BIST 9.599
DOLAR 35,24
EURO 36,82
ALTIN 2.961,65
HABER /  GÜNCEL

Şimdi moda plaza gazeteciliği

Savaş Ay, Zeytinburnu'yu bilmeyen bu iki gazeteciye ince gönderme yaptı: Malum ya; çok kazanan değil, çok gezen bilir.

Abone ol

Sabah yazarı Savaş Ay yeni bir polemik başlattı. Savaş Ay iki büyük gazetenin Hürriyet ve Miliyet'in genel yayın yönetmenleri Ertuğrul Özkök ve Mehmet Yılmaz'ın plazalarda oturmalarını eleştirerek Zeytinburnu Olivium'u yeni öğrenmelerine tepki gösterdi. Onların bu itirafını samim bulmayan Savaş Ay, şu eleştirileri yöneltti:

Savaş Ay önce Ertuğrul Özkök'ün şu sözlerine yer veriyor 

"Buraya gelmeye hazırlandığım sırada, Milliyet'i yöneten Mehmet Yılmaz bana telefon açtı. Meğer o, erkenden gelip oturmuş salona. Dedi ki: 'Hemen gelmelisin. Çünkü Zeytinburnu'nun orta yerinde meğer iki Akmerkez varmış da, haberimiz yokmuş. Mutlaka gelip görmen gerekir burayı. Ben çok etkilendim. Sen de gör, bak neleri başarmışlar."

Bu her kalibreden sevgili meslektaşın, plazalar dışında geçirdikleri epey vakitler de var elbet. Ama tercih ettikleri, gittikleri, takıldıkları semtler de, mekânlar da malum.
Yani Zeytinburnu'nda ya da ne bileyim; Dudullu'da, Sultanbeyli'de, hadi oraları da bırak, konuşlandıkları medya kulelerinin iki arka sokağında ne olup bittiğinden bile bihaber oluşları, vakitsizlikten değil, ilgisizlikten.

Seçkinci gazeteci anlayışının türediğini yazan Savaş Ay, bu sınıfın insanlara tepeden baktığını belirterek Ertuğrul Özkök ve Mehmet Yılmaz'a göndermeler yaptı.

Eskiden belediye otobüsüne binmeyeni gazeteci saymazlardı. Şimdi otobüsle gidip geleni, bırakın gazeteci, neredeyse adamdan bile saymayacak bir seçkinci (!) anlayış türedi. Bu tarzın özneleri ortalama yaşam biçimlerimin izini süren, oralardan haber, öykü, söyleşi derleyenleri süfliliğin, paçozluğun, kalitesizliğin izcisi olarak algılıyor handiyse...

Sadece alışveriş merkezlerini değil arka sokakları da gezerek Zeytinburnu'yu tanımalarını isteyen Ay, şunları söyledi:

Lakin yine de eğrisi doğrusuna geldi sayıyorum. Bakarsınız bu ağabeylerimiz; Zeytinburnu'nda Olivium'u görerek başlattıkları çevremizi tanıyalım faaliyetleri devamında, az ötedeki Telsiz Mahallesi'nde kıçı başı açık koşuşturan göçmen aile çocuklarını; Kirazlı muhitinde işsiz gençlerle dolu kahvehaneleri; sabah karanlığı servis araçlarından mahmur gözlerle inen fabrika kızlarını da görür, "kimlere de" gazete yaptıklarını daha iyi anlarlar. Malum ya; çok kazanan değil, çok gezen bilir...