BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Şimdi siz vatanseversiniz öyle mi kuzum?

Ben ne zaman sokak iblislerini yazsam, birileri anlayıp dinlemeden "Sen demokratik protesto hakkını kullananların karşısında mısın?" diye soruyor.

Ben ne zaman sokak iblislerini yazsam, birileri anlayıp dinlemeden "Sen demokratik protesto hakkını kullananların karşısında mısın?" diye soruyor.

Hayır kardeşim. Bin kere hayır, milyon kere hayır benim canım kardeşim!

Bakın idrak edebilmeniz için açık açık yazayım.

Her türlü eyleminize saygı duyarım. Gözünüzdeki çapaktan, içtiğiniz çayın deminden, yumurtanızın sahanda olmamasından, tuvalet duvarlarına yazılan yazılardan dolayı rahatsız olup eylem yapsanız bile, bu saygımı sürdürürüm.

Çıkın, hükümeti protesto edin!

Eleştiren, hakaret eden, küfreden kim varsa, sizinle beraber karşısına dikilmeyen, kınamayan, lanetlemeyen namerttir.

Peki neye karşıyım ben, neyi eleştiriyorum?

"Ben demokratik protesto hakkımı kullanacağım" bahanesiyle yüzünü kınası yapılan gelinlik kızlar gibi peçeyle kapatırsan...

Bir elinde molotof, diğer elinde parça tesirli bomba ile devletin kolluk kuvvetleriyle savaşa girişirsen...

Seçimle gelen iktidarı seçim arifesinde, sokak ayaklanmalarıyla devirme girişiminde bulunup, halkın yarısının iradesine tecavüz etmeye çalışırsan...

Devlet malını yakar, esnafın dükkanını yakıp yağmalar, senin eylemine destek vermeyenlere ağzına gelen küfrü savurursan....

İşte tam o noktada karşında ben ve benim gibileri bulursun!..

Bir önceki yazıda da söylediğim gibi, dünyanın hiçbir yerinde devlet, eylemcilere sokakları özgürce yakıp yıkma hakkını vermez... Bunu yaptığınız an, devletin gazap kamçısının sırtınızda şakladığını acı içinde hissedersiniz.

Kaç gündür Okmeydanı'nda yaşanan meselelere değiniyorum.

Yüzü peçeli adiler, ellerinde misketlerle, molotoflarla, parça tesirli bombalarla, otomatik silahlarla sokaklara dökülmüş, devletin kolluk kuvvetleriyle savaşıyor.

Bunu yapanlar, terör örgütü DHKP-C'ye mensup kişiler.

Gazetelere, televizyonlara, internet sitelerine ve adına sosyal medya dediğimiz twitter ve facebook'a bakıyorum.

Vay efendim!

Çocuklar sokaklarda barışçıl eylem yapıyormuş da, polisler de onlara çok sert müdahale ediyormuş!

Allah yalancının bin türlü belasını versin mi?

Polisleri molotofla yakmaya çalışanlar, parça tesirli bomba atarak sokaktaki masum vatandaşı katledenler, küçücük çocukları kendine siper ederek kolluk kuvvetlerini kovalayanlar, ellerindeki otomatik silahlarla sokaklarda terör estirenler barışçıl eylem yapan çocuklar öyle mi?

Onlar barışçıl eylem yapan çocuklar olduğuna göre, siz de vatanperver oluyorsunuz galiba!..

Polise karşısınız, askere karşısınız, MİT'e karşısınız, devletin tüm resmi kurum ve kuruluşlarına karşısınız, milletin iradesine karşısınız, masumlara yardım götürmekten başka gayesi olmayan IHH gibi yardım kuruluşlarına bile karşısınız.

Yatırımlara karşısınız!

Kanal İstanbul'a, 3'üncü havaalanına, 3'üncü köprüye, Marmaray'a, hızlı trene, nükleer santrale, milli tanka, milli uçağa, milli arabaya, duble yollara karşısınız.

Terörist gruplarla berabersiniz. Devletin malını yakanlarla, esnafın işyerini yağmalayanlarla kolkolasınız. Nerede Türkiye düşmanı varsa onun kucağındasınız. İsrail, Almanya, İngiltere, Amerika Türkiye'nin aleyhine olabilecek neyi destekliyorsa onu destekliyorsunuz.

Ve siz vatanperversiniz öyle mi?

Sahi bu kadar kör müsünüz yoksa görmek mi istemiyorsunuz? Bu maskaralığa, bu hainliğe nasıl ve neyin karşılığında razı oldunuz merak ediyorum?

Tekrar ediyorum!

Şiddete ve ihanete bulaşmadan kanunların kendisine verdiği protesto hakkından yararlanan eylemcileri tenzih ederek söylüyorum.

Eylemci kılığına girerek devletle, milletle çatışan terör örgütü mensuplarına ve onun yardakçılarınadır şu sözüm...

Sizler, artık bu ülkede çiçeklerin arasında dolaşan örümcekler gibisiniz! Kendi halinizde olduğunuz sürece, küçük ağlarınızı örmenize belki kimse karışmayacak. Ama o ağları bu ülkenin, bu milletin başına örmeye çalışırsanız, ayaklar altında ezileceksiniz.

Dünyanın hiçbir yerinde sizin gibiler için destansı hikayeler yazılmaz. Kimse de sizin bu ihanet hikayenizi kahramansı bir şarkıya çevirmeyecek.

İsteseniz de, istemeseniz de...

Getirmek istediğiniz kara günler, sabah güneşiyle kaybolan sisler gibi kaybolup gidecek. Bir mide bulantısı gibi gelip geçeceksiniz. Yerkürenin her köşesinde sizin gibiler tarihler boyunca herzaman nefret ve lanetle anıldı.

Siz de bu akıbeti yaşayacaksınız.

Bunları yazıyorum diye ardı ardına gönderdiğiniz tehdit mesajlarının beni ürküttüğünü düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz!

Yanyana dizilmiş odunlardan kim korkmuş ki ben korkayım!

twitter.com/slymnoz

facebook.com/slymnoz