BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Sinan Ateş davasında ilk duruşma Doğukan Çep itiraf etti: 'Evet ben azmettirdim

Ankara Çukurambar’da öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayetinin ilk duruşması başladı. Ayşe Ateş duruşmaya 5 polis ve çelik yelek ile geldi. Tetikçi Eray Özyağcı, “Ben Sinan Ateş’in iki ayağına sıktım” dedi. Cinayeti planlayan ve organize etmekle suçlanan Doğukan Çep, "Evet ben azmettirdim." dedi, aralarındaki yaşananları anlattı.

Abone ol

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in öldürülmesinin üzerinden 18 ay geçti. Aralarında eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve Serdar Öktem’in de bulunduğu 22 tutuklu sanık, bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.

Duruşma nedeniyle Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nün etrafında yoğun güvenlik önlemleri alındı. Kampüs yakınında polis arama noktası kurulurken, girişte yoğun araç trafiği oluştu.

Ayşe Ateş'e çelik yelek

Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, duruşmaya 5 polis koruması eşliğinde ve çelik yelek giyerek geldi. Ateş, çelik yeleği duruşma salonuna girişte çıkardı.

Duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da takip ediyor. Ayşe Ateş, Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu, yan yana oturdu.

Azmettirici olduğu iddia edilen kişi Kılıçdaroğlu'na bağırdı

Cinayeti planlayan ve organize eden Doğukan Çep, salona getirildiği sırada "Bay Kemal nerede" diye bağırınca, jandarma eşliğinde salondan çıkarıldı. Çep, daha sonra mahkeme başkanının talimatıyla yeniden salona getirildi. 

MHP'nin talebi kabul edilmedi

MHP’nin avukatları, mahkemeye katılmak ve bir harici belleğin dosyaya katılması için dilekçe sundu. Sanık avukatları, “suçtan dolayı zarar görmedikleri için MHP’nin davaya katılmamasını” talep etti. Mahkeme heyeti, gerekçeyi kabul ederek, oybirliği ile MHP milletvekillerinin mahkemeye katılmamasını talep etti.

Tetikçi Özyağcı'nın ifadesi

Duruşma tetikçi Eray Özyağcı’nın ifadesiyle başladı. Özyağcı, Sinan Ateş ile Doğukan Cep arasında parasal bir tartışma olduğunu belirterek, Doğukan Cep için olay günü Çukurambar’a gittiğini belirtti.

Özyağcı, “Doğukan Abi bana mesaj atarak, ‘Sinan Ateş’in yanında iki kişi var. Sadece Sinan’ın iki ayağına ateş et kaç’ dedi. Ben sadece Sinan Ateş’in iki ayağına vurdum ve kaçtım. Yanındakiler ateş açtı kaçarken, ‘Reisi vurduk’ seslerini duydum” dedi.

Çukurambar’a Vedat Balkaya ile gittiğini söyleyen Özyağcı, “Vedat’la motora binip Gölbaşına doğru gittim. Orada Mustafa Kemal diye bir arkadaşımın aracına bindim. Doğukan Abiyi aradım, ‘Abi ben sadece aykalarına sıktım. Kaçarken, Reisi vurduk diye sesler geldi’ dedim. Doğukan Çep tarafından Yunanistan’a kaçırılmak istendiğini ancak yakalandığını anlatan Özyağcı,”Ankara Emniyet’i beni aldı. Ankara Emniyet amiri olayı anlatmamı istedi. Doğukan Abimi satmayacağım için hikâye anlatmaya başladım. Ben anlatsam da onlar kendilerine göre yazdı. Sonra savcının yanına çıkarıldım. Üç savcı karşımda oturuyordu. Olayı anlatırken bir savcı, ‘Eray hikâye anlatma. Biz bu işin siyasi olduğunu düşünüyoruz. Devlet Bey’den talimay aldıysan anlat’ dedi. Bana fotoğraflar gösterdiler bilmiyorum dedim. Bana, ‘Sen kime güveniyorsun. Seçimden sonra çok şey değişir. Ben bu davanın kalemşörüyüm. Senin en ağır cezayı almanı sağlayacağım” dedi.

