BIST 9.745
DOLAR 35,22
EURO 36,81
ALTIN 2.978,81
HABER /  EKONOMİ

Şimşek: 'Piyasada kur eksenli bir baskı söz konusu'

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, piyasada kur eksenli bir baskının söz konusu olduğunu kaydederek, "Merkez Bankası’nın hızlı bir şekilde atacağı adımlar ve reform hamleleriyle bu dönemi kapatacağız" dedi.

Abone ol

Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) 17'nci olağan genel kurulu gerçekleştirildi. Kurulda konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Merkez Bankası’nın gerekli döviz hamleleri yaptığını söyleyerek, bu alanda kanunun hiçbir engel oluşturmadığını ifade etti.

Şimşek, katılım bankacılığının her zaman destekçisi olacaklarını da belirterek, "Hükümet olarak bu sektörün gelişmesi için bütün alanlarda önünü açtık. Biz sizin yanınızdayız ve bu sektörün gelişmesi için elimizden geleni yapacağız. Sizden de bu alan ile ilgili beklentilerimiz var. Sizden İslami norm ve ilkelere uygun ürünler istiyoruz. İkinci olarak da girişim sermayesi gibi alanlarda daha da gelişmenizi istiyoruz. Daha görünür ve tanıtım odaklı olun. Önümüzdeki dönemde sizlerle birlikte faizsiz finansın gelişmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. İstanbul Finans Merkezi’ni en önemli bileşeni faizsiz finanstır. Geleneksel bankacılıktan farkınız budur. Önümüzdeki dönemde bunun için çalışacağız. Hazine olarak özellikle dövize dayalı kira sözleşmesinde anlaşmaya hazırız. Bu konuda Merkez Bankası da yardımcı olacak. Önümüzdeki dönem bu alanda kaygınız olmasın. Yeni teknolojileri kullanarak bu alanda gelişim göstereceğiz" ifadelerini kullandı.

"KUR EKSENLİ BİR BASKI SÖZ KONUSU"

Piyasalardaki sorunu gördüklerini kaydeden Mehmet Şimşek, "Enflasyondaki sorunun mücadelemize devam edeceğiz. Kur eksenli bir baskı söz konusu. Merkez Bankası’nın hızlı bir şekilde atacağı adımlar ve reform hamleleriyle bu dönemi kapatacağız. Güçlü bir çabayla tekrar enflasyonun tek haneye inmesini sağlayacağız. Deneyimli bir hükümet var. Kurda dönem dönem dalgalanmalar oldu. Ancak nihayetinde ekonomimiz güçlü çıktı” dedi.

"BÜTÇEYE İLİŞKİN KISA VADEDE ENDİŞEYE GEREK YOK"

Türkiye’de sıklıkla yaşanan seçimlere rağmen bütçe açığını yüzde on buçuklardan sıfıra indiğini de kaydeden Şimşek, "Şu an için cari açık 1,9’dur. Harcama maliyeti milli gelirin 0.7’dir. Gelir vergisinin amacı vergiyi tabana yayarak bu harcamanın kalıcı olarak telafisinin yapılmasıdır. Vergi ve oranları arttırmadan kamu maliyesinin güçlendireceğiz. Yaşanan krizlerde karmaşık para politikaları uygulandı. Şimdi basit ve sade olarak bunu yapıyoruz. İniş, çıkışlar kalıcı tahribatlar oluşturmayacaktır. Bütçeye ilişkin kısa vadede endişeye gerek yok" şeklinde konuştu.

Altın ithalatı bir kenara bırakıldığında cari açıkta ciddi bir oynama olmadığını gördüklerinin altını çizen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Türkiye ekonomide daha makul büyüdüğü ve cari açığın düşeceği döneme giriyor. Bütün göstergeler bunu gösteriyor. Kamu maliyesinde kalıcı bozulmaya asla izin vermeyiz. Kazanımlarımızın özünde güven, siyasi istikrar ve reformlar var. Türkiye’nin ekonomisinin güçlendirmeseydik yaşanan olaylar karşısında ekonomimiz güçlü kalamazdı. İşin özü Türkiye yanı başındaki sorunlara karşı tahribatlara rağmen gerçekten çok güçlü reel bir ekonomi ortaya koydu. Seçim dönemindeyiz diye tedbir alamayacak algısı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu söz konusu bile değil. Her zaman gerekeni yapacağız. Ayrıca, Türkiye reel performansını millî gelirde yüzde 231’e çıkarmıştır" ifadelerini kullandı.

"BANKACILIK SEKTÖRÜNDEKİ PAYIMIZ YÜZDE 5 SEVİYESİNDE"

TKBB Başkanı Metin Yıldırım da konuşmasında, "Katılım bankalarının Türkiye'de gelişmekte olan bir alan ve faizsiz finans sektörüdür. İnsanların ilgisini çekiyor. İhtiyaçlara ticaret ve yatırımlara yeni bir soluk getirmeye çalışılıyoruz. Katılım Bankacılığı Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir yapılıyor. Fakat bankacılık sektöründeki payımız henüz yüzde 5 seviyesinde. 2025 perspektifinde Cumhuriyetimizin 100. yılı hedefleri içinde katılım bankacılığının pastadaki payının arttırılmasını sağlayacağız. Yeni süreçte yeni ürünlerin geliştirilmesi, girişim sermayesinin özellikle mevcut olan kar-zarar ortaklığı gibi ürünlerimizin aslında daha çok hayata geçirilmesi ve daha çok bu konuların öne alınması gibi bir takım hedeflerimiz var. Genel müdürü olduğum Ziraat Katılım’da bu konularda öncülük yapıyoruz. Başkanlığını yürüteceğim sürede de Katılım Bankaları Birliği’nde katılım bankası temsilcisi arkadaşlarımız ile birlikte bu ürünlerin geliştirilmesinde girişim sermayesinin daha fazla kullanılabiliriz. KOBİ'lerimizi bu noktada destekleyerek onları artık KOBİ sınıfından çıkarıp büyük ölçekli firmalar haline getirmek için elimizden geleni yapacağız. Özellikle Türkiye’nin üretime ihtiyacı olduğu bu dönemde finansal açıklarını üretimle kapatmamız gerekiyor. Bu noktada kalıtım bankacılığı reel sektöre önemli katkılar yapacak diye ümit ediyorum” şeklinde konuştu.

"KURDAKİ HAREKETLİLİK KONUT SATIŞLARINI YAVAŞLATTI"

Hükümetin konut kredisi faizlerinin düşüreceği açıklaması ile piyasadaki etkilerinin neler olabileceği konusunda değerlendirmelerde bulunan Albaraka Türk Genele Müdürü Melikşah Utku ise "İnşaat sektörü son bir senedir ciddi anlamda bir atalet içerisinde. Bunda yüksek faiz oranlarının etkisi olduğu gibi dünyadaki gelişmeler de ülkemize yansıyor. Kurdaki hareketlilik konut satışlarında yavaşlamaya neden olmuştur. En azından bu süreçte faiz oranlarında katılım bankaları açısından kar payı oranlarında konut sektörüne yönelik azalmalar olursa da teşvikler yapılacaktır diye düşünüyorum. Bu alanda bir hareketlilik yaşanacaktır diye tahmin ediyorum” diye konuştu.

"SEÇİM SONRASI KURDA DÜZELTMELER OLABİLİR"

Utku, dövizdeki dalgalanmalar ile ilgili de şunları söyledi: "Son zamanlarda Türk lirası diğer para birimlerinde bir anlamda ayrıştı. Seçim haberinin duyulmasından sonra ekonomimizin derecelendirme notunun düşürülmesi ile çok yakından ilgisi var. Sıcak siyasi gelişmeler yaşıyoruz. İran ve ABD ile ilgili yaşanan sorunlar ülkemizi de kapsıyor. Tabi ki bunlar kura yansıyacaktır. Benim kanaatim kısa süreli spekülatif hareketler olacaklardır. Seçim sonrasında kurda çok ciddi düzeltmeler olabilir. Çünkü Türkiye bu kur seviyelerini hak etmiyor.”