Türkiye’de kaldığıma Türk olduğuma dair en ufak bir işarete bile rastlayamadım. İnsanlar sadece maddiyatla yaşayamaz. Maneviyat da lazım. Dil bizim manevi vatanımızdır. Ben İngiltere hariç hiçbir Avrupa Birliği ülkesi üyede İngilizce kelime göremedim. İtalya’da bilim adamları İtalyanca konuşuyor. Şüphesiz İngilizce biliyorlar ama başka dilde konuşmak istemiyorlar. Avrupa’da herkes kendi diliyle meşgul.” Kaynak: Türkiye