Özyağcı, savcılığın ardından cezaevine götürüldüğünü, araçların Ülkü Ocakları’na ait olduğunu basından öğrendiğini belirtti. Beraat talebinde bulunmadı.

Doğukan Çep'in savunması

Çep, şunları söyledi:

"2013 yılında Gezi olayları sıradan Gazi Gümüşsuyu’nda DHKPC’li teröristlerle vurma olaylarım olmuştu. Kırmızı fularlı kız Ayşe Deniz, Öykü Dilara Keskin… En son bunları vurduktan sonra ESP’nin derneğine giriyoruz, basıp içeride 10 kişiyi vuruyoruz.

En son Hasan Ferit Gedik ölüyor. Uyuşturucuya karşı yürüyormuş. Biz yakalandık, yargılanmaya başladık. Google Hasan Ferit Gedik yazın Allah için tabutun üstüne bakın. DHKPC bayrakları. Biz bunları vurmuşuz, yargılanmaya başlamışız. Ayşe Deniz, Gezi’ye gidiyor, Gezi de ağaç içinmiş ya. Ayşe Deniz Gezi’den sonra Kandil’e gidiyor. Karayılan’ın yanında fotoğrafları var, Karayılan kızları sever. Sonra Ayşe Deniz Rakka’ya gidiyor, orada ölüyor.”

Mahkeme Başkanı “Sabahtan beri ne anlatıyorsun” diye araya girip Çep’e kızarak tepki gösterdi. Devam etmek istediğini söyleyen Çep, şöyle devam etti:

“Vurduğum Cebrail Günebakan da 'Kobani’ye gideceğiz' diyor. Halbuki bunlar MLKP’de silah eğitimi alıyor. Amara Kültür Merkezi’nde pankart açmışlar, ölüyorlar. Bu şekilde davalarım düştü. CHP’nin milletvekilleri gelir, davalarımı sever.

"Sinan Ateş'e 'Bana yardım eder misin?' dedim, 'Elimden geleni yaparım' dedi"

Çep, cinayetten önce Sinan Ateş'le aralarında geçtiğini iddia ettiği olayları şöyle anlattı:

"Evet ben azmettirdim. Çıktım cezaevinden. İki sene sonra ceza aldım. Tahliye oldum. Aranıyordum. Aziz Mahmut Hüdai Camisi’nde namaz kılıyor, zikre katılıyordum. Bir gün sabah namazı çıkışında Sinan Ateş geldi. Yan yana namaz kıldık, zikir yaptık. Ben de DHKP/C’li vurmuşum, yardım istedim. 2013’te Hasan Ferit Gedik’ten ceza almışım. ‘Bana yardım edebilir misin’ dedim. ‘Elimden geleni yaparım’ dedi.
Telefon numaramı verdim. Ayrıldık. 20 gün sonra aradım. ‘Sen bizim hayallerimizi gerçekleştirdin kardeşim, elimden geleni yapacağım’ dedi. Beklemeye başladım. 2020 yılında telefon çaldı ‘Dosyanı halledecekler, 1 milyon istiyorlar’ dedi. ‘Ben o kadar veremem’ dedim. ‘200 bin TL verelim, dosyanı halledecekler’ dedi. ‘Ayarlayayım’ dedim. Bir hafta 10 gün sonra aradım. 'Nereye getireyim’ dedim. ‘Ben seni akşam arayayım’ dedi. Taksim’de bir otele çağırdı. Otelin önünde parayı verdim, ayrıldım.

"Telefonlarımı açmadı, 'Ben bunu ayaklarında vuracağım' dedim"

Bazen İstanbul’da birilerini soruyordu. Tanımadığımı söylüyordum. ‘Kardeşim bekliyoruz, haber vereceğiz’ dedi. 2021’de telefonum çaldı. ‘Kardeşim, bir 200 bin TL ödememiz lazım’ dedi. ‘Aynı kişilere ödemiyoruz’ dedi. 'Arayacağım seni' dedim. 4-5 günde ayarladım. ‘Kardeşim seni ayarlayacağım’ dedi. 3-4 gün sonra kendisi aradı. ‘Üsküdar’da sahile gelir misin’ dedi. ‘Gelirim’ dedim. Arabada oturuyorlardı. Arka koltuğa oturdum. ‘Kardeşim uzun sürecek ama hallolacak, acele etme’ dedi. Parayı verdim, çıktım. Hayatıma devam ettim. Tatile gidiyorum. Bodrum’a gidiyorum. Ayetelkürsi okuyor, gidiyordum.

Kasım ayı sonuna yaklaştık. ‘Paranın tamamını vermen lazım’ dedi.

‘Tamamını ayarlayamam’ dedim. ‘Ne ayarlıyorsan ver, eli kulağında, dosya çözüm aşamasında, vermen lazım’ dedi. Sağdan soldan, borç harç toparladım. Bir hafta içinde 200 bin TL ayarladım. ‘Kardeşim Ankara’ya gelir misin’ dedi.

Gittim, 'Ankara’dayım’ dedim, ‘Çukurambar Liva Pastanesi’nin konumunu yaz gel’ dedi. Ben gittim, geldi. Parayı verdim. ‘Eli kulağında bekle, merak etme, bundan sonra paranın tamamını ayarlaman lazım’ dedi. Çıktık dışarıya. ‘Burası benim ofisim’ dedi. Tam binanın önünde beyaz bir arabanın içini açtı, benim verdiğim parayı koydu. Bir tane Mercedes. Ayrıldım, İstanbul’a gittim.

Aralık başlarıydı. ‘Ne oldu' dedim. ‘Haber bekliyorum, kardeşim sabret’ dedi. ‘Olmuyorsa paramızı geri alalım’ dedim. ‘Çocuk oyuncağı mı, adamlara para verdim, nasıl geri alayım’ dedi. Arıyorum arıyorum açmıyor, açan adam açmamaya başladı. Ben de bir iki gün daha bekledim. ‘Ben bunu dedim ayaklarından vurucam, Ankara’ya gidiyorum’ dedim. Eray da yanımda. ‘Abi' dedi 'ben gider vururum.”

"Ölmesini istemezdim"

Mahkeme başkanının araya girmesi üzerine Doğukan Cep, “Ben öldürmeye gönderseydim, öldürmeye gönderdim derdim. Allah’tan başka kimseden korkum yok. Ölmesini de istemezdim, nasıl öldüğünü de bilmiyorum. Delikanlı gibi öldürdüm derdim. Sevip sevmemek önemli değil. Bunu öldür, öldürtme demem” dedi.

"Nasıl öldü bilmiyorum, şok oldum"

Çep, şöyle devam etti:

'Ben bunu vururum' deyince (Eray) voltayız biz… Suat abiyi aradım, 'abi benim bir işim var halleder misin' dedim. 'Bana bir iki gün Ankara’dan ev lazım' dedim. Cinayet desem bunlar benim telefonumu açmaz. 'Suat abi, Liva Pastanesinde oturdum, ofisi şurada, sadece çıkınca haberi ver'. Ben arkadaşımı, dostumu bile isteye yakmam, hain biri değilim.

Suikast yapmaya gelen insan arkadan vurur gider, yüzünü kapatır gider, karşıdan gelir göğsü gerer vurur. Suikast yapmaya gelen insan silahı böyle tutmaz. Nasıl öldü bilmiyorum, şok oldum, Suat abi şok oldu. Dünyam başıma yıkıldı, bütün film bitti. Dört gün sonra yakalandım. Halk TV, Sözcü Gazetesi 'suikast' dedi. Halk TV, Sözcü hiçbir şehit ailesinin haberini yapmadı. Suat abi Allah korkusu olan bir insan, 'niye böyle oldu' deyince 'böyle olsun istemedim' dedim.

"Bence Selman'ın mermisiyle karnından vuruldu, Eray'a yazıldı"

Bence büyük şaibe var. Şaibeli, araştırılmasını istiyorum. Ayağından vurduruyorum, yere düşüyor ama karnından kurşun var. Eray'ın yere düştüğünde karnından vurması mümkün değil. Karakolda mermiler farklı yazdılar. O açı Selman'ın (Sinan Ateş öldüğünde yanında olan ve omuzundan vurulan akrabası Selman Bozkurt) açısı. Bence Selman'ın mermisiyle karnından vuruldu, Eray'a yazıldı.

"Bastığımız mermi Sterling; bastığımız mermiyi biliyoruz, aptal değiliz"

Eray motordan indi, ‘Vurdum’ dedi. Biri bağırmış ‘Abiyi vurduk, abiyi vurduk’ diye. Ben bunlara ‘ölmüş' dedim, 'ayağından vuracaktınız hani’ diye bağırdım çağırdım. Ölmesini istemedim. Bastığımız mermi Sterling. Bastığımız mermiyi biliyoruz, aptal değiliz."

Tetikçi sanık Eray Özyağcı da, “Doğukan Abi’yi aradım, ben ayaklarından vurdum ama ‘Reisi vurduk’ diye arkadan ses geldiğini söyledim. 'Bu işin içinde iş olmasın' dedim” savunması yapmıştı.

"Sinan Ateş'le Facetime üzerinden iletişim kurdum"

Çep, avukatların soruları üzerine savunmasına şöyle devam etti:

“Sinan Ateş’le facetime numaramdan iletişim kurdum. Hat takmıyorum telefona, Facetime üzerinden iletişim kurdum. Sinan Ateş ilk tanıştığımızda Ülkü Ocakları başkanıydı, ben onunla camide karşılaştım. Benim Ülkü Ocakları’yla bir bağlantım yok, bilmem etmem. Yardım istedik.

Karakolda 'suikast yaptın, hükümeti falan filan' diye dayak yedik. 18 ay bir dosya açılmaz mı? 7’nci ayda savcı Durdu Özer telefonları göndermiş. 18 ay yattık ya, ayağından vurdurduk.

"Her şeyi ben ayarladım"

Eray şimdi erkek ya, benim başımdan geçen olayları ismimi vermemek için kendi başından geçmiş gibi anlatıyor, erkeklik yapıyor. Her şeyi ben ayarladım."

"Bir tane silahım 200 bin TL eder zaten"

Çep, avukatların, bir dönem Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı da yapmış olan MHP’li avukat sanık Serdar Öktem’i nereden tanıdığı ve Sinan Ateş’e verdiğini iddia ettiği paralara ilişkin sorularını da şöyle yanıtladı:

"2013’te Hasan Gedik davasında Serdar Öktem avukatımdı, DHKPC’lilere karşı beni savunuyordu. ‘Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın’ dedi. Adamları ben yaktım. Benim silahlarım var. Bir tane silahım 200 bin TL eder zaten. Bana polisin biri ‘Oğlum bunları satsaydın yürürdün’ dedi. Bu paraları; aracılık yapıyorum, tahsilat yapıyorum. Bunları yaparken ben ezilenlerin, mağdurların yanındayım."

"Aslında benim parmağım iyi çalışır, iyi vururum"

Ateş ailesi avukatıyla Doğukan Çep arasında şu diyalog geçti:

Avukat: Eray için 'ayağına vuracaktı, suikast yok' dedin. Sadece ayağına sıkacak kişi nasıl 46 mermiyle geziyor?

Çep: Ben 'öldürün' demedim, 'ayağına vurun' dedim. Manyak öyle geziyor.

Mahkeme başkanı: Yeter, kes sesini!

Avukat: Neden alacak için tetikçi tuttunuz?

Cep: Aslında benim parmağım iyi çalışır, iyi vururum. 'Ben giderim abi' dedi. Suikast yapacak adam ayağına vurur mu?

Çep, "Hasan Ferit Gedik davasında cezanız Yargıtay tarafından onanmış. Onanmış bir dosyada nasıl bir yardım istediniz?" sorusuna cevap vermedi.