BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Sinan Ateş'in eşi isyan etti: Takip ettirdiler, telefonumu dinlettiler, evimi fotoğrafladılar

Ankara'da suikasta kurban giden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in ölümü gündemden düşmüyor. Son olarak acısı dinmeyen Ayşe Ateş, merhum eşi hakkında ortaya atılan iddialara çok sert çıktı. Eşi için "Dirisine yapamadılar, ölüsünü itibarsızlaştırmaya çalıştılar" diyen Ayşe Ateş'in iddiaları da ses getirecek cinsten...

Abone ol

30 Aralık 2022'de Sinan Ateş, uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmişti. Türkiye o günden beri Sinan Ateş cinayetini konuştu. Siyasetin gündeminden de eksik olmayan suikastla ilgili İYİ Parti lideri Meral Akşener'in son mesajlarına Ayşe Ateş destek verdi.

Meral Akşener dün Sivas'taydı, partilileri ziyaret etti. Burada yaptığı konuşmada Akşener, Sinan Ateş cinayetiyle ilgili tepkisini dile getirirken şöyle konuştu:

"Bir çocuğa bunu yaşatmaya kimsenin hakkı yok."

"(Sinan Ateş’in) Küçük kızının elleri buz gibi, ayaklar buz gibi, burun buz gibi. Neden biliyor musunuz? Haykıra haykıra ağlayasım var. ‘Anne gözümün önünden ayrılma, ya seni de babam gibi vururlarsa...’ Nasıl biliyor musunuz, titriyor. Çünkü torbacılar öldürdü, katletti. Biz geçmişimizde siyasi cinayetlere şahit olduk ama mertçeydi. Onun için de hiçbirimiz korkmadık ama o çocuğun babasını katledenler torbacılar, torbacılar. Ve onların yarın ne yapacaklarını o çocuk bilmiyor. Koruma polisleri çocuğu aldılar, bütün telefon numaralarını verdiler. Bir çocuğa bunu yaşatmaya kimsenin hakkı yok."

Ayşe Ateş'ten çok konuşulacak iddialar

Akşener'in bu sözlerini Ayşe Ateş de sahiplendi. Akşener'in konuşmasını paylaşan Ateş kendisinin takip ettirildiği, telefonlarının dinletildiği, evinin fotoğraflandığı iddialarıyla dikkat çekti. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Ayşe Ateş şunları kaydetti:

"Eşimi, çocuklarımın babasını sokak ortasında iki torbacıya katlettirdiler, yetmedi. Doymadılar, tatmin olmadılar. Sinan, öte âleme göç ettikten sonra bile hakkında attıkları iftiralara, söyledikleri yalanlara sarılmaya devam ettiler. Dirisine yapamadılar, ölüsünü itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Bu da yetmedi beni takip ettirdiler, telefonumu dinlettiler, evimin fotoğraflarını çektirdiler. Çocuklarıma ve bana bir gün bile huzur vermediler, vermiyorlar. Bunun adı alçaklık, korkaklık yani namertlik değil de nedir?"