Organize suç örgütü lideri Çakıcı'nın davasında konuşan Sinan Engin, "Mesleğin zirvesindeydim. Bunların hepsini kaybettim" dedi.
Abone olAvusturya'da yakalanmasının ardından Türkiye'ye iade edilen Alaattin Çakıcı'nın yurt dışına kaçışına ilişkin açılan dava kapsamında, MİT Dış Operasyonlar Daire Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu, Erol Evcil ve Sinan Engin'in de aralarında bulunduğu 14 sanığın yargılanmalarına bugün başlandı. Daire Başkanı Kaşif Kozunoğlu'nun ifadesinin Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nde alındığına dair yazı tutanağa geçirildi. MİT görevlisi hakkında Başkandan izin alınmadan dava açılamayacağını öne süren avukat Zişan Kasar, Kozinoğlu açısından yargılamanın durdurulmasını istedi. Kasar'ın talebini reddeden mahkeme heyeti, Ali Yüce'nin tahliyesine karar verdi. Sinan Engin, "Ben Çakıcı'yı çocukluğumdan beri tanırım. Çakıcı ile konumlarımız ayrıdır, Ben futbol adamıyım. Benim böyle bir olaya girmem için son derece deli olmam lazım. Mesleğim ve konumumun zirvesindeydim, bunların hepsini kaybetmiş durumdayım. Beşiktaş camiasında hızla ön plana çıkan bir insandım. Benim önümü kesmek isteyen insanlar bu işi büyüttü. Ben bu ülkenin milli formasını giymiş bir insanım, bunları hak etmiyorum" dedi. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, davanın tek tutuklu sanığı Ali Yücel ile tutuksuz sanıklar Sinan Engin ve Gençağa Çakıcı'nın da aralarında bulunduğu 4 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmada söz alan tutuklu sanık Ali Yüce, Çakıcı'yı medyadan tanıdığını belirterek, söz konusu çete adına herhangi bir eylemde bulunmadığını söyledi. Sahte pasaport hazırladığı yönündeki iddialarla ilgili olarak da Yüce, "Hazırlanan pasaportlarla alakam yok. Sanık Aydın Göker çocukluk arkadaşımdır. Kendisiyle Suadiye Oteli'nde görüştük. Bana 'Pasaport var, fotoğrafını değiştirebilir miyiz?' diye sordu. Ben de bir 'bakayım' dedim. Eskiden beri tanıdığım İranlı bir şahıs vardı. Bu şahısla konuştum. Daha sonra Göker'i aradım. Göker bana, 'Seni Adem Çakıcı arayacak. Kendisiyle görüşürsün, vereceği pasaportu ayarlar iade edersin' dedi. Sonra Adem Çakıcı aradı. Ben de İranlı şahsın telefonunu verdim. 'Kendi aralarında görüşüp halletmişler' dedi" dedi. Gençağa Çakıcı ise Alaatin Çakıcı'nın kardeşi olduğunu ve şu ana kadar Çakıcı'nın hiç bir olayına karışmadığını belirterek, yurt dışına çıkışıyla ilgili herhangi bir yardımı olmadığını kaydetti. Duruşmada ifada veren Sinan Engin de, "Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. Böyle bir yardım söz konusu değil. Beşiktaş Kulübü'nün yan kuruluşu olan Travel Şirketi'ne devamlı pasaportlar gider. Burası Beşiktaş Kongre üyelerine açıktır. Beşiktaş'ın Travel Şirketi'nden vize alması kolay olduğundan, benim arkadaşlarım, çevrem oraya pasaportlarını gönderirler. Orada çalışanlar beni arar. Uygunsa aracı olurlar. Serdar Bilgili'nin elektronik imzası her pasaport onayında kullanılır. Bunun örneği yüzlercedir. Dolayısıyla benim böyle bir suça karışmış olmam mümkün değil" şeklinde konuştu. Engin, "Ben Çakıcı'yı çocukluğumdan beri tanırım. Gültepe'de evlerimiz yan yana, hemşehriyiz. Babalarımız arkadaş. Ama konumlarımız ayrıdır. Ben futbol adamıyım. Çakıcı beni kardeş olarak sever. Benim böyle bir olaya girmem için son derece deli olmam lazım. Mesleğim ve konumumun zirvesindeydim, bunların hepsini kaybetmiş durumdayım. Benim doğup büyüdüğüm yer bellidir. Bunları kabul etmiyorum. Bütün suçlamaları reddediyorum. Bu olaylar çıktığı sırada Beşiktaş'ın Kongresi vardı. Ben Beşiktaş camiasında hızla ön plana çıkan bir insandım. Benim önümü kesmek isteyen bir takım insanlar vardı. Bu insanlar bu işi büyüttü. Ben bu ülkenin milli formasını giymiş bir insanım, bunları hak etmiyorum" açıklamasında bulundu. Çakıcı'nın şoförü Veli Yavuz Günerken ve emekli polis memuru Nizamettin Özoğul da duruşmada suçlamaları kabul etmedi. Bu arada, Dış Operasyonlar Daire Başkanı Kaşif Kozinoğlu'nun ifadesinin ise Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nde alındığına dair yazının geldiği tutanaklara geçirildi. Kaşif Kozinoğlu'nun avukatı Zişan Kasar, "Müvekkilim Kozinoğlu, hakkındaki suçlamalarla ilgili olarak savcılıkta verdiği ifadesinde, kendisinin MİT tarafından görevlendirildiğini söylemişti. MİT ile ilgili 237 No'lu özel kanunun 26. maddesi gereğince görevi başındayken bir MİT mensubunun hakkında dava açılabilmesi için, Başbakandan izin alınması gerekir. Başbakandan izin alınmadan müvekkilim hakkında dava açılmıştır. Bu nedenle Kozinoğlu açısından yargılamanın durdurulmasını istiyorum" dedi. Kasar'ın talebi savcılık tarafından reddedildi. Kazinoğlu'nun avukatı Kasar'ın talebini reddeden ve tutuklu sanık Ali Yüce'nin tahliyesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. Duruşma çıkışı basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Sinan Engin, bundan sonra bütün duruşmalara geleceğini söyleyerek, "İçerideki ifademde de söylediğim gibi, o dönem Beşiktaş'ın nfck. Bana 'Pasaport var, fotoğrbaşında kimler varsa bu kişiler olayları kızıştırmış, işi bu raddeye getirmiştir" dedi